SADAT, SEDAT, DARBE VEYA SOKAĞIN ORTAK SESİ OLMAK

Taner Renda / 16.10.2021

@RendaTaner

“Muhalefete, ülke yönetimine talip olmaktan vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını hatırlatmak istiyoruz” diyebilen bir AKP’li Cumhurbaşkanımız var. Ve bu söylem ne bir yargı görevlisinin, ne de muhalefet partilerinin şaşırmasına neden olmuyor. Söyleyen kişi ve makamın sahibine çok olağan bir şey söylemiş gibi “ Elbette demokrasilerde, her partinin iktidara aday olma hakkı vardır” türünden olağan bir cevap ile yetiniliyor. Sanırım aklımı yitiriyorum. Bu söylemin neresi çok olağan? Bu söylem: ben iktidarda kalayım, siz de muhalefetçilik oynayın demektir. Ya da daha net söylemi ile ben faşist bir rejim kuruyorum, siz de buna karşı çıkarsanız; sizi ezer geçerim demektir.

Sanırım Sedat Peker’in videolarından birinde “Ülkeyi karıştırmak istiyorlar, provakatif eylemler düzenleyip; halkı sokağa çekecekler. Sakın bu provokasyonlara gelmeyin” demesinin etkisinde kalmış muhalefetimiz. Aynı Peker, “Kanlarınızda banyo yaparız” dediğinde de muhalefet tırsık bir söylem ile cevap verir gibi yapmıştı. Oysa son günlerin ifşaatlarına bakılırsa; SADAT-Peker laf düellosunda: bu söylemi birlikte kararlaştırdıkları ve Peker’e söylettiklerini açıkladı 40 yaş üstü aslan parçası.

Elbette sıkışan sermaye, kendine yeni alanlar açmak için yakın zamana kadar askeri ya da sivil darbeler yaptırmıştır. Ancak her darbeden sonra halkın büyük çoğunluğunun gelirlerinde ve refahlarında artış olmadığı gibi darbelere neden olarak gösterilen teröristlerden veya hainlerden kurtulunamamıştır. Çünkü sorunun kaynağı zaten kendileridir. Ve hiçbir darbe, adil bir ücret verilmesini sağlamak niyetinde olamaz. Hiçbir darbe, özgürlüklerin korunması ve genişletilmesini savunamaz. Hiçbir darbe, sermayeye karşı ve halktan yana olmamıştır.

AKP’nin ve onun liderinin bu ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur. Ülkenin zar zor biriktirdiği bütün kaynaklarını, kendi yandaşlarına peşkeş çekip satıp savurmuştur. Hiçbir bilgi birikimine değer vermeyen, o an için kendi iktidarının ömrünü uzatacak kararları almaktan çekinmeyen, serveti şiştikçe şişen bir yönetimin ne içeride, ne de dışarıda artık tek bir dostu bile kalmamıştır. Uluslararası politika yapıcıları bu yönetimin artık kendilerinin de işine yaramadığına karar verip, ondan en kısa sürede kurtulmak istiyorlar. Erdoğan da bunun bilincinde. Bu durumu olabildiğince tersine çevirmek için her yolu fütursuzca deniyor.

Dışarıda, Suriye’ye saldırmak, Libya’da hala zorla misafir pozu takınmak, akıl yoksunu birkaç generalin uyduruk hevesi olan “Mavi Vatan” palavrası ile Akdeniz’e kıyısı olan ülkelere diklenmek ve iktidarını birazcık daha uzatabilmek için ABD başkanından randevu koparacak sahte siparişler ortaya atmak dahil her çare diye baktığı zavallılığı deniyor.

İçeride ise; HDP’yi kapatmak, olmazsa da yalnızlaştırmak için seçim sistemi değişikliği, muhalefetten bir parti kopartmak, 2015 kanlı provokasyonunu yeniden sahneye koymak, ülkeyi dinci bir yapı üzerine oturtmak, para bulmak için de Narko-Devletliği her şeye rağmen sonuna kadar götürmek ve yüksek kur politikasını ile halktan topladıklarını, birkaç yandaş sermayedara dağıtarak ülke halkının çoğunluğu mahvolana kadar devam ettirmeye çabalıyor.

Darbeye aptalca zemin hazırlamak başka bir şeydir. Darbeye karşı durabilmek için yol haritası hazırlamak başka bir şeydir. Darbelerden korkarak, darbeyi önleyemeyiz. Aman provokasyona gelmeyelim diye hiçbir şey yapmamak da çare değildir. Darbelerin panzehri: geniş halk kesimlerinin taleplerine akılcı ve doğru cevaplar içeren ortak programlardır. AKP+MHP iktidar bloğuna karşı, neredeyse bütün muhalefet partileri bir araya gelebiliyorlar. Bu ilk adım için harika bir zemin. İYİ Parti ve CHP içinden “çatlak sesler” çıksa da, zamanla bu Saray borazancıklarının sesleri kesilir. Ama “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” adı verilen şeyle, gidilecek mesafe çok kısa olur (Sanki 5 sene evvel harika bir yönetim, denetim ve yargımız vardı). Aynı şeyi deneyip de, farklı bir sonuç umma iyi niyet salaklığı değilse, olsa olsa demokrasinin önünü kesme oyunudur.

Bu kadar büyük bir coğrafi alana dağılmış, farklı halklar, farklı dinler ve inanışların yaşandığı ülkemizde artık eskiyi unutmak gerek. HDP’nin ülkemize kazandırdığı EŞ BAŞKANLIK bakışını yönetim kademelerinde, özellikle yerel yönetimlerde yasal bir zorunluluk haline getirilmelidir. Birlikte hareket edecek partiler önceden cumhurbaşkanı, başbakan ve bakan adaylarını halka açıklamalı. Ortak program önerileri de halkla tartışılıp, seçimden çok önce seçmene sunmalı. Yönetime geldiklerinde kimlerin olacağı ve yapılacakları açıkça deklare edilmiş bu platform partilerinin seçmenlerinin de “blok içi diğer partilerin adayına” gönül rahatlığı ile oy vermelerini sağlayacaktır. Hatta AKP+MHP iktidar bloğu da karşı taraftan “sarı ineği” alamaz hale gelir. Bu kadar demokrasi bize fazla gelir mi diyorsunuz? Belki de haklısınızdır. Ama daha önce bu 5 benzemez partinin bir araya gelmesine ne kadar şans tanımamışsak; bu söylediklerime de küçük de olsa bir şans tanıyamaz mıyız?

Yazarımızın daha önce yayımladığımız yazıları

GODOT’YU BEKLEMEYE GEREK YOK, YOLA ÇIKMAK İÇİN / 11.10.2021

HER EVE BİR PARA SAYMA MAKİNASI KONACAK KADAR PARAMIZ OLACAK /11.08.2021

ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR DİYE DÜŞÜNENLERE: ÇANLAR HEPİMİZ İÇİN ÇALIYOR ARTIK/05.08.2021

EVET, ARTIK BU ÜLKENİN VE İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLARININ GERÇEKTEN BİR BEKA SORUNU VAR: IRKÇILIK/01.08.2021

TÜRKİYE’DE İÇ SAVAŞ ÇIKARILMAYA MI ÇALIŞILIYOR ?/22.07.2021

DERE GEÇİLİRKEN; BAHÇELİ AT MI DEĞİŞTİRİYOR?/17.07.2021

Kürtleri o kadar çok seviyoruz ki yok edilmelerine hiç ses çıkarmıyoruz /14.07.2021

HDP’siz çözüm olmaz olsa da ona da zaten faşizm denir / 08.07.2021

UMUT/UMUTSUZLUK, KORKU/CESARET, YILGINLIK/DİRENİŞ /30.06.2021

“O PARALARI SİZDEN SÖKE SÖKE ALIRLAR” / 27.06.2021

ERDOĞAN VE MHP + MAFYANIN BİLEK GÜREŞİ 22.06.2021

HAMDOLSUN, ERDOĞAN EV ÖDEVİNİN NE OLDUĞUNU ANLADI / 17.06.2021

Peker, Erdoğan abisi ile helalleşmeyi niye erteledi ? / 02.06.2021

Erdoğan değil Demirtaş’ın hapiste olması ya da özgür kalması ülkenin kaderini belirleyecektir. / 29.05.2021

Tek bir kural var kuralsızlık / 26.05.2021

SEDAT PEKER’İN GÖMLEĞİNİN RENGİ, BEYAZDAN SİYAHA DÖNDÜ / 23.05.2021

“BİZ HEPİMİZ AİLEYİZ VE HER SUÇTA BERABERİZ” / 07.06.2021

Devletin mafyası mı yoksa mafyanın devleti mi? / 2 / 21.05.2021

Kanserin üçüncü evresinden, dördüncü evresine geçen ülkemiz /14.05.2021

Birlikte olursak; her şeyi değiştirebiliriz / 04.05.2021

Ne yapmalı, nasıl yapmalı ve kiminle yapmalı? / 30.04.2021

Devlet mi mafyalaştı, yoksa mafya mı devletleşti? / 22.04.2021

Katastrof / Büyük yıkım kapımızda / 24.04.2021

Canı sıkkın hava ve rüzgar / 18.04.2021

Ülkemizin ahvali: Sadece parasız, işsiz ve aşısız değiliz. Geleceğimizi de kaybediyoruz / 11.04.2021

Ülkeyi Nasıl Yönettilerse Pandemiyi de öyle yönetti AKP 09.04.2021

Ülke soyulurken değil, soğan soyulurken ağlayan ulusalcılar / 05.04.2021

Ben Erdoğan’ın yerinde olsaydım / 30.04.2021

Polis, ülkede toplumsal düzeni korur ve huzuru sağlar, gerçekten öyle mi? / 03.04.2021

BEN ERDOĞAN’IN YERİNDE OLSAYDIM / 30.03.2021

AKP+MHP iktidar testisi çatladı / 29.03.2021

19 Mart 2021, uçurumdan önce yapılabilecek freni yok etmiştir / 20.03.2021

Farklı bir şey yapmadan, farklı bir etken işin içine karışmadan biz bu işin içinden alnımızın akıyla çıkamayız. / 15.03.2021

Bütün mesele: gelmekte ve gitmekte olanı anlayabilmekte / 28.02.2021

“HDP’ye oy veren milyonlar, kurşun yağdıran teröristlerdir” / 21.02.2021

ÖLÜLER ÜLKESİNİN SERİ KATİLLERİ / 18.02.2021

YAKLAŞAN FIRTINA VE YUMURTA HİKAYESİ / 07.02.2021

TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ / 03.02.2021

SEKİZ YÜZ YILLIK BİR DÖNEM SONA ERERKEN GELECEĞE BAKMAK / 30.01.2021

Diğer Yazılar

TÜRKİYE’DE SOL YAYINCILIĞIN GELİŞİMİ

(Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi’nin 62. Fasikülü’ndeki 27 Mayıs Sonrası Sosyalist Hareket bölümünden alıntıladığımız Doğan …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir