ASENA MERAL HANIM’IN HAYALLERİ VE GERÇEKLER

04/03/2023 674 Görüntülenme

İlişkili içerikler

Taner Renda / 04.03.2023

Vakay-ı Hayriye yani hayırlı bir olay oldu dün: Asena Meral Hanım, Altılı Masa’dan kalktı ve CHP ile yedi yıllık, diğer beş parti ile son iki yıllık çalışmalara çamur atarak gündeme bomba düşürdü. Neden hayırlı olay dedim? Cumhur İttifakı’na karşı en önemli ve güçlü bir damar olan Sol, Sosyalist ve Kürt hareketini içeren HDP, Emek ve Özgürlük İttifakını dışarda kalması için elinden gelen her çabayı gösteren Asena Meral Hanım artık bu masadan kalktığı anda; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk iş olarak önce Sol Parti ile ve ardından da Türkiye İşçi Partisi ile görüştü. Ve masanın kalkanın yerine “ülkenin bütün renklerini yansıtan” partilerle görüşmelere başlayacağını açıklaması, çok anlamlı bir başlangıç. Sanırım bunu HDP ile de devam ettirecek. Asena Meral Hanıma masadan kalkmasını fısıldayanlar, Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesini pek beklemiyorlardı. Kılıçdaroğlu, nihayet (istese de istemese de bu hamleyi yapmak zorunda kaldı) yüzünü demokrasiden, adaletten, özgürlükten ve eşitlikten yana döndürdü. Bu değişimi asla küçümsememeli, konuyu asla burjuva partileri ile nereye gidile bilire getirmemeliyiz. Kendi Soluna yüzünü dönen bir Sosyal Demokrat Partiyi, diğer burjuva partilerine karşı elini zayıflatmamalıyız. Yaşadığımız İslami faşist rejimi yenmenin tek yolunun da buradan geçtiğini düşünüyorum.

Gelelim Asena Meral Hanım’ın bu çıkışına ve sebep/sonuç ilişkilerine.

Soru 1) Neden tam da Cumhur İttifakı’nın prestiji 6 Şubat depremi ile dibe doğru inişe geçtiği sırada “kazanacak/kazanamayacak aday” çıkışı yaptı?

Soru 2) Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanı olduğu CHP’nin İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarını, kabul etmeyeceklerini bile bile neden Cumhurbaşkanı adayları olmaya çağırdı?

Soru 3) Asena Meral Hanım, şimdi İyi Parti’nin adayı mı olacak?

Soru 4) Her şey bir yana, Asena Meral Hanım bu kalkışla MHP’nin oylarını mı hedeflemekte?

EYT’lilerin kangren olan emeklilik işlemleri başta olmak üzere pek çok konuda halka enflasyonun çok altında kalsa bile para dağıtarak; kabul görme oylarının aşağı yönünü az da olsa tersine çeviren Erdoğan’ın, 6 Şubat Depremi ile yeniden düşüşe geçmesini şimdilik durdurmasına neden oldu Akşener’in bu çıkışı. Cumhur İttifakı yeniden moral dağıtabilecek gücü kendisinde bulacak hamlelerin peşine şimdiden düştü bile. Ama Akşener’in ilk düşündüğü şey elbette bu değildi. Masa’nın ikinci büyük partisinin genel başkanı olarak kazanacakları seçim sonrası yeni dönemde, kendisi ile kıyaslanamayacak diğer dört parti ile aynı eşit konuma düşmesini ilk günden beri sindirememişti. Kılıçdaroğlu’nun kazanacak/ kazanmayacak aday tartışması aslında sorun olmadığını kendisi de biliyordu. Ama yeni dönemde Cumhurbaşkanı’nın ilk/birinci/ esas yardımcısı olmasına diğer partiler sıcak bakmadı. Küçük partiler arasında birinci bile olamadıktan sonra; bir sonraki seçimde nasıl birinci parti olabilirdi ki? Bu psikolojik üstünlüğü şimdiden tesis etmezse; iktidarı alabileceğine abilerini ve de halkı nasıl ikna edecekti? Üstüne üstlük, partide eski MHP’lilerin üstünlüğünü de ne zamana kadar baskı altında tutabilecekti?

