Kaynayan kazan durumuna getirilmiş Türkiye’de, her an her şey değişebilir senaryosu kusursuz bir biçimde kendi mecrasında ilerliyor. Yeni dönemin en ağır abisi olmak sözü verilen ama koltuğunu eskinin kadın katiline son anda Bahçeli’nin af manevrasıyla kaybettirilen Sedat Peker, son bir ayda çektiği videolarla, iktidarı ve derin yapıları birbirine düşürerek ilerliyordu. Bu Pazar Tayyip abisi ile helalleşecek noktaya geldiğini açıklayan Sedat Peker, araya tufeylilerin girmesi ile senaryoda, son dakika değişikliği yaptı.
Bu değişikliğe neden olarak da 14 Haziran’da NATO toplantısında bir araya gelecek olan Tayyip abisinin, ABD Başkanı Biden karşısında elini zayıflatmamak için helalleşme videosunu erteledi. Onun yerine Tayyip abisinin ilk elde elini güçlendirecek Sedat Peker’den her ay düzenli 10 bin Dolar maaş aldığını söylediği milletvekilinin kim olduğunu açıklayarak, “süslü sülümanın” elinde tuttuğu şantaj malzemelerinden birini alacak. Aslında bu milletvekilinin AKP’li Metin Külünk olduğu kulaklara çoktan fısıldandı bile. Erdoğan’ın kendi partisindeki bir milletvekilinin mafya bozuntusundan 10 bin Dolar maaş alması; elbette ciddi bir olay. Ve Erdoğan’a prestij kaybettirir. Ama bu şantajdan kaçış olmadığını gören Erdoğan, Soylu’dan olabildiğince bir an evvel kurtulmanın yolu olarak, elindeki malzemeleri şu ya da bu biçimde tükettirmek istiyor.
Erdoğan, yaklaşık bir aydır tek kelime etmeden videolarda suçlanan aktörlerinin, birbirleri ile kapışmasını izledi. Soylu’nun “ben gidersem; parti içinden çok kişiyi de birlikte götürürüm” tavrından sonra, Bahçeli ile görüşen Erdoğan, kendilerince bir yol haritası oluşturdular. Erdoğan’ın küçük bir desteğine sevinen Soylu, sanırım ikinci adımı göremedi. AKP içinde Erdoğan için çok önemli olan kişilerin hedef alınmasının yarattığı rahatsızlıktan Erdoğan şimdilik çok dertlenmiyor. Ama Soylu’nun kaybı giderek artıyor. Eğer Erdoğan, önümüzdeki dönem için Soylu’ya ihtiyaç duyacak kadar çaresiz olduğunu hissetseydi; Peker’e iyi niyet elçileri göndermez ve Soylu’nun başını okşardı. Görünen o ki; Erdoğan, 14 Haziran NATO toplantısına Soylu’nun şantajları ile gitmek istemiyor. Sanırım Peker, bu hafta Erdoğan’ın elini bir hayli rahatlatacak Soylu şovu yapacak.
Ama asıl önemlisi ise Sedat Peker yerel bir mafya lideriyken, bu videolardan sonra; uluslararası bir oyuncu haline getirildi.
-Kokainin yeni rotasını ve Türkiye’deki aktörlerini dünyaya duyurdu. Böylece bu yapı, ciddi bir yara aldı. Ve tasfiyesi de artık kaçınılmaz. Sedat Peker de, kendisine yar olmayan en derin patronluğu, başkalarına da yar etmedi.
-Erdoğan sonrasına ilişkin uzunca bir süredir “gizlice” devam eden liderlik yarışı, artık ülkede bilinen en açıktan savaş haline getirildi. Her gün bir Soylu, bir Erdoğan ve onun arkasında sıralanmış çıkar grupları karşı tarafa ateş etmeye başladılar. Ve bu ateş etme, giderek daha fazla sayıda kişileri de içine alarak genişliyor.
-Soylu ve onun hamisi Bahçeli’nin Erdoğan üzerindeki etkisi de bu sürede giderek azalıyor. Bu hesaplaşmanın daha çok su kaldıracağı düşünüldüğünde; Erdoğan için, NATO toplantısında alacağı darbelerden çok, iç hesaplaşmaya girişmiş bir AKP’nin geleceğinin giderek daha da kararıyor oluşundan duyduğu kaygı ile baş etmeye odaklandığını görebiliyoruz.
-O nedenle: Sedat Peker’e ulaşan iyi niyet elçilerinin isteği ile şimdilik Erdoğan, savaşı tek bir cepheye indirgemeyi başardı. Ama bu başarının da bir bedeli olacak. Sedat Peker istediği kadar “bir kamera ve tripod’a yenileceksiniz” desin. Arkasını sağlam tutan güçlerin, hedeflediklerini bizler veya en azından ben bilemiyorum. 14 Haziran sonrasındaki gelecek olan video, Erdoğan’ın ne kadar bedel ödeyeceğini de gözler önüne serecek.
Dijital çağın nereye ve nasıl evrilebileceğini, Peker’in çektiği videoların sonuçlarına bakarak herkes kendince bir kestirimde bulunabilir. Çok büyük savaş gemilerinizin olması, çok mükemmel savaş jetlerinizin olması, çok mükemmel yakın savaş silahlarınızın olması elbette çok önemli. Ama bu kadar bütçeniz olmadan da SİHA türü yeni savaş makineleri ile de pek çok büyük güce karşı muharebe kazanma şansı artmaya başladı. Dijital çağda, diktatörlere, otoriter yönetimlere yer olmayacaktır. Hele hele kara gözlüklerinin ardından, Saraylarından ayaklarının altındaki halka bakanların sonunu bizler de bizzat gözlerimizle göreceğiz. Elbette bu bize verilecek bir armağan olmayacaktır. Yok, öyle oturduğumuz yerden, güzel günlere ulaşmak. Hiç kimse bedel ödenmeden, iyi ve güzel şeylere ulaşamamıştır. Yumurtayı içeriden biz kırmazsak; başkaları kırdığında da bizler masaya servis edilen omletler olacağız.
Yazarımızın daha önce yayınladığımız yazıları
Erdoğan değil Demirtaş’ın hapiste olması ya da özgür kalması ülkenin kaderini belirleyecektir.
Tek bir kural var kuralsızlık / 26.05.2021
SEDAT PEKER’İN GÖMLEĞİNİN RENGİ, BEYAZDAN SİYAHA DÖNDÜ / 23.05.2021
“BİZ HEPİMİZ AİLEYİZ VE HER SUÇTA BERABERİZ” / 07.06.2021
Devletin mafyası mı yoksa mafyanın devleti mi? / 2 / 21.05.2021
Kanserin üçüncü evresinden, dördüncü evresine geçen ülkemiz /14.05.2021
Birlikte olursak; her şeyi değiştirebiliriz / 04.05.2021
Ne yapmalı, nasıl yapmalı ve kiminle yapmalı? / 30.04.2021
Devlet mi mafyalaştı, yoksa mafya mı devletleşti? / 22.04.2021
Katastrof / Büyük yıkım kapımızda / 24.04.2021
Canı sıkkın hava ve rüzgar / 18.04.2021
Ülkemizin ahvali: Sadece parasız, işsiz ve aşısız değiliz. Geleceğimizi de kaybediyoruz / 11.04.2021
Ülkeyi Nasıl Yönettilerse Pandemiyi de öyle yönetti AKP 09.04.2021
Ülke soyulurken değil, soğan soyulurken ağlayan ulusalcılar / 05.04.2021
Polis, ülkede toplumsal düzeni korur ve huzuru sağlar, gerçekten öyle mi? / 03.04.2021
Ben Erdoğan’ın yerinde olsaydım / 30.04.2021
AKP+MHP iktidar testisi çatladı / 29.03.2021
19 Mart 2021, uçurumdan önce yapılabilecek freni yok etmiştir / 20.03.2021
Bütün mesele: gelmekte ve gitmekte olanı anlayabilmekte / 28.02.2021
“HDP’ye oy veren milyonlar, kurşun yağdıran teröristlerdir” / 21.02.2021