Taner Renda / 07.11.2021
Devlet, özellikle son yirmi yılda yeniden yapılandırılmaya çalışılan devlet, orasından burasından delinmeye, yer yer çökmelere ve kanallarının artık kireç tutması ile de tıkanmaya başladı. Geçmişteki devletten de hoşnut değildim, son yirmi yılda oluşturulan devletten de asla hoşnut değilim. İnsanı, özellikle değer üreten insanı hedef almayan hiçbir devletten de asla hoşnut olmayacağım.
Yönetenler, ülke içindeki işçilere, emekçilere, kadınlara, emeklilere ve gençlere sürekli dini değerler pompalayıp, milliyetçilik kisvesi altında yerli ve milli söylemi ile sermayenin her durumda yüksek karlar elde etmesinin yasal veya yasal olmayan her yoldan önlerini sonsuz olanaklara açtılar.
Ülke tarihinde hiçbir iktidar, kendinden önceki döneme ilişkin “devri sabık” yaratmadı. Bunun tek ve net bir açıklaması vardı: düzen/düzülen ilişkisi asla deşilmemeli. Bu yol bir kere açılırsa; gerçekten yol olur ve herkes bu yolu kullanmaya başlar. Peki, son zamanlarda ülkede bazı ezber bozan söz veya davranışları neye bağlayacağız? Devletin eski kullanıcılarının kullanma sürelerinin dolmaya başladığının belirtileri artık daha yüksek sesle dillendirilir olması ile açıklayabiliriz. Neredeyse yüz yıllık CHP, artık eskimiş kodlarının değişim zamanının geldiğini belli edercesine, kendisinden beklenmeyen adımları utangaçça da olsa atmaya başladı.
CHP, bir yandan Kürt oylarının büyük bir kısmını temsil eden HDP ile yakınlaşmaya çalışırken, bir yandan da “Kandili bir günde başlarına yıkacağım” türü açıklamaları ardı ardına yapıyor. Bu tutumu anlamak için de AKP+MHP iktidar bloğunun sonuna gelinmesinin yanı sıra, Ortadoğu’daki değişen güç ve çıkarları da göz önüne aldığımızda anlam kazanır. ABD de, Suriye’de YPG ile birlikte çalışırken, aynı zamanda PKK’yı terörist ilan etmekte bir sakınca görmüyor.
Suriye’de asker bulundurma tezkeresine CHP ilk defa hayır oyu verdi. Gerekçe olarak da: “Neden garibanın evladı, çocuğu orada şehit olsun!.. Kendi çocuğuna bedelli askerlik yaptırıp, milletin evlatlarını ateşe atan şahısa” soruyordu. Bu bakış açısı bir hayli yeni, farklı ve doğru bir temelde duruyor. Bedelli askerliğin getirdiği en önemli farklılık: yoksulluğun en dibinde olan ve iş sahibi olabileceği tek yer olarak öldürüp/ölme ikileminde “şans verilenlere” dikkat çeken bir açıklama. Ama şehitlik mertebesini de kimselere kaptırmıyor. Elbette ben bunun yanı sıra” Ne işimiz var bizim başkasının ülkesinde? Başkasının ülkesinden emek hırsızlığı ve mal hırsızlığına neden müsaade ediyor bu ülkenin parlamentosu” diye çıkış beklerim. Meclis’te bunu söyleyecek HDP ve TİP’in dışında parti sanırım yok.
Bu arada adı iyi olan ama bizce asla iyi olmadığını bildiğimiz İYİ Parti’nin Genel Başkanı ve yamakları da tam da kendilerinden beklenen tavırları sergiliyorlar. Tamam devlet de bu konuda gerekli ortamı hazırlıyor. Deneyimli genel başkan, bu tuzaklara neden düşüyor? İstemeden yapılan doğrular, kimilerinde sırıtır, eğri durur. İçselleştiremeyecekleri için, gerçek reaksiyonunu/tepkisini kusarak gösterir. Ha bunda abilerinin kulaklara fısıldadığı “çok ileri gitmeyin” uyarılarının etkisi yok mudur? Elbette vardır. Rüzgarın yönünü iyi kestiren bu partinin Genel Başkanı, yeni Merkel olacağım derken, karpuzun düştüğü şey de olabilir.
Aslında bütün bunların en temelinde AKP+MHP faşist bloğu gitsin de, sonrasına duruma bakarak ne yapacağımıza karar veririzci Makyavelist tutumda birleşen, Millet İttifakı’nın 6 benzemezlerinin anlayışı var. İlkesizlik, ilke olunca; kararsızların bunca yüksek sayıda olmasına şaşırmamamız gerek. İktidarın olmadığı gibi, muhalefetin de söyleyecek ve anlatacak güzel ve yeni bir hikayesi yok. Öyleyse, güzel ve yeni hikayesi olanların kervanına katılmalı. Birlikte daha iyiye ve güzele varabilmek için daha çok çalışılmalı. Bu 3. Yol mu derseniz? Evet, hem de koskocaman bir evet. Kendin yaratmadıktan sonra, kimse senin için iyi ve güzel bir hikaye yazmayacaktır.
