AKP+MHP iktidar testisi çatladı

Taner Renda / 29.03.2021

@RendaTaner

Ülkemizde kadınlar ve Kürtler öldürülme listesinin başlarında yer alırlar. Hele Kürt ve kadınsan; tecavüz edilip, hatta eşe dosta da ikram edilirsin. İşin bitince de, öldürsen bile göstermelik bir ceza ile kurtulursun. Bunun örneklerini ülkemizde çokça gördük. Geçen on-on beş gün içinde bir biri ardına kocaları, sevgilileri veya imam nikahlı eşleri tarafından kadınlar öldürüldü ve katillerin üç hilalli MHP bayrağı önünde çekilen fotoğrafları servis edilince; bir hayli işkillendim. Yine geçen hafta Mersin’de hapisten izinli çıkan ve kendisinden ayrılan eşini bıçaklayarak öldüren kişinin elliyle kurt başı yapan resmiyle servis edilince; eh işin tezeği çıktı, bu iş bir merkez tarafından bilinçli olarak servis edildiğine kanaat getirdim.

Kürşat Ayvatoğlu isimli bir gencin, lüks araba içinde kokain çekerken yayınlanan fotoğrafının sosyal medyaya düştü. Eh olabilir, burada benim için ilginç gelen bir şey yoktu ve üstünde durmadım. Ama hemen ardından bu kişinin AKP’li Kastamonu Belediyesi’nde, özel kalem müdürü olarak çalıştığının yazılması ile irkildim. Ve birkaç saat sonra bu kişinin aslında en son olarak AKP Genel Merkezi’nin bir çalışanı olduğu servis edilince; kafamdaki tilkiler iş başı yaptılar. Ardından olay çorap söküğü gibi yavaş yavaş çözülmeye başladı: aynı arabanın bagajından, yüzü maskeli kişilerle çok yüklü para alışverişinin görüntüleri, bu genç adamın şirketinin olduğu ve lüks araba ticareti ile pek çok dalda iş yapabildiği ortaya döküldü.

Şimdi gelelim işin başka bir yüzüne. Bu yaşta, bu kadar becerikli olmak ve insanın aklının alamayacağı üst düzeyde iktidar partisi milletvekilleri, iç işleri bakanı, hatta AKP Genel Başkanı ile fotoğraf çektirebilmesi, her şanslı kula nasip olamayacak kadar büyük bir piyango demektir. Sanırım bu genç arkadaşımız ülkemizde ÖSYM sınavlarında ilk yüze girecek kadar puan almış olmalı. Ve de sanırım en az iki yabancı dili sular seller gibi okuyup, konuşuyordur. Kısa ama etkili özgeçmişi sayesinde, araba bagajına sığacak kadar parayı yanında taşıyacak acar bir iş adamı olmalı.

Tamam kokain çekmek bu racona sığmaz ama olsun varsın o kadarcık kusur kadı kızında da olur derler zamanımızın muhafazakar ve de mütedeyyinleri.

Şaka bir yana, bu olay AKP-MHP iktidar bloğunun testisinin çatladığını ve her iki taraf da bir birinden en az zararla ve şerefle kurtulmak için, pisliklerini ortaya dökmeye başladığını gösteriyor. İç işleri bakanı Süleyman Soylu’nun önemli bir lafı aklıma geldi: “uyuşturucu kullananların ayaklarını kırın ve suçu benim üstüme yükleyin” diye bir hayli iddialı laf etmişti. Ama bu kokainci arkadaş için, kendisine sorular yöneltildiğinde, acayip bir kıvraklıkla, kişinin suçu, çalıştığı yeri bağlamaz diye işin içinden sıyrılmaya kalktı ve az önce yolda gelirken bazı iş yerlerinde durup, halkla çay içtiğini ve çok isteklilerle birlikte fotoğraf çektirdiğinden bahsetti. Ağam, bu arkadaş, sizin yolda tesadüfen çay içtiğiniz ve selfie çektirdiğiniz halk değil ki. AKP Genel Merkezi’nde çalışan ve sizin odanızda birlikte fotoğraf çektirdiğiniz zatı muhtereminiz.

Bu genç arkadaşın şirketini kim veya kimler nasıl kolladı ki; bagaj dolusu paralar, kokainler havada çarpışıyor? İlk gözaltına alındığında pudra şekeri çektim dediğinde; hangi “saf” narkotik polisi kendisine inanıp; hemen salıveriyor? Daha sonra kamuoyu baskısı ile bu kez “cin” fikirli bir polisin aklına gelmesi ile fotoğrafı çeken kişilerin ifadesi alınınca; pudra şekeri değil kokain olduğu ortaya çıkınca hemencecik çalıştığı işyeri (çay ocağı falan zannetmeyin, iktidar partisinin genel merkezinde) ile ilişkisi kesiliyor. Bu arkadaşı yeniden tutukluyorsanız; o “saf” narkotik polis ya da polislerine ne oldu?

Bu arada, Süleyman Soylu’nun gazetecilerle konuşmasındaki bir cümlesi benim hayli ilgimi çekti:” Elimizde pek çok mahrem bilgiler var”. Tercüme edersek: yakında malum kişi veya kişilerin kasetleri/görüntüleri medyaya servis edilecek demektir. Bakarsınız çatlak şimdilik, pislik akıtmayı durdurabilir. Ama artık Pandora’nın kutusu bir kez açıldı. Er ya da geç yeniden içinden bazı kirli çamaşırlar yeniden ortaya dökülecektir. Çünkü Erdoğan, MHP ile ittifakın kendisini uçurumun kıyısına doğru sürdüğünü gördü. Ya farklı bir şeyler yapacak, ya da uçurumdan atılmaya razı olacak. Görünen o ki; uçurumdan atılmaya razı değil, farklı bir şeyler denemeye karar vermiş gibi. En “uygun” formül: geniş tabanlı yerli ve milli ittifak gibi duruyor. Bileşenlerine vereceği küçük bir taviz (parlamenter sisteme dönüş misali) ile iktidar ortaklarını yenileri ile değiştirebilir. Buna teşne olacak partiler, hazır ve nazır bekliyorlar bile.

Yazarımızın daha önce yayınladığımız yazıları

19 Mart 2021, uçurumdan önce yapılabilecek freni yok etmiştir / 20.03.2021

Farklı bir şey yapmadan, farklı bir etken işin içine karışmadan biz bu işin içinden alnımızın akıyla çıkamayız. / 15.03.2021

Bütün mesele: gelmekte ve gitmekte olanı anlayabilmekte / 28.02.2021

“HDP’ye oy veren milyonlar, kurşun yağdıran teröristlerdir” / 21.02.2021

ÖLÜLER ÜLKESİNİN SERİ KATİLLERİ / 18.02.2021

YAKLAŞAN FIRTINA VE YUMURTA HİKAYESİ / 07.02.2021

TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ / 03.02.2021

SEKİZ YÜZ YILLIK BİR DÖNEM SONA ERERKEN GELECEĞE BAKMAK / 30.01.2021

Diğer Yazılar

DİJİTAL TEKNO-NEOLİBERALİZM YAPAY ZEKANIN EKONOMİ-POLİTİĞİ.

Ümit ÖZDEMİR / 09.02.2025 Düşünebilen makineler fikri yeni bir fikir değil, ortaya çıktığı ilk haliyle …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir