Taner Renda / 01.02.2022
Bir önceki yazımda “Devlet’te nöbet değişimi başlıyor” diye yazmıştım. Bunu neye dayanarak söyledim: İngiliz Büyükelçisi ile tenha! bir balıkçıda yemek yiyen Ekrem İmamoğlu’nun bu buluşmasının Devlet (siz onu AKP+MHP faşist bloğu olarak anlayın) eliyle karalama kampanyasına dönüştürülmesinin telaşından çıkardım. Ve evet işin devamında ABD Büyükelçisi de, yanında eşiyle İmamoğlu’nu makamında ziyaret etti.
İşin aslı, İmamoğlu’na “Askıda ekmek kampanyası” nedeniyle geçtiğimiz aylarda Dünya Belediyeler Birliği tarafından büyük ödül verilmesi ile işaret fişeği ateşlenmişti.
Şimdi neden topyekün Devlet’in İmamoğlu’nun, İngiliz Büyükelçisi ile hem de kar yağarken yemek yemesine bu kadar hışımla saldırdıkları da açığa çıkmış oldu.
Tarih bir kez daha tekrarlanıyor. Erdoğan’da aynı yoldan geçmiş ve bugünlere kadar gelmişti. Malum, her bir şeylerin son kullanım tarihleri olduğunu hepimiz biliriz. Biliriz de, nedense bu kurala uymamak için elimizden geldiğince direniriz.
Elbette bu yaşananlar tam bir seremoni niteliğinde. İşin planlanması Biden-Erdoğan’ın NATO toplantısında baş başa yaptıkları görüşmede bu devir teslim anlaşmasını imzalamaları ile yürürlüğe girmişti. Bundan sonra ne yaşayacaksak; bunu değiştirmeye yönelik olmayacaktır. Tiyatro vari gösteri bir süre daha devam edecek ve ardından “ya başımızda durdukça durası reisimiz sağlık sorunları ile çekilmek zorunda kalacak, ya üçüncü kez seçilemez maddesi yürürlüğe girecek ya da MHP/Bahçeli jokeri erken seçim kartı devreye alınacak”.
Bu durumun iyi gibi görünen tek yanı: ülke daha fazla kan kaybetmemiş olacak. Kardeş kavgası olarak adlandıracağımız iç savaş kaosunu belki de atlatmış olarak, seçim ile iktidar değişimini yaşayacağız.
Kötü yanlarına gelirsek: ülke olarak yaklaşık yirmi yıl gibi bir süre kanımızın emilmesine, sırf başı secdeye varan bir kişi tarafından geniş halk kitlelerinin rızası olduğu için yönetilmek zorunda kaldık. Ülke olarak bu yirmi yılda çok kereler her hak aranışında polis ve yargı tarafından kıskaca alınıp; ölüme terk edildik. Kürt siyasi hareketine yine çok büyük haksızlıklar, hukuksuzluklar ve ölümler yaşatıldı. Kadınlar artık evlerde değil, sokakta alenen herkesin gözü önünde, pervasızca katledildi. Ve yargı buna sessiz kaldı. İnsanlar bırakın doğru dürüst beslenmeyi, pazar ve çöp konteynerlerinin artıklarından beslendiler.
Ülke olarak yoksulluğun ve sefaletin pençesinden kurtulamadık. Bağnaz bir milliyetçilik ve dindarlık ile her türden insani hak aramalar baskı altına alındı. Haysiyetimizi, onurumuzu ve insanlığımızı o kadar unuttuk ki; sırf yoksul olduğu için devlet yurtlarına alınmamış ve devlet eliyle beslenen tarikatların yurdunda kaldığı için tecavüz ve baskıya uğrayan çocuklarımızın yok edilmesine, kendine muhafazakar ve dindar diyen kesimlerce sessiz kalınmasına defalarca tanık olduk.
Ve bence en önemli sorunlardan biri de: ülkemizin kaderine, halk olarak değil de, ABD, İngiliz, Alman vb. emperyalistler tarafından karar verilmesine ya sessiz kaldık ya da bu durumu ehven-i şer olarak gördük.
Evet ben de 80 askeri darbesinin bütün kötülüklerini iliklerime kadar yaşadım. Evet, bu darbenin iyi ve dürüst insanlarını değil birer birer, topyekün katletmesini gördüm. İşsizliğe ve açlığa veya zindana mahkum edilmiş yüz binlerce insanın yılgınlığa sürüklenişini gördüm. Ama bunların hiç birini mazeret olarak öne süremeyiz diyeceğim de, faşizmin terörü karşısında toplum teslim alındı ve bir daha da o teslim alınmışlıktan da çıkmak istenildi mi diye de kendi kendime hala sorar dururum. Bunca yılın sonunda şunu anladım: eğer halk gerçekten iyi ve dürüst yaşamak istiyorsa; hiç kimsenin kendini kurtarmasını beklemeyecek. Hiçbir kişi veya partinin önlerine düşmesini beklemeyecek.” İlk adımı” kendisinin dışında birilerinin atmasını beklemeden; yola çıkacak. Eğer biz yola çıkmazsak; hep görüldüğü gibi bizim adımıza birileri yola çıkıp; bizim ne istediğimizi belirliyorlar. Yola çıkacak mıyız, yoksa çıkmayacak mıyız? İşte bütün mesele bu.
Yazarımızın daha önce yayınlanan yazıları
DEVLET’DE “NÖBET DEĞİŞİMİ” BAŞLIYOR MU? / 28.01.2022
YAŞATILAN TÜRK SOLUNUN, KÜRTLERLE İMTİHANI MI?/ 23 Ocak 2022
BÖLÜNÜYORUZ O HALDE FAŞİZMLE YÖNETİLECEĞİZ / 17.01.2022
ARINMA GECELERİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ / 14.01.2022
KAZAKİSTAN’DA HALKIN DEMOKRASİ DERSLERİ VE TÜRKİYE İLE İLİŞKİSİ NEDİR? / 10.01.2022
2022, RİSKİN TOPLUMSALLAŞTIRILDIĞI BİR YIL OLACAK / 01.01.2022
20-21 ARALIK, KERİZ SİLKELEME OPERASYONU VE BASKIN SEÇİM / 24.12.2021
GELECEĞİMİZİ BELİRLEYECEK OLAN, SOL’UN HDP İLE OLAN İŞBİRLİĞİNİN NİTELİĞİ OLACAKTIR / 17.12.2021
ÖLÜ SEVİCİLİĞİ Mİ, YENİ BİR YAŞAM MI? / 15.12.2021
İKTİDARI VE MUHALEFETİYLE 2021’İ BİTİRİRKEN /05.12.2021
HDP VE ESAS OLANI BAŞA KOYMAK MESELESİ / 27.11.2021
MELEKLERİN CİNSİYETİNDEN, NASIL YAPMALIYA GELDİK./ 23.11.2021
ABANIN ALTINDAKİ SOPAYI ÇIKARIYORLAR /09.11.2021
TARİH, YENİ BİR HİKAYE YAZANLARI HEP SEVMİŞTİR/07.11.2021
SAVAŞA KARŞI CHP’NİN DÖNÜŞÜMÜ VEYA BİRLİKTE YAŞAYABİLMENİN İLK IŞIĞI /27.10.2021
ELİNDE ÇEKİÇLE BANKAMATİKLERE SALDIRILIYORSA; KAÇMA VAKTİNİZ GELDİ DEMEKTİR / 27.10.2021
GELİYOR GELMEKTE OLAN AMA MUHALEFETİN HALİ İÇLER ACISI / 23.10.2021
SADAT, SEDAT, DARBE VEYA SOKAĞIN ORTAK SESİ OLMAK/16.10.2021
GODOT’YU BEKLEMEYE GEREK YOK, YOLA ÇIKMAK İÇİN / 11.10.2021
HER EVE BİR PARA SAYMA MAKİNASI KONACAK KADAR PARAMIZ OLACAK /11.08.2021
ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR DİYE DÜŞÜNENLERE: ÇANLAR HEPİMİZ İÇİN ÇALIYOR ARTIK/05.08.2021
TÜRKİYE’DE İÇ SAVAŞ ÇIKARILMAYA MI ÇALIŞILIYOR ?/22.07.2021
DERE GEÇİLİRKEN; BAHÇELİ AT MI DEĞİŞTİRİYOR?/17.07.2021
Kürtleri o kadar çok seviyoruz ki yok edilmelerine hiç ses çıkarmıyoruz /14.07.2021
HDP’siz çözüm olmaz olsa da ona da zaten faşizm denir / 08.07.2021
UMUT/UMUTSUZLUK, KORKU/CESARET, YILGINLIK/DİRENİŞ /30.06.2021
“O PARALARI SİZDEN SÖKE SÖKE ALIRLAR” / 27.06.2021
ERDOĞAN VE MHP + MAFYANIN BİLEK GÜREŞİ 22.06.2021
HAMDOLSUN, ERDOĞAN EV ÖDEVİNİN NE OLDUĞUNU ANLADI / 17.06.2021
Peker, Erdoğan abisi ile helalleşmeyi niye erteledi ? / 02.06.2021
Tek bir kural var kuralsızlık / 26.05.2021
SEDAT PEKER’İN GÖMLEĞİNİN RENGİ, BEYAZDAN SİYAHA DÖNDÜ / 23.05.2021
“BİZ HEPİMİZ AİLEYİZ VE HER SUÇTA BERABERİZ” / 07.06.2021
Devletin mafyası mı yoksa mafyanın devleti mi? / 2 / 21.05.2021
Kanserin üçüncü evresinden, dördüncü evresine geçen ülkemiz /14.05.2021
Birlikte olursak; her şeyi değiştirebiliriz / 04.05.2021
Ne yapmalı, nasıl yapmalı ve kiminle yapmalı? / 30.04.2021
Devlet mi mafyalaştı, yoksa mafya mı devletleşti? / 22.04.2021
Katastrof / Büyük yıkım kapımızda / 24.04.2021
Canı sıkkın hava ve rüzgar / 18.04.2021
Ülkemizin ahvali: Sadece parasız, işsiz ve aşısız değiliz. Geleceğimizi de kaybediyoruz / 11.04.2021
Ülkeyi Nasıl Yönettilerse Pandemiyi de öyle yönetti AKP 09.04.2021
Ülke soyulurken değil, soğan soyulurken ağlayan ulusalcılar / 05.04.2021
Ben Erdoğan’ın yerinde olsaydım / 30.04.2021
Polis, ülkede toplumsal düzeni korur ve huzuru sağlar, gerçekten öyle mi? / 03.04.2021
BEN ERDOĞAN’IN YERİNDE OLSAYDIM / 30.03.2021
AKP+MHP iktidar testisi çatladı / 29.03.2021
19 Mart 2021, uçurumdan önce yapılabilecek freni yok etmiştir / 20.03.2021
Bütün mesele: gelmekte ve gitmekte olanı anlayabilmekte / 28.02.2021
“HDP’ye oy veren milyonlar, kurşun yağdıran teröristlerdir” / 21.02.2021
ÖLÜLER ÜLKESİNİN SERİ KATİLLERİ / 18.02.2021
YAKLAŞAN FIRTINA VE YUMURTA HİKAYESİ / 07.02.2021
TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ / 03.02.2021
SEKİZ YÜZ YILLIK BİR DÖNEM SONA ERERKEN GELECEĞE BAKMAK / 30.01.2021