Taner Renda /02.03.2023
Yakın arkadaşlarımızla zaman zaman geçmişin muhasebesini yaparken; “kum saati işliyor”, bu düzen böyle gitmez diye geleceğe ilişkin iyimser tahminlerimizi birbirimize aşılardık. En sonunda bizden yaşça küçük olan bir arkadaşımız: “Bu ne bitmez kum saatiymiş böyle. Ömrümüz bitecek ama hala bu kum saati akmaya devam ediyor” diyerek sitemlerini belirtmişti. Aslında hepimiz haklıydık haklı olmasına ama gerçekten ömrümüzün büyük bölümü Sağ yönetimlerle geçirdik. Hatta bir zaman da açık bir Askeri Faşist yönetim ile hayatımızın neredeyse bir on yılını da öyle harcatmışlardı bizlere. Ve şimdi de yirmi yılı aşkın bir İslami Faşist iktidar ile geçen dönemden sonra, AKP ve MHP’den kurtulma şansını yakalamış durumdayız. Tek parti dönemi hariç, hiçbir yönetim aralıksız yirmi yılı aşkın bir dönem iktidarda kalamamıştı.
Diğer Sağ yönetimlerden farkı neydi bu AKP döneminin?
Kendilerine muhafazakar diyen gerek köylü, gerekse de şehirde yaşayan bir kitle hep vardı. Geçmişte Orta Anadolu ağırlıklı olmak üzere köylü ve kasabalı diye adlandırdığımız bu insanlar, çoğunlukla tarım ve hayvancılıkla uğraşırdı. Biraz daha uyanıkları ise tüccar olarak bu kendilerinden olan geniş kitlenin sırtından para kazanarak hayatlarını görece “kapalı” bir biçimde hep birlikte yaşaya geldiler. Zamanın ruhu ile ülkemiz de teknoloji ile tanışmak zorunda kalınca; kendilerine daha sonra “Anadolu Kaplanları” adı verilecek olan bu girişimce tüccar kitle, önce küçük ve orta ölçekli sanayiye giriştiler, daha sonra da ihracat ile tanışarak, kapitalizm ile bütünleştiler.
Bu tanışmaya kadar evleri orta halli diye adlandırılan ve lüks tüketime pek sıcak bakmayan bu yeni yetme zenginler, geleneksel yaşamlarını kazandıkları paranın arttığı oranda terk ettiler. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde yerleşmiş büyük sermaye ile giderek iş ortaklıkları kurmak ile başlayan ilişkiler sonucunda; kendilerine olan güvenleri artmış olarak buldular. Artık köy ve kasabalardan çıkıp; Onlar gibi daha lüks evler, daha lüks arabalar ve daha lüks giyim tarzları ile “kendileri için sınıf” oldular. Anadolu’daki köy ağalarının siyaset ile ilişkilerinin yerini, daha aktif rol oynayabileceklerinin farkında olmaları ile tüccarlıklarını siyasete taşıdılar.
(Neoliberal yağmanın sonucu inanılmaz bir servetin sahibi olan islami burjuvazi, kendi köksüzlüğünün acısını çılgın bir tüketimde buldu. Gelir adaletsizliğinin zirve yaptığı AKP dönemi, aynı zamanda estetik fakirlik, görgüsüzlük ve snobluğun da islami burjuvazi arasında tavan yaptığı dönemdi-editör)
Öte yandan Neoliberal politikaların dayattığı tarım ve hayvancılığın zayıflatılması politikaları sonucunda; büyük şehirlere işsiz ve eğitimsiz insan topluluklarının akını başladı. Geldikleri şehirlerde kendilerine ancak varoşlarda yer bulabilen bu topluluklar, içinde bulundukları muhafazakar İslam versiyonuna sığınmak zorunda kaldılar.
Paraya kavuşan muhafazakar kitle ile varoşlara yerleşebilen kitlenin din eksenli buluşması; Sağ iktidarların oy deposu oldu. Ancak, Erdoğan’ın yoksulluktan, dini referanslı partiye üye, daha sonra küçük esnaflığa ve oradan da parti içinde yükselişi ve en nihayetinde de İstanbul’a Belediye Başkanı olması; bu anlattıklarımın polarize olmuş halidir. Ama bu yol bir kere açılmış ve o kitlenin hep en altta ve en pasifize insanlarının “Bir gün kendilerinin de öyle olabilme olasılığını gerçek hale dönüştürmüştü”.
En alttan, en tepeye çıkma hikayesinin kahramanını izleyecek milyonlar biraz da dağıtılan “ulufelerin” ve din afyonunun yardımıyla kendilerinin Nas’ı haline gelen muhafazakarların oyları ile iktidar oldular. Erdoğan’ı sorgusuz ve sualsiz son yirmi bir yıldır izliyorlar. Menderes de, Demirel de, Özal da hep onların oy verdikleri muhafazakar liderlerdi. Ama Erdoğan, onlara göre “Bizden biri”. Diğerleri ise onlardan biri değildi ama mecburen oy vermek zorunda kaldıkları olmuştu.
Ama hikayenin asıl acı tarafı: Erdoğan, onların içinden çıkan ve gerçekten de onlardan biri olduğu için, o kitlenin istekleri, dertleri ve hayallerini en iyi bilebilecek bir kişi. O nedenle onları kendi suç ortakları haline getirdi. İslam’a göre çalmak büyük suçtur. Ama bu kitleye çalınan paraların İslamın ülkede ve dünyada egemen kılınması için harcandığı masalını anlatıyor. Bu o kitleye bile pek inandırıcı gelmese bile; dünya nimetlerinden pay alanların yanında, kendisinin de bu ülküye hizmet ettiği için alınacak bir payı olduğuna inanmayı seçiyorlar. Erdoğan’ın söyleyecek sözü kalmadı. Ama bu kitlenin yeni bir söz olmasa bile, Erdoğan’ın ne olursa olsun, ne söylerse söylesin ama mutlaka bu düzenin süreceğini, kendilerinin de yine bu düzenden eskisi gibi söz sahibi olup; pay alacağını bildirmesini istiyorlar.
Aslında hep birlikte uçuruma doğru gittiklerini görmeseler bile, hissediyorlar. Lakin geriye dönecek yüzleri de olmadığını da biliyorlar. Onlara onurlu bir çıkış sunulsa bile, birçoğu bu çıkışa yönelmeyecekler. Son bir umutla liderlerinin onları uçurumdan aşağı düşmekten kurtaracağını düşünüyorlar. Büyük bir olasılıkla 14 Mayıs 2023’de yapılacak seçimde bu kesimin büyük çoğunluğu Cumhur İttifakı’na yani yıllardır sorgusuz sualsiz takip ettikleri Erdoğan’a oy verecekler.
Oysa biz biliyoruz ki; bu kez film gerçekten bitti. Çünkü onların çocukları bile artık Erdoğan’a oy vermeyecek. Ve bu ülke artık AKP/Erdoğan zihniyetinden mutlaka kurtulmalı. Ve eğer ona sonuna kadar destek veren bu kitleyi Naziler gibi toptan katletmeyi düşünmüyorsak; onlara karşı anlayışlı ama kararlı bir karşı duruş sergilemeliyiz. Demokrasi, bizim tek ve en doğru çıkış noktamızdır. Hukuk bizim tek ve en doğru ilkemizdir. Özgürlük bizim tek gerçek bayrağımızdır. Adalet bizim tek mutlak doğrumuzdur. Bugün şimdi bize düşen görevi en iyi ve doğru biçimde hayata geçirecek insanlarla birlikte olmaktır. Bu hayatı sevmeyen, kendinden başkası için hiçbir şey düşünmeyen büyük kitleyi şimdilik aşıyoruz gibi görünüyor. Bu konuyu bir sonraki aşamada ele almak üzere erteliyoruz. Önümüzde yeni bir yaşamın ilk adımlarının hep birlikte oluşturulacağı günlere geldik. Yeni bir demokrasiye merhaba diyelim.
Yazarımızın daha önce yayınladığımız yazıları.
6 ŞUBAT DEPREMİNİN ÖĞRETTİKLERİ/26.02.2023
DEVLETİN OLANAKLARI İLE ERDOĞAN’IN PLANLARI/19.02.2023
BÜLENT ARINÇ VE SİVİL DARBE ÇAĞRISI/15.02.2023
DEPREM DEĞİL AMA DEVLET ÖLDÜRÜR /08.02.2023
MERAL HANIMI NEDEN SEVMİYORUM?/04.02.2023
İRFAN FİDAN NEDEN AYM BAŞKANI SEÇİLEMEDİ?/ 03.02.2023
BARDAĞIN YARISI BOŞ MU, YOKSA DOLU MU DİYECEĞİZ?/01.02.2023
ANAYASA MAHKEMESİ KENDİNİ İNKAR ETTİ /26.01.2023
EVET, KARANLIĞIN EN KOYU OLDUĞU ANDAYIZ AMA YEPYENİ BİR GÜNE DE UYANMAK ÜZEREYİZ/23.01.2023
UĞUR DÜNDAR, SADAT VE BAHÇELİ/18.01.2023
HDP TEK BAŞINA CUMHURBAŞKANI ADAYINI AÇIKLAMAK ZORUNDA KALDI./09.01.2023
ÜLKENİN AHVALİ KAOSA YAKIN EDİLİYOR/ 06.01.2023
ORTAK ADAY, ORTAK PROGRAM VE ORTAK SEÇİM ZAFERİ/26.12.2022
İMAMOĞLU NEDEN DESTEKLENMELİ /23.12.2022
YENİ CUMHURBAŞKANIMIZI ERDOĞAN SEÇTİ: EKREM İMAMOĞLU/15.12.2022
DİSTOPİK BİR HİKAYE Mİ ANLATILAN? / 13.12.2022
ÇUKURUN DİBİNDEYİZ AMA BAZILARIMIZ HALA YILDIZLARI SEYREDİYOR*/07.12.2022
JİN, JİYAN, AZADİ (KADIN, YAŞAM, ÖZGÜRLÜK) /27.11.2022
ÜLKEMİZDE SEÇİM ÇALIŞMALARININ STARTI 13 KASIM’DA VERİLDİ./13.11.2022
KILIÇDAROĞLU’NUN UYUŞTURUCU VE KARA PARA ÇIKIŞI BİZE NE ANLATIYOR?/02.11.2022
MUHALEFETİN TUTUMU ERDOĞAN’I ZORLA BAŞKAN YAPTIRACAK/26.10.2022
CHP Bir Milli Güvenlik Sorunu mudur ? /22.10.2022
ÜLKE İÇ SAVAŞIN EŞİĞİNDEN ŞİMDİLİK DÖNDÜ/01.10.2022
SEÇİME BEŞ KALA SİYASETİMİZİN AHVALİ/01.10.2022
YİNE Mİ ŞAH VE MAT’A GELİNİYOR? /23.09.2022
SAĞ’A KARŞI SAĞ’I DEĞİL, SOL’U OLUŞTURMALIYIZ/17.09.2022
YENİ DÖNEMDE HDP’YE BAKANLIK VERİLİR Mİ?/05.09.2022
SEDAT PEKER, SPK BAŞKANI VE KIZ KARDEŞİ VE DE GÜLŞEN/28.08.2022
AMİP DEĞİL BİLİNÇLİ İNSANIZ /22.08.2022
AHMET DAVUTOĞLU’NUN ENDİŞELERİ VE GERÇEKLER/11.08.2022
MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI VE ÜLKENİN AHVALİ (II)
MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI VE ÜLKENİN AHVALİ /04.08.2022
YA DEMOKRASİ YA FAŞİZM / 18.07.2022
KÜRT BAŞKAN SELAHATTİN DEMİRTAŞ /26.06.2022
ERDOĞAN ADAYLIĞINI AÇIKLADI, HEM DE SEÇİMLER NORMAL ZAMANINDA YAPILACAKMIŞ/11.06.2022
SOLDAN BAKIŞLA YENİ BİR YEMEK YAPMAK GEREK/06.06.2022
ERDOĞAN NİYE SÜRTÜK DEDİ ?/ 04.06.2022
HALK KUMAR OYNAR MI ? /29.05.2022
SİZLERİ TANIMIYORUZ/22.05.2022
SARI İNEKTEN SONRA SIRADA BİZ VARIZA GELDİK/12.05.2022
GENÇLİK, ANILAR VE GELECEĞİMİZ ÜZERİNE BİRKAÇ NOT/02.05.2022
YİNE AYNI SENARYO VE YİNE AYNI SONUÇ MU ? / 22.04.2022
ÇÖZÜM İÇİN FARKLI BAKIŞ AÇILARI GEREK /20.04.2022
AVRASYACILIK ÖLDÜ, YAŞASIN NATO /31.03.2022
ERKEN VEYA GEÇ YAPILACAK SEÇİMDEKİ OLASILIKLAR/22.03.2022
1915 Çanakkale Köprüsü Yapıldı Yepyeni Bir Kazığımız Daha Oldu/19.03.2022
Sesiniz Sokakta Daha Gür Çıkar /13.03.2022
Sado Mazoşizm mi ? Stockholm Sendromu* mu ? /08.03.2022
Ukrayna’ya Çok Üzülen Bizleri Seviyorum 03.03.2022
“Vatana Hizmet Ediyorum Sandım” 18.02.2022