Yazarımızın daha önce yayımladığımız yazıları
SAVAŞA KARŞI CHP’NİN DÖNÜŞÜMÜ VEYA BİRLİKTE YAŞAYABİLMENİN İLK IŞIĞI
ELİNDE ÇEKİÇLE BANKAMATİKLERE SALDIRILIYORSA; KAÇMA VAKTİNİZ GELDİ DEMEKTİR
GELİYOR GELMEKTE OLAN AMA MUHALEFETİN HALİ İÇLER ACISI / 23.10.2021
SADAT, SEDAT, DARBE VEYA SOKAĞIN ORTAK SESİ OLMAK/16.10.2021
GODOT’YU BEKLEMEYE GEREK YOK, YOLA ÇIKMAK İÇİN / 11.10.2021
HER EVE BİR PARA SAYMA MAKİNASI KONACAK KADAR PARAMIZ OLACAK /11.08.2021
ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR DİYE DÜŞÜNENLERE: ÇANLAR HEPİMİZ İÇİN ÇALIYOR ARTIK/05.08.2021
TÜRKİYE’DE İÇ SAVAŞ ÇIKARILMAYA MI ÇALIŞILIYOR ?/22.07.2021
DERE GEÇİLİRKEN; BAHÇELİ AT MI DEĞİŞTİRİYOR?/17.07.2021
Kürtleri o kadar çok seviyoruz ki yok edilmelerine hiç ses çıkarmıyoruz /14.07.2021
HDP’siz çözüm olmaz olsa da ona da zaten faşizm denir / 08.07.2021
UMUT/UMUTSUZLUK, KORKU/CESARET, YILGINLIK/DİRENİŞ /30.06.2021
“O PARALARI SİZDEN SÖKE SÖKE ALIRLAR” / 27.06.2021
ERDOĞAN VE MHP + MAFYANIN BİLEK GÜREŞİ 22.06.2021
HAMDOLSUN, ERDOĞAN EV ÖDEVİNİN NE OLDUĞUNU ANLADI / 17.06.2021
Peker, Erdoğan abisi ile helalleşmeyi niye erteledi ? / 02.06.2021
Tek bir kural var kuralsızlık / 26.05.2021
SEDAT PEKER’İN GÖMLEĞİNİN RENGİ, BEYAZDAN SİYAHA DÖNDÜ / 23.05.2021
“BİZ HEPİMİZ AİLEYİZ VE HER SUÇTA BERABERİZ” / 07.06.2021
Devletin mafyası mı yoksa mafyanın devleti mi? / 2 / 21.05.2021
Kanserin üçüncü evresinden, dördüncü evresine geçen ülkemiz /14.05.2021
Birlikte olursak; her şeyi değiştirebiliriz / 04.05.2021
Ne yapmalı, nasıl yapmalı ve kiminle yapmalı? / 30.04.2021
Devlet mi mafyalaştı, yoksa mafya mı devletleşti? / 22.04.2021
Katastrof / Büyük yıkım kapımızda / 24.04.2021
Canı sıkkın hava ve rüzgar / 18.04.2021
Ülkemizin ahvali: Sadece parasız, işsiz ve aşısız değiliz. Geleceğimizi de kaybediyoruz / 11.04.2021
Ülkeyi Nasıl Yönettilerse Pandemiyi de öyle yönetti AKP 09.04.2021
Ülke soyulurken değil, soğan soyulurken ağlayan ulusalcılar / 05.04.2021
Ben Erdoğan’ın yerinde olsaydım / 30.04.2021
Polis, ülkede toplumsal düzeni korur ve huzuru sağlar, gerçekten öyle mi? / 03.04.2021
BEN ERDOĞAN’IN YERİNDE OLSAYDIM / 30.03.2021
AKP+MHP iktidar testisi çatladı / 29.03.2021
19 Mart 2021, uçurumdan önce yapılabilecek freni yok etmiştir / 20.03.2021
Bütün mesele: gelmekte ve gitmekte olanı anlayabilmekte / 28.02.2021
“HDP’ye oy veren milyonlar, kurşun yağdıran teröristlerdir” / 21.02.2021
ÖLÜLER ÜLKESİNİN SERİ KATİLLERİ / 18.02.2021
YAKLAŞAN FIRTINA VE YUMURTA HİKAYESİ / 07.02.2021
TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ / 03.02.2021
SEKİZ YÜZ YILLIK BİR DÖNEM SONA ERERKEN GELECEĞE BAKMAK / 30.01.2021
Taner Renda yeni hikaye dedi, bende naçizane ekleyeyim: Sanırım tek bir hikaye kaldı; halkın sosyalizm ve laik ülke seçimini yapmasıdır. Bu mümkün mü? milyonlarca üniversite mezunu var, devlet memurluğu dışında para kazanma şansı yok, özel sektörde ise eskisi gibi köşeyi dönme şansı kalmadı, yükseliş dönemi sahanın boş olduğu kısa dönemler 30- 40 yıl için vardı . 17- 35 yaş arası gençlik depresyon içinde, Akılcı çözüm bireylerin özgürlük ve eşitliğinin ülke zenginliğinin sosyalizm içinde dağıtılması ve Sait Faik hikayeleri nev’inden insanlık hallerinin hikayesini yaşamasıyla yani kültürle olur. En önemlisi, erkeklerin cinsel dilencilikten, kadını mülkiyeti gördüğü anlayıştan kurtulmasıdır, eşit sevişgen kültürü anlayışına ulaşılmalıdır. Pavlov’ un köpeği şartlandırma refleksi keşfi gibi dinler ve sınıflı toplumların kadını “meyva” gibi gösterdiği hastalıklı şartlı refleks zihin yapısı ; ve erkeği salya akıtan, kadınları parasıyla elde ettiği kurulu düzen yıkılmalıdır; tabi ki öncelikle kültür devrimi beyinlerde sözkonudur. Kadınlarda artık vajina yoluyla yönetim tarzını bırakıp beynini kullanmaya başlar, sosyalizmin alt yapısı çıkar, dinsel, milliyetçi içgüdüsel güdülenmeler söner.