Taner Renda / 23.11.2021
1975 yılında üniversite hayatıma başladığımda, kendine sol diyen elliye yakın parti veya dergi çevresinde örgütlenmiş yapılar vardı. Hepsinin ortak özelliği: var olan düzene karşı olmalarıydı. Bu kadar çok çeşitlilik ve renklilik zenginlik olarak görülebilirdi. Hangi koşulda? Elbette ki, kendi varlıklarını ve örgütlülüklerini koruyarak; ama ortak mücadelenin daha güçlü, daha tutarlı, daha görünür ve dosta güven, düşmana korku salması için ister “Sol Birlik”, ister “Demokrasi Cephesi”, isterse de “Anti-faşist Cephe” olarak tanımlanıp, adlandırılsın.
Ama ne yazık ki, her bir yapı, kendi dediğinin en doğru, kendi örgütlenmesinin en gerçekçi, kendi hedeflerinin de en tutarlı olduğu konusunda o kadar emindiler ki; her biri, diğerlerini kendi çatısı altında ve kendi hedeflerinin etrafında kenetlenmesini doğru buluyordu. Peki, sonuç olarak ne oldu? Her zaman olduğu gibi sermaye, kendi doğruları ve hedefleri etrafında tek bir yumruk olarak örgütlenip, 12 Eylül askeri faşist darbesini örgütledi. Onlarca sol örgütlenme, bu iç ve dış sermayenin desteğini almış, faşist darbenin karşısında darmadağın oldu. Kapitalizm karşısında şu veya bu nedenle tavır almış binlerce, hatta on binlerce namuslu ülke insanları, vahşice ezim ezim ezildiler, işkencelerde can verdiler, yıllarca hapis hayatı yaşadılar, ülkelerinden uzakta yaşamak zorunda kaldılar. Ve en önemlisi de, 12 Eylül cuntasının yeni anayasasında en küçük bir örgütlenmenin yasaklandığı ülkede yaşamak zorunda bırakıldık. Müthiş bir güç birikimini hep birlikte yok ettirdik.
Yine aynı döngüyü yaşamaya başladık sanki. Ülkede yine 12 Eylül’ü aratmayacak faşist bir iktidar var. Artık, ülkeyi yönetme becerisini tüketmiş. Yönetilenlerin çoğu da artık, eskisi gibi yönetilmek istemediği için, karşı bir ittifakta bir araya gelmeye başladılar. Adı Millet İttifakı olan bu birlik, ne emekten yana, ne de demokratik atılım yapmaktan yana. Tek dertleri: AKP+MHP iktidarının başlangıcı olan parlamenter sistemin, kendileri iktidara geldiğinde de; yeniden eskisi gibi devam etmesi. Kitlelerin kabaran öfkesini de, bertaraf etmek için “güçlendirilmiş” parlamenter sistem diye ne idüğü belli olmayan bir yönetim biçiminde birleşmişler. Oysa bu iktidarın yaklaşık 20 yıllık sisteminin ülkeyi sürüklediği bataklıktan çıkılması, bu yöntem ile asla mümkün değildir. Zaten onların da böyle bir dertleri ve istemleri de yoktur. Oysa ülkenin bu çıkmazdan kurtulması için yapılacak olan: Toplumun büyük çoğunluğunu emekten yana, farklı dini inancı, farklı dilini, kültürel olarak farklılıkların kapsayan, onun haklarını koruyup, çıkarlarını koruma altına alabilecek bir iktidarın bileşenlerinin bir araya getirilmesinin koşullarını tespit edip, bu konuda sağlam ve kalıcı adımlar atabilen partiler topluluğuna gereksinim var.
Bugün “3.yol” olarak adlandırabileceğimiz sol güçlere baktığımızda görünen manzara pek de iç açıcı değil. Kimi sol partiler HDP’nin sol bir parti olup olmadığı konusunda anlaşabilmiş (kaldı ki HDP’nin programına baktığımızda Sol sosyal demokrat bir parti programının ağırlık kazandığını görürüz). Eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, iktidardaki AKP+MHP faşist bloğu tarafından esir tutulsa bile, iktidar alternatifi olabilecek 3. Yol’un içeriğini doldurmak için her geçen gün daha fazla bileşene ulaşmak için olağanüstü çaba sarf ediyor. Ne var ki, bu içeriği dolduracak olan Sol’un böyle bir derdi yok. Kimin tarafından ortaya atıldığı nedense belli olmayan HDP, TİP, TKP, EMEP ve SOL Parti anlaştılar argümanına, SOL Parti sahip çıkmadığı gibi, TKP ve EMEP de bizim bu anlaşmadan haberimiz yok diye ortalığa haber saldılar. Arkadaşlar, ne oldu yahu. En yakın programa ve anlayışa sahip olan bu hareketler, neden pisliğe bulaşmış gibi ellerini yıkama gereksinimi duyuyorlar anlaşılır değil. HDP dışında, her biri sürekli kendi ekseninde dönüp duran bu partiler, kiminle birleşik bir cephe kurmayı düşlüyorlar? Belki de kendileri dışında başka bir bileşene gereksinimleri yok. 1980 öncesi dönemdeki hastalıklar sanki bir kez daha hortlamış gibi. Herkesin ülkedeki seçmen çoğunluğunun kendilerinden gelecek bir işareti beklediklerini düşünüyorlar. Tamam, bundan önceki seçimlerde verdikleri mesajları anlamamış olmalarının pek bir önemi yok. Bu kez anlaşılır mesajlar verecekler. Ve kesin olarak bu sefer tüm emekçiler, köylüler, gençler ve kadınlar kesinlikle peşlerine düşecekler. Ve sermayenin de onlara iktidarı altın tepside vermeye can attıklarına da yüzde yüz eminler.
Uyanalım arkadaşlar, lütfen bu kez uyanalım. Bu sefer sadece kendi küçük iktidarcıklarımıızı düşünmeyelim. Bu kez geçmişte hep birlikte yaptığımız hatalardan vaz geçelim. Evet, bu sefer de iktidar eskisi gibi yönetemiyor. Ve yönetilenler de eskisi gibi yönetilmek istemiyor. Ancak, doğru bir program etrafında, sımsıkı birleşemezsek, doğru adımları, doğru zamanda atamazsak; sermayenin üstüne bahis oynadığı iki ittifaktan biri galip gelecek. Bizlere de piyangodan olsa olsa amorti düşecek.
Yazarımızın daha önce yayınladığımız yazılarını okumak için
DOLAR 11 TL OLURKEN, MEMLEKETİN AHVALİ VE ÇIKIŞ NASIL OLACAK? / 15.11.2021
ABANIN ALTINDAKİ SOPAYI ÇIKARIYORLAR /09.11.2021
TARİH, YENİ BİR HİKAYE YAZANLARI HEP SEVMİŞTİR/07.11.2021
SAVAŞA KARŞI CHP’NİN DÖNÜŞÜMÜ VEYA BİRLİKTE YAŞAYABİLMENİN İLK IŞIĞI /27.10.2021
ELİNDE ÇEKİÇLE BANKAMATİKLERE SALDIRILIYORSA; KAÇMA VAKTİNİZ GELDİ DEMEKTİR
GELİYOR GELMEKTE OLAN AMA MUHALEFETİN HALİ İÇLER ACISI / 23.10.2021
SADAT, SEDAT, DARBE VEYA SOKAĞIN ORTAK SESİ OLMAK/16.10.2021
GODOT’YU BEKLEMEYE GEREK YOK, YOLA ÇIKMAK İÇİN / 11.10.2021
HER EVE BİR PARA SAYMA MAKİNASI KONACAK KADAR PARAMIZ OLACAK /11.08.2021
ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR DİYE DÜŞÜNENLERE: ÇANLAR HEPİMİZ İÇİN ÇALIYOR ARTIK/05.08.2021
TÜRKİYE’DE İÇ SAVAŞ ÇIKARILMAYA MI ÇALIŞILIYOR ?/22.07.2021
DERE GEÇİLİRKEN; BAHÇELİ AT MI DEĞİŞTİRİYOR?/17.07.2021
Kürtleri o kadar çok seviyoruz ki yok edilmelerine hiç ses çıkarmıyoruz /14.07.2021
HDP’siz çözüm olmaz olsa da ona da zaten faşizm denir / 08.07.2021
UMUT/UMUTSUZLUK, KORKU/CESARET, YILGINLIK/DİRENİŞ /30.06.2021
“O PARALARI SİZDEN SÖKE SÖKE ALIRLAR” / 27.06.2021
ERDOĞAN VE MHP + MAFYANIN BİLEK GÜREŞİ 22.06.2021
HAMDOLSUN, ERDOĞAN EV ÖDEVİNİN NE OLDUĞUNU ANLADI / 17.06.2021
Peker, Erdoğan abisi ile helalleşmeyi niye erteledi ? / 02.06.2021
Tek bir kural var kuralsızlık / 26.05.2021
SEDAT PEKER’İN GÖMLEĞİNİN RENGİ, BEYAZDAN SİYAHA DÖNDÜ / 23.05.2021
“BİZ HEPİMİZ AİLEYİZ VE HER SUÇTA BERABERİZ” / 07.06.2021
Devletin mafyası mı yoksa mafyanın devleti mi? / 2 / 21.05.2021
Kanserin üçüncü evresinden, dördüncü evresine geçen ülkemiz /14.05.2021
Birlikte olursak; her şeyi değiştirebiliriz / 04.05.2021
Ne yapmalı, nasıl yapmalı ve kiminle yapmalı? / 30.04.2021
Devlet mi mafyalaştı, yoksa mafya mı devletleşti? / 22.04.2021
Katastrof / Büyük yıkım kapımızda / 24.04.2021
Canı sıkkın hava ve rüzgar / 18.04.2021
Ülkemizin ahvali: Sadece parasız, işsiz ve aşısız değiliz. Geleceğimizi de kaybediyoruz / 11.04.2021
Ülkeyi Nasıl Yönettilerse Pandemiyi de öyle yönetti AKP 09.04.2021
Ülke soyulurken değil, soğan soyulurken ağlayan ulusalcılar / 05.04.2021
Ben Erdoğan’ın yerinde olsaydım / 30.04.2021
Polis, ülkede toplumsal düzeni korur ve huzuru sağlar, gerçekten öyle mi? / 03.04.2021
BEN ERDOĞAN’IN YERİNDE OLSAYDIM / 30.03.2021
AKP+MHP iktidar testisi çatladı / 29.03.2021
19 Mart 2021, uçurumdan önce yapılabilecek freni yok etmiştir / 20.03.2021
Bütün mesele: gelmekte ve gitmekte olanı anlayabilmekte / 28.02.2021
“HDP’ye oy veren milyonlar, kurşun yağdıran teröristlerdir” / 21.02.2021
ÖLÜLER ÜLKESİNİN SERİ KATİLLERİ / 18.02.2021
YAKLAŞAN FIRTINA VE YUMURTA HİKAYESİ / 07.02.2021
TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ / 03.02.2021
SEKİZ YÜZ YILLIK BİR DÖNEM SONA ERERKEN GELECEĞE BAKMAK / 30.01.2021
Sevgili Renda amortiye razıyız eşeği kaybettik Şener’i kurtaralım