Ve bu işte kendisine ister açıktan isterse de zımnen arka çıkacak birilerine ihtiyaç vardı. Plan gayet netti. AKP/Erdoğan’ın en zayıf anında ona moral kazandıracak olan muhalefeti bölme harekâtına girişti. Öylesine sert konuştu ki; artık hiç kimse onu geriye dönmesini sağlayamayacaktı. Partisinin içindeki eski MHP yanlılarının da tam desteğini yanına almış olacaktı. Erdoğan da bu kıyağı asla unutmazdı. Ve günü geldiğinde MHP’nin yedeği olmasını istediği İYİ Parti’ye, o da elinden geleni yapardı. Bakarsın Erdoğan yeniden kazanır ve yeni dönemde Asena Meral Hanım ile birlikte parlamenter sisteme geçiş yaparlar. Akşener de hayalini kurduğu başbakanlığa Erdoğan’ın himmetleri ile kavuşurdu.

Peki, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a aynı anda her ikisine neden aday olmalarını istedi? Siyaset ile kıyısından bucağından uğraşan herkes bilirdi ki; bu iki kişi de ülkenin en büyük iki şehrin belediye başkanlıklarını bırakmazlardı. Hem de partilerinin genel başkanının aday olacağını bilmelerine karşın. Zaten Asena Meral Hanım da bu umutta değildi. Derdi de değildi. CHP içinde karışıklık çıksın, sonra da “kazanamayacak aday” olarak kendisi de partisi adına cumhurbaşkanı adayı olarak seçime girip; partisinden olası Millet İttifakına kaçacak olan oyları toplayıp; Cumhur İttifakının oylarını arttıracaktı. Buna karşın, Erdoğan’ın zımni himayelerine mazhar olan İYİ Parti’nin, MHP’yi bitirmesine yardım ederdi.

Şimdi gelelim Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu oyunu karşılama biçimine. Baykal sonrası giderek iyice pişen bir Kılıçdaroğlu karşımıza çıkmaya başladığına tanık olduk. Tek başına yenemeyeceği Erdoğan’ı yenmek için kendisi gibi burjuva partilerinden bir masa kurdu. O da abilerinin istediği gibi Asena Meral Hanım’a elinden pardon milletvekillerinden on beşini ödünç verdi. Son dönemde Trump ile başlayan otokratik yönetimlerin iş başına gelmeye başladığı dünyada, muhalefetler de çoğu kez yan yana gelemeyecek partilerin birlikte hareket ettiğine ve otokratları devirmeye başladığına tanık olduk. Lakin ülkemiz ağır toplarına bunu anlatmak bir hayli zordu. Özellikle Asena Meral Hanım ve avenesi geniş birliktelikten anladıklarının içinde Sol, Sosyalist ve Kürt hareketlerini kast etmiyorlardı. Kılıçdaroğlu da çok iyi biliyordu ki; HDP olmadan; Erdoğan’ın devrilmesi çok da kolay olmayacaktı. Ve ülkeye demokrasi kalıcı olarak gelebilmesi için de, başta Sol, Sosyalistlerin ve Kürt hareketinin temsilcisi HDP olmadan asla tam olamayacaktı.

İşte şimdi bu kez şartlar bu ülkenin iyi, namuslu dürüst insanlarından yana. Bütün gücümüzle CHP’nin yüzünü gerçekten kendi Soluna dönmesi için çalışmalıyız. HDP ile birlikte Kürt sorununu yeni dönemde parlamentoda çözmek için destek vermeliyiz. Ülkeye demokrasi, adalet ve barış gelecekse; bu bizlerin eseri olacaktır. Köhnemiş derinlerde böyle bir dert yok ama biz istersek yapabiliriz.

Yazarımızın daha önce yayınladığımız yazıları.

AKP’NİN OY DEPOLARI VE GÜNCEL HEDEFLER/02.03.2023

6 ŞUBAT DEPREMİNİN ÖĞRETTİKLERİ/26.02.2023

DEVLETİN OLANAKLARI İLE ERDOĞAN’IN PLANLARI/19.02.2023

BÜLENT ARINÇ VE SİVİL DARBE ÇAĞRISI/15.02.2023

DEPREM DEĞİL AMA DEVLET ÖLDÜRÜR /08.02.2023

MERAL HANIMI NEDEN SEVMİYORUM?/04.02.2023

İRFAN FİDAN NEDEN AYM BAŞKANI SEÇİLEMEDİ?/ 03.02.2023

BARDAĞIN YARISI BOŞ MU, YOKSA DOLU MU DİYECEĞİZ?/01.02.2023

ANAYASA MAHKEMESİ KENDİNİ İNKAR ETTİ /26.01.2023

EVET, KARANLIĞIN EN KOYU OLDUĞU ANDAYIZ AMA YEPYENİ BİR GÜNE DE UYANMAK ÜZEREYİZ/23.01.2023

UĞUR DÜNDAR, SADAT VE BAHÇELİ/18.01.2023