AYM’NİN SON HDP KARARI VE OLASILIKLAR

10/03/2023 686 Görüntülenme

İlişkili içerikler

Taner Renda / 10.03.2023

Anayasa Yüksek Mahkemesi, dün ilginç bir karara imza attı: HDP’ye daha önce vermedikleri seçim yardımını iade etti ve sözlü savunması için de 11 Nisan’a kadar süre verdi. Ve karar sekiz evet, yedi hayır ile alındı. Geçen ay AYM başkanını seçerken, Erdoğan’ın tepeden inme adayına karşı, AYM’nin halihazırda var olan başkanını da aynı biçimde sekize yedi oyla seçmişlerdi. Sanırım AKP’nin gidici olmasına selam duran bir denge oluşmuş. Bu durum bizi hukuksal olarak umutlandırmalı.

Ama HDP için verilen karara bir de Şeytan’ın Avukatı açısından bakmakta yarar var diye düşünüyorum. Neden 11 Nisan tarihi seçildi? İyimserliğime sorarsan: Tercihini seçmiş bir sermayenin ülkenin en yüksek mahkemesine yansımış kararı olarak yorumlarım. Ama kötümser yanıma sorarsan: seçim kanuna göre partiler en geç 10 Nisan’a kadar aday listelerini YSK’ya vermeleri gerekiyor. Eee ne olmuş yani? İşte Şeytan’ın Avukatı tam da burada devreye giriyor: Ya AYM bu listelerin verilmesinden bir gün sonra HDP’nin kapatılması kararını verirse ne olur? Listede adı geçen adayların hepsi yasaklı hale gelirler. Yani HDP, esas kadroları ile seçimlere giremeden kapatıldıkları için hem güçten kaybedecekler, hem de moral olarak biraz buruk halde seçmenlerinin karşısına çıkmak zorunda kalacaklar. İkinci bir aday listesi oluşturulması HDP ve Kürt seçmen için imkansız değil ama güçlü kadroları bir dönem devre dışı kalacak. Elbette HDP, geçmişte de bugün de birden fazla seçim taktiğinin hazırlığı içinde olmayı hiç eksik bırakmadı.

Peki, Şeytan’ın avukatına sorulacak ikinci bir soru daha var: AYM’de anayasa gereği bir partinin kapatılması için üçte ikilik oy çokluğu ile alınması zorunlu. Yani AYM hakimlerinin en az on tanesi bu yönde karar vermesi gerekiyor ki HDP’nin kapatılması için. Bu mümkün mü? Yine iyimser yanıma sorarsan: kemikleşmiş bir sekize yedilik bir denge var. Hal böyleyken; üç tane daha AYM hakiminin diğer tarafa yani Erdoğan’ın hanesine geçmesi sanki çok çok zor. Şeytan’ın avukatı ise bana göz kırpıyor: Ülkemiz devletinin her bir kesimi ve burjuvası hala daha Kürtlere hiç güvenmiyor. Ve içeride hala düşmana ihtiyacı var. Ve en “güzel düşman” da PKK’dan alası var mı? Militarist sanayi ve ticaret hala en güçlü dönemlerini yaşıyor. Ve bütçenin en büyük payını Diyanet Başkanlığı ile birlikte Milli Savunma Bakanlığı alıyor. Bütün bunları nereye koyacaksın diye bana soruyor.

Sonuçta kararı belirleyecek olan tek şey: İyimser yanımın destekçileri olan ülke halkımın yoksul ama demokrasi, barış ve özgürlük isteklerinin örgütlü ve kararlı gücünün ağırlığına mı destek verecekleri yoksa kötümser yanımın destekçileri olan Devletin karanlık, kibirli ve açgözlü sermayesinin köhnemiş bağnaz güçleri ile birlikte ülkeyi daha da geriye götürecek planlarına mı destek vereceklerinin tercihine kalıyor. Burada tarafsız kalmak, kenarda durup; burun kıvırmak ve hayallerindeki parti ve liderleri beklemeye yer yok. Soru basit: Ne Yapmalı? Cevap da basit: Bu döneme son vermeli…

Yazarımızın daha önce yayınladığımız yazıları.

ŞİMDİ BU TEZEĞİ NİYE YEDİLER?/08.03.2023

ASENA MERAL HANIM’IN HAYALLERİ VE GERÇEKLER/04.03.2023

AKP’NİN OY DEPOLARI VE GÜNCEL HEDEFLER/02.03.2023

6 ŞUBAT DEPREMİNİN ÖĞRETTİKLERİ/26.02.2023

DEVLETİN OLANAKLARI İLE ERDOĞAN’IN PLANLARI/19.02.2023

BÜLENT ARINÇ VE SİVİL DARBE ÇAĞRISI/15.02.2023

DEPREM DEĞİL AMA DEVLET ÖLDÜRÜR /08.02.2023

MERAL HANIMI NEDEN SEVMİYORUM?/04.02.2023

İRFAN FİDAN NEDEN AYM BAŞKANI SEÇİLEMEDİ?/ 03.02.2023

BARDAĞIN YARISI BOŞ MU, YOKSA DOLU MU DİYECEĞİZ?/01.02.2023

ANAYASA MAHKEMESİ KENDİNİ İNKAR ETTİ /26.01.2023