HER EVE BİR PARA SAYMA MAKİNASI KONACAK KADAR PARAMIZ OLACAK

@RendaTaner

Türkiye, kurulduğu günden beri hiç bu kadar dibe batmamıştı. Uluslararası namuslu basın kuruluşları ve gazetecileri, ülkemizi hiç bu kadar kötülememişti (Tansu Çiller döneminde bile ülke, bu kadar iğrenç hale gelmemişti). Her yanımızdan kötülük akıyor. İyi olan herhangi bir şey ile ülkemizin adı anılmıyor. Batı ülkeleri, kendi çıkardıkları savaşların pisliklerini bile ülkemize para karşılığı temizletiyorlar (Erdoğan, doğudan gelecek her mülteci akınını durdurmak için rüşvet olarak kapitalist ülkelerden para alarak; mülteci göçünü ülkemiz sınırlarından Batı’ya gitmesine izin vermiyor. Üstelik bunu seçmenlerine başarı hikayesi olarak sunma yüzsüzlüğüne kadar götürmüş durumda). Cumhuriyet’in yıllar içinde kurduğu bütün işletmeler, yandaşlara üç otuz paraya satıldı. Müflis iş adamları gibi, elde avuçta ne varsa yerli-yabancı alıcı demeden satılarak, iktidarının ilk yarı on yılını tamamlayan AKP/Erdoğan, ikinci on yılına krizlerle devam etti. İlk kriz, daha sonradan “Ne istediler de vermedik “ dediği gizli iktidar ortağı olan Gülen cemaati ile iktidar ve para paylaşımında yaşandı. Bu krizi atlatmak için de, Savaş Ekonomisine yönelindi. İşte bu andan itibaren AKP ve Erdoğan, çıkardık dedikleri Milli Görüş Gömleğini, yeniden giydiler. Irak, Suriye, Libya ve en son da Afganistan’da kendi meşrebine (İhvancılığa) dayalı paralı ordular kurdu. Bu ordular, gerek ülke içinde, gerekse de ülke dışında cihatçı bir politika yürüten IŞİD’e karşı savaş yürütür görünürken, aslında Irak ve Suriye’nin başta petrol, zetyinyağı ve diğer ürünlerine el koyuyorlardı. El altından IŞİD’dan ucuza alınan petroller de, Bilal’in ve Binali Yıldırım’ın oğluna kurdurulan gemi filosu sayesinde ülkeye yeniden sokuluyordu. Tarafı olmadığımız bir savaşa girip, sonunda o ülkede yaşayan pek çok farklı din ve mezheplerden insanların kanları, namusları canları pahasına ülkemizdeki iktidar çevrelerine petro dolar olarak geri dönüyordu. Milyonlarca Ezidi, Kürt ve Alevi AKP’nin bu savaş politikası yüzünden evlerinden oldular. Yaşadıkları ülkeden kaçıp ve yollarda canlarını verdiler. Bu bir insanlık ve savaş suçudur.

(Artan oranda eşitsizlik ve baskının sonucu yerlerinden edilen sığınmacılar, günümüz dünya siyasetinin başlıca problemlerinden biri.-editör)

Tüm bu emperyalizm hevesleri ülkeye epey pahalıya mal olunca; AKP iktidarı, bu kez de Uyuşturucu ticaretine yöneldi. Bu alanda son dönemlerde ciddi boşluklar oluşmuştu. Azerbaycan, İran, Afganistan bu uyuşturucu ağının önemli alıcı ve dağıtıcılarının merkezi konumundaydı. AKP iktidarı, öncelikle bu uyuşturucu baronlarını ülkeye vatandaş yaptı. Daha sonra da Latin Amerika’da sıkışmış durumdaki uyuşturucu kartelleriyle de bağlantı kurulmasını sağladı. Ülke içinde de faşist uyuşturucu patronlarını, Latin Amerika’daki kartellerle tanıştırılmasında Zindaşti gibi dünyaca ünlü uyuşturucu baronu büyük bir rol oynadı. Ha bu arada kendisine Anayasa Profesörü diyen ama her ağzını açtığında anayasayı çiğneyen AKP milletvekili ve de aynı zamanda Erdoğan’ın Saraydaki baş danışmanı Burhan Kuzu’yu da anmadan geçmek olmaz. Zindaşti’nin bu ülkeye getirilmesinde kendisinin çok büyük emekleri olmuştur. Eh bu emeklerinin karşılığını da bir hayli yüklü miktarlarda dolar alarak abad olmuştu. Ama ne yazık ki bu pis işler bir yerden sırıtacaktı. Ve öyle de oldu. Sonunda kabak tam da Burhan Kuzu hocamızın başında patladı. Covid olduğu için yatırıldığı hastanede tam iyileşmiş ve çekirdek yiyip TV seyrederek taburcu olmayı beklerken, her halde boğazına kaçan densiz bir çekirdek sonucunda aniden bu dünyadan ayrılmak zorunda kaldı. Ah hocam ah. Ne talihsiz başın varmış. Aliye Uzun isimli hatun ile nereden tanıştın sen. İsmi hiç duyulmamış bu hatun, sen bu dünyadan göçüp gittikten sonra da Saray’a canı istediğinde kendi arabası ile ziyaretlere gittiğinde bile, kapılar sorgusuz sualsiz sonuna kadar açılıyor. Vah ki ne vah sana hocam. Dedim ya, kabak sadece senin başına patladı. Geride kalanlar şen şakrak bıraktığın yerden devam ediyorlar.

(Rant temelli ekonomi siyasası sınır noktasında uyuşturucu baronlarını ve onların siyasi koruyucularını yarattı-editör)

BİZİM BİLMEDİKLERİMİZİ, EL ALEM DİBİNE KADAR BİLİYOR

İspanyol EL PAİS gazetesinde Andres Mourenza’nın “ Yeni kokain rotası Türkiye’den geçiyor” başlığıyla yayınlanan bir makalesinde: (elpais.com/internacional/2021-06-28/la-nueva-ruta-de-la-cocaina-pasa-por-turquia.html?fbclid=IwAR17XYCFWlBHwNLP2egtu2FUVIc5-de0vIOc) bu kirli narkotik/uyuşturucu rotaları ve Latin Kartelleri’nin hangileriyle iş yapıldığı açık açık anlatılmış. Yaklaşık bir ay önce Sedat Peker’in videosunda ifşa ettiği Kolombiya’da yakalanan bir geminin içindeki 4.9 ton kokainin varış yeri olarak Türkiye’ye görünüyordu. Biz işin boyutunun bu kadar ve 2021 yılında başladığını zannederken, ABD’de Jack D. Gordon Enstitüsü’nde politika analisti olarak görev yapan eski diplomat İmdat Öner, bu karteller ve mafyatik uyuşturucu işbirliğinin tablosunu yayınladı:

EkvatorTürkiye Bayrağı(2018)-800 kg

Ekvator-Türkiye Bayrağı(2019) 615 kg

Küba-Panama(2019) 1.5 ton

Brezilya-Türkiye Bayrağı(2020) 220 kg

Kolombiya-Türkiye Bayrağı(2020) 4.9 ton

Ekvator-Panama(2021) 616 kg

Ekvator-Türkiye Bayrağı(2021) 1.7 ton

Brezilya(2021) 1.3 ton

Bu ülkelerin her birinde farklı bir kartel kontrol sahibi. Yani Türkiye’de bu işi yapanlar Latin Amerika’da pek çok kartelle işbirliği halinde. Türk mafyası, Latin Amerika’dan kokain getirme ve dağıtma işini diğer uluslararası örgütler adına üstlendi.

Tek bir Türk mafya grubu yok, birden fazla grup Latin Amerika’da her biri farklı kartelle işbirliği yapıyor.

Amerika Devlet Başkanı Biden’ın, NATO toplantısı sırasında Brüksel’de baş başa görüştüğü Erdoğan’a ülke muhalefeti haksız bir suçlama yönelttiler. Neymiş efendim Amerika’nın kaçtığı Kabil’den, havaalanının korumasını biz yardım parası karşılığında kabul etmişiz. Külliyen yalan. Afganistan’ın başkentinin havaalanının kontrolünü sağlayan her kim veya ülke ise; eroinin baş dağıtıcısı olur. Yani bu iş bize zorla falan verilmedi. Biz seve seve oynaya güle bu işi üzerimize aldık.

Düşünsenize: kokainin ve eroinin baş dağıtıcısı oluyoruz. Artık paraya para demeyeceğiz. İşçiler, emekliler, memurlar, çiftçiler, esnaf, işverenler, inşaatçılar ve hazine artık paraya doyacak. Bundan böyle sadece Bilal’in evinde para sayma makinası olmayacak. Her eve bir para sayma makinası koymak zorunda kalınacak.

Yazarımızın daha önce yayımladığımız yazıları

ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR DİYE DÜŞÜNENLERE: ÇANLAR HEPİMİZ İÇİN ÇALIYOR ARTIK/05.08.2021

EVET, ARTIK BU ÜLKENİN VE İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLARININ GERÇEKTEN BİR BEKA SORUNU VAR: IRKÇILIK/01.08.2021

TÜRKİYE’DE İÇ SAVAŞ ÇIKARILMAYA MI ÇALIŞILIYOR ?/22.07.2021

DERE GEÇİLİRKEN; BAHÇELİ AT MI DEĞİŞTİRİYOR?/17.07.2021

Kürtleri o kadar çok seviyoruz ki yok edilmelerine hiç ses çıkarmıyoruz /14.07.2021

HDP’siz çözüm olmaz olsa da ona da zaten faşizm denir / 08.07.2021

UMUT/UMUTSUZLUK, KORKU/CESARET, YILGINLIK/DİRENİŞ /30.06.2021

“O PARALARI SİZDEN SÖKE SÖKE ALIRLAR” / 27.06.2021

ERDOĞAN VE MHP + MAFYANIN BİLEK GÜREŞİ 22.06.2021

HAMDOLSUN, ERDOĞAN EV ÖDEVİNİN NE OLDUĞUNU ANLADI / 17.06.2021

Peker, Erdoğan abisi ile helalleşmeyi niye erteledi ? / 02.06.2021

Erdoğan değil Demirtaş’ın hapiste olması ya da özgür kalması ülkenin kaderini belirleyecektir. / 29.05.2021

Tek bir kural var kuralsızlık / 26.05.2021

SEDAT PEKER’İN GÖMLEĞİNİN RENGİ, BEYAZDAN SİYAHA DÖNDÜ / 23.05.2021

“BİZ HEPİMİZ AİLEYİZ VE HER SUÇTA BERABERİZ” / 07.06.2021

Devletin mafyası mı yoksa mafyanın devleti mi? / 2 / 21.05.2021

Kanserin üçüncü evresinden, dördüncü evresine geçen ülkemiz /14.05.2021

Birlikte olursak; her şeyi değiştirebiliriz / 04.05.2021

Ne yapmalı, nasıl yapmalı ve kiminle yapmalı? / 30.04.2021

Devlet mi mafyalaştı, yoksa mafya mı devletleşti? / 22.04.2021

Katastrof / Büyük yıkım kapımızda / 24.04.2021

Canı sıkkın hava ve rüzgar / 18.04.2021

Ülkemizin ahvali: Sadece parasız, işsiz ve aşısız değiliz. Geleceğimizi de kaybediyoruz / 11.04.2021

Ülkeyi Nasıl Yönettilerse Pandemiyi de öyle yönetti AKP 09.04.2021

Ülke soyulurken değil, soğan soyulurken ağlayan ulusalcılar / 05.04.2021

Ben Erdoğan’ın yerinde olsaydım / 30.04.2021

Polis, ülkede toplumsal düzeni korur ve huzuru sağlar, gerçekten öyle mi? / 03.04.2021

BEN ERDOĞAN’IN YERİNDE OLSAYDIM / 30.03.2021

AKP+MHP iktidar testisi çatladı / 29.03.2021

19 Mart 2021, uçurumdan önce yapılabilecek freni yok etmiştir / 20.03.2021

Farklı bir şey yapmadan, farklı bir etken işin içine karışmadan biz bu işin içinden alnımızın akıyla çıkamayız. / 15.03.2021

Bütün mesele: gelmekte ve gitmekte olanı anlayabilmekte / 28.02.2021

“HDP’ye oy veren milyonlar, kurşun yağdıran teröristlerdir” / 21.02.2021

ÖLÜLER ÜLKESİNİN SERİ KATİLLERİ / 18.02.2021

YAKLAŞAN FIRTINA VE YUMURTA HİKAYESİ / 07.02.2021

TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ / 03.02.2021

SEKİZ YÜZ YILLIK BİR DÖNEM SONA ERERKEN GELECEĞE BAKMAK / 30.01.2021

Diğer Yazılar

DOKTOR GARİPAŞK: BİR NÜKLEER SAVAŞ PARODİSİ

Ümit ÖZDEMİR / 02.12.2024 Stanley Kubrick’in soğuk savaşın tam orta yerinde yaptığı film, pek çokları …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir