Taner Renda / 27 Ocak 2022
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, “zamanın ruhuna uygun” değil ama iktidarın ruhuna uygun olarak baştan aşağı değişiyor. AKP iktidarı, yaklaşık yirmi yıllık iktidarı boyunca, ülkenin yerleşik kamu kurumları ve onun alışılmış davranış kalıplarını kıra kıra bugünlere getirdi. Ülkenin “oyun kurucu” rolü üstlenen ordu, “Türkiye’nin en iyi ihraç ürününe” dönüştürüldü. Bu da yetmezmiş gibi, ordunun başına İngiltere’de talim terbiye görmüş Hulusi Akar’ı önce Genel Kurmay Başkanı, daha sonra da Savunma Bakanı olarak getirilmesi ile süreç tamamlandı.
Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Hakim ve Savcılar Kurulu ile neredeyse bütün mahkemelerin savcı ve hakim üyeleri tek tek özenle seçilip, AKP+MHP iktidarının yardakçılarından olmasına dikkat edildi. Tek bir kuruma istedikleri gibi sızamadılar: Sayıştay. Ve devletin memurları, ellerinden geldiğince bu iktidarın bütün pisliklerini, besleme inşaat çetelerine bütün ülke halkının vergilerini nasıl dağıttıklarını, usulsüzce milyon ve milyarlarca paraları kendilerine bağlı kurumlarda savurduklarını, cümle âleme nasıl ortaya çıkarılacağını gösterdiler.
Tüm bunlar olurken, TÜSİAD’da toplanan büyük burjuvazi ise ilk önceleri ellerini ovuşturup; bu sermaye sever iktidar ile ne kadar rant devşireceğinin hesabını yaptı. İlk on yıl, gerçekten TÜSİAD üyeleri ihya oldular. Ama bir yandan da, MÜSİAD ve iktidarın çevresine giderek daha çok yerleşen ve dağıtılan ranttan her geçen yıl daha fazla pay kapan türedi sermayedarlar oluşmaya başladı. Bunları kimi zaman “Beşli Çete” diye adlandırdık, kimi zaman da Anadolu’nun “samimi Müslüman” sermayesi diye adlandırdık. Gezi’ye kadar her şey şen şakrak gidiyordu. Tüm sermaye grupları az çok mutlu edilmişlerdi. İşte ne olduysa o Gezi ile iktidarın arası TÜSİAD ve üyeleri ile açılmaya başladı.
Kendilerini bu ülkenin “gerçek sahipleri” olarak gören TÜSİAD üyeleri, artık gözden düştüler ve devletin ihalelerinden pay alamamaya başladılar. Devlet/İktidar erki, artık, kendi sermayesini yaratmış ve yönetimin gereksinim duyacağı her türden sermayeyi sağlama almıştı. Yıllarca ülkenin kaderini iki dudakları arasında gören büyük burjuvazinin bu temsilcileri, Erdoğan ile görüşebilmek için burunlarının yönünü aşağıya doğru çevirmek zorunda kaldılar. Ne var ki kemiklerde yağlı et kalmamış ama hala birkaç parça ağıza gelecek etlerden kendilerine de düşmüştü.
Eskinin Koç’u Rahmi Efendi, kendisi yatıyla dünyayı dolaşırken, Galata Port ihalesi habersizce başkalarına verilmişti. Ayağının tozuyla “haberim olsaydı; ben de ihaleye girerdim” demesi artık kimseleri korkutmuyordu. Oğul Koç’lardan Ali ise kendisinin olarak gördüğü Kalamış Marina’yı ihaleye girerek aldı. Ne oluyordu? Erdoğan ile Koç’lar arasında buzlar mı eriyordu? Bu mutluluk üç buçuk ay sürdü. Bir gece yarısı kararnamesi ile Saray, bu ihaleyi geçersiz ilan etti. Baba Koç’tan sonra oğul Koç da iktidar ile arasındaki mesafeyi resimler ve temenniler dışında kapatamamıştı.
Ülkede hukuksuzluk bırak dizi geçmeyi, boyumuzu bile aşmışken; burjuvazinin en has temsilcilerinin kılı bile kıpırdamıyordu. Hukuk her zaman onları koruyup kollamıştı nasılsa. Ama ülkenin yoksul halkını ezen bu iktidar, gün geldi bu sermayeye de nanik yaptı. Evet, TÜSİAD üyeleri ülkenin can damarını tutan yatırımları ile yok olmayacaktı ama Dolar’ın kısa bir süre içinde on sekiz lirayı aşması ile öngörüsüzlük oluşmuştu. Bu durum kabul edilemezdi. Hele hele ardından yılbaşında doğalgaza yüzde yirmi beş ve elektriğe yüzde yüz yirmi yediye varan zamlar yapılınca; peş peşe yıkılmaz denilen kaleler yıkıldı ve birbiri ardına açıklanan iflaslar duyuldu. Ama en son darbe ise sermayenin nefesini kesti: doğalgaz ve elektrik kesintileri.
Doğalgaz kesintilerinin öyle sanıldığı gibi on günlük bir mesele değil. Her alanda olduğu gibi, son derece kötü yönetilen devletin, bu kez de doğalgaz alımında da ortaya çıkmasıdır. Bu kış günlerinde gaz ve elektrik kesintileri sanırım daha da uzun süre başımızın belası olmaya devam edecek. Ha başka pazarlar ararız ve buluruz kısmında ise; kasada no papel durumu var. Kimse de bizim karakaşımız için veresiye gaz vermez. Bu durumun kelebek etkisini de yakında görürüz.
Peki, ülkede bu kadar şey yaşanırken, büyük burjuvazinin son derece sessiz kalması ne kadar olağan? Hükümetler kurup, hükümetler deviren burjuvazinin has topluluğu “iktidarını” mı yitiriyordu? Türedi sermaye, dünya ile entegre olmuş ve uluslararası politika yapıcıları ile birlikte hareket eden büyük burjuvaziye galip mi geliyor? En son NATO toplantısında Erdoğan ve çevirmeni Merve Kavakçı’nın kızı ile baş başa görüşen ABD Başkanı Biden ve ekibi ile aradaki iletişim hattının kopması ne anlama geliyordu?
Tüm sorulara tek bir cevap verilebilir: Bu kış işler bir hayli çetrefilleşecek. TÜSİAD da artık planlarını revize edip; sahaya yansıtır. Peki, bunun göstergesi ne olur diye sorarsak: Devlet Bey, aniden fikir değiştirebilir. Çünkü Erdoğan’ın varlığı, artık Devlet’e gerçekten çekilmez bir yük olmaya başladı. Devlet, tehlike karşısında kuyruğunu bırakan kertenkele gibi Erdoğan’ı ortada bırakabilir. Peki, ya seçimler? İşte en anlamsız sorulardan biri olmaya aday olan da bu sorudur. Son zamanlarda Erdoğan’ın dışında ortada sağa sola laf yetiştiren birilerini gördük mü? İngiltere’de iyi eğitim ve terbiye görmüş Hulusi Efendinin ne yaptığını bilen var mı? Erdoğan kaosa yürürse; adı üstünde zaten, kaosta işlerin nereye varacağı hiç belli olmaz. Muhalefet mi dediniz? Onlar bir ileri, iki geri yapmakla meşguller.
Yazarımızın daha önce yayınlanan yazıları
YAŞATILAN TÜRK SOLUNUN, KÜRTLERLE İMTİHANI MI?/ 23 Ocak 2022
BÖLÜNÜYORUZ O HALDE FAŞİZMLE YÖNETİLECEĞİZ / 17.01.2022
ARINMA GECELERİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ / 14.01.2022
KAZAKİSTAN’DA HALKIN DEMOKRASİ DERSLERİ VE TÜRKİYE İLE İLİŞKİSİ NEDİR? / 10.01.2022
2022, RİSKİN TOPLUMSALLAŞTIRILDIĞI BİR YIL OLACAK / 01.01.2022
20-21 ARALIK, KERİZ SİLKELEME OPERASYONU VE BASKIN SEÇİM / 24.12.2021
GELECEĞİMİZİ BELİRLEYECEK OLAN, SOL’UN HDP İLE OLAN İŞBİRLİĞİNİN NİTELİĞİ OLACAKTIR / 17.12.2021
ÖLÜ SEVİCİLİĞİ Mİ, YENİ BİR YAŞAM MI? / 15.12.2021
İKTİDARI VE MUHALEFETİYLE 2021’İ BİTİRİRKEN /05.12.2021
HDP VE ESAS OLANI BAŞA KOYMAK MESELESİ / 27.11.2021
MELEKLERİN CİNSİYETİNDEN, NASIL YAPMALIYA GELDİK./ 23.11.2021
ABANIN ALTINDAKİ SOPAYI ÇIKARIYORLAR /09.11.2021
TARİH, YENİ BİR HİKAYE YAZANLARI HEP SEVMİŞTİR/07.11.2021
SAVAŞA KARŞI CHP’NİN DÖNÜŞÜMÜ VEYA BİRLİKTE YAŞAYABİLMENİN İLK IŞIĞI /27.10.2021
ELİNDE ÇEKİÇLE BANKAMATİKLERE SALDIRILIYORSA; KAÇMA VAKTİNİZ GELDİ DEMEKTİR / 27.10.2021
GELİYOR GELMEKTE OLAN AMA MUHALEFETİN HALİ İÇLER ACISI / 23.10.2021
SADAT, SEDAT, DARBE VEYA SOKAĞIN ORTAK SESİ OLMAK/16.10.2021
GODOT’YU BEKLEMEYE GEREK YOK, YOLA ÇIKMAK İÇİN / 11.10.2021
HER EVE BİR PARA SAYMA MAKİNASI KONACAK KADAR PARAMIZ OLACAK /11.08.2021
ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR DİYE DÜŞÜNENLERE: ÇANLAR HEPİMİZ İÇİN ÇALIYOR ARTIK/05.08.2021
TÜRKİYE’DE İÇ SAVAŞ ÇIKARILMAYA MI ÇALIŞILIYOR ?/22.07.2021
DERE GEÇİLİRKEN; BAHÇELİ AT MI DEĞİŞTİRİYOR?/17.07.2021
Kürtleri o kadar çok seviyoruz ki yok edilmelerine hiç ses çıkarmıyoruz /14.07.2021
HDP’siz çözüm olmaz olsa da ona da zaten faşizm denir / 08.07.2021
UMUT/UMUTSUZLUK, KORKU/CESARET, YILGINLIK/DİRENİŞ /30.06.2021
“O PARALARI SİZDEN SÖKE SÖKE ALIRLAR” / 27.06.2021
ERDOĞAN VE MHP + MAFYANIN BİLEK GÜREŞİ 22.06.2021
HAMDOLSUN, ERDOĞAN EV ÖDEVİNİN NE OLDUĞUNU ANLADI / 17.06.2021
Peker, Erdoğan abisi ile helalleşmeyi niye erteledi ? / 02.06.2021
Tek bir kural var kuralsızlık / 26.05.2021
SEDAT PEKER’İN GÖMLEĞİNİN RENGİ, BEYAZDAN SİYAHA DÖNDÜ / 23.05.2021
“BİZ HEPİMİZ AİLEYİZ VE HER SUÇTA BERABERİZ” / 07.06.2021
Devletin mafyası mı yoksa mafyanın devleti mi? / 2 / 21.05.2021
Kanserin üçüncü evresinden, dördüncü evresine geçen ülkemiz /14.05.2021
Birlikte olursak; her şeyi değiştirebiliriz / 04.05.2021
Ne yapmalı, nasıl yapmalı ve kiminle yapmalı? / 30.04.2021
Devlet mi mafyalaştı, yoksa mafya mı devletleşti? / 22.04.2021
Katastrof / Büyük yıkım kapımızda / 24.04.2021
Canı sıkkın hava ve rüzgar / 18.04.2021
Ülkemizin ahvali: Sadece parasız, işsiz ve aşısız değiliz. Geleceğimizi de kaybediyoruz / 11.04.2021
Ülkeyi Nasıl Yönettilerse Pandemiyi de öyle yönetti AKP 09.04.2021
Ülke soyulurken değil, soğan soyulurken ağlayan ulusalcılar / 05.04.2021
Ben Erdoğan’ın yerinde olsaydım / 30.04.2021
Polis, ülkede toplumsal düzeni korur ve huzuru sağlar, gerçekten öyle mi? / 03.04.2021
BEN ERDOĞAN’IN YERİNDE OLSAYDIM / 30.03.2021
AKP+MHP iktidar testisi çatladı / 29.03.2021
19 Mart 2021, uçurumdan önce yapılabilecek freni yok etmiştir / 20.03.2021
Bütün mesele: gelmekte ve gitmekte olanı anlayabilmekte / 28.02.2021
“HDP’ye oy veren milyonlar, kurşun yağdıran teröristlerdir” / 21.02.2021
ÖLÜLER ÜLKESİNİN SERİ KATİLLERİ / 18.02.2021
YAKLAŞAN FIRTINA VE YUMURTA HİKAYESİ / 07.02.2021
TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ / 03.02.2021
SEKİZ YÜZ YILLIK BİR DÖNEM SONA ERERKEN GELECEĞE BAKMAK / 30.01.2021