ARTIK YOLA ÇIKTILAR… /07.02.2022
BU KÜRTLERİ VE HDP’Yİ NE YAPACAĞIZ? /05.02.2022
TARİH YİNE TEKERRÜR EDİYOR /01.02.2022
DEVLET’DE “NÖBET DEĞİŞİMİ” BAŞLIYOR MU? / 28.01.2022
YAŞATILAN TÜRK SOLUNUN, KÜRTLERLE İMTİHANI MI?/ 23 Ocak 2022
BÖLÜNÜYORUZ O HALDE FAŞİZMLE YÖNETİLECEĞİZ / 17.01.2022
ARINMA GECELERİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ / 14.01.2022
KAZAKİSTAN’DA HALKIN DEMOKRASİ DERSLERİ VE TÜRKİYE İLE İLİŞKİSİ NEDİR? / 10.01.2022
2022, RİSKİN TOPLUMSALLAŞTIRILDIĞI BİR YIL OLACAK / 01.01.2022
20-21 ARALIK, KERİZ SİLKELEME OPERASYONU VE BASKIN SEÇİM / 24.12.2021
GELECEĞİMİZİ BELİRLEYECEK OLAN, SOL’UN HDP İLE OLAN İŞBİRLİĞİNİN NİTELİĞİ OLACAKTIR / 17.12.2021
ÖLÜ SEVİCİLİĞİ Mİ, YENİ BİR YAŞAM MI? / 15.12.2021
İKTİDARI VE MUHALEFETİYLE 2021’İ BİTİRİRKEN /05.12.2021
HDP VE ESAS OLANI BAŞA KOYMAK MESELESİ / 27.11.2021
MELEKLERİN CİNSİYETİNDEN, NASIL YAPMALIYA GELDİK./ 23.11.2021
ABANIN ALTINDAKİ SOPAYI ÇIKARIYORLAR /09.11.2021
TARİH, YENİ BİR HİKAYE YAZANLARI HEP SEVMİŞTİR/07.11.2021
SAVAŞA KARŞI CHP’NİN DÖNÜŞÜMÜ VEYA BİRLİKTE YAŞAYABİLMENİN İLK IŞIĞI /27.10.2021
ELİNDE ÇEKİÇLE BANKAMATİKLERE SALDIRILIYORSA; KAÇMA VAKTİNİZ GELDİ DEMEKTİR / 27.10.2021
GELİYOR GELMEKTE OLAN AMA MUHALEFETİN HALİ İÇLER ACISI / 23.10.2021
SADAT, SEDAT, DARBE VEYA SOKAĞIN ORTAK SESİ OLMAK/16.10.2021
GODOT’YU BEKLEMEYE GEREK YOK, YOLA ÇIKMAK İÇİN / 11.10.2021
HER EVE BİR PARA SAYMA MAKİNASI KONACAK KADAR PARAMIZ OLACAK /11.08.2021
ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR DİYE DÜŞÜNENLERE: ÇANLAR HEPİMİZ İÇİN ÇALIYOR ARTIK/05.08.2021
TÜRKİYE’DE İÇ SAVAŞ ÇIKARILMAYA MI ÇALIŞILIYOR ?/22.07.2021
DERE GEÇİLİRKEN; BAHÇELİ AT MI DEĞİŞTİRİYOR?/17.07.2021
Kürtleri o kadar çok seviyoruz ki yok edilmelerine hiç ses çıkarmıyoruz /14.07.2021
HDP’siz çözüm olmaz olsa da ona da zaten faşizm denir / 08.07.2021
UMUT/UMUTSUZLUK, KORKU/CESARET, YILGINLIK/DİRENİŞ /30.06.2021
“O PARALARI SİZDEN SÖKE SÖKE ALIRLAR” / 27.06.2021
ERDOĞAN VE MHP + MAFYANIN BİLEK GÜREŞİ 22.06.2021
HAMDOLSUN, ERDOĞAN EV ÖDEVİNİN NE OLDUĞUNU ANLADI / 17.06.2021
Peker, Erdoğan abisi ile helalleşmeyi niye erteledi ? / 02.06.2021
Erdoğan değil Demirtaş’ın hapiste olması ya da özgür kalması ülkenin kaderini belirleyecektir. / 29.05.2021
Tek bir kural var kuralsızlık / 26.05.2021
SEDAT PEKER’İN GÖMLEĞİNİN RENGİ, BEYAZDAN SİYAHA DÖNDÜ / 23.05.2021
“BİZ HEPİMİZ AİLEYİZ VE HER SUÇTA BERABERİZ” / 07.06.2021
Devletin mafyası mı yoksa mafyanın devleti mi? / 2 / 21.05.2021
Kanserin üçüncü evresinden, dördüncü evresine geçen ülkemiz /14.05.2021
Birlikte olursak; her şeyi değiştirebiliriz / 04.05.2021
Ne yapmalı, nasıl yapmalı ve kiminle yapmalı? / 30.04.2021
Devlet mi mafyalaştı, yoksa mafya mı devletleşti? / 22.04.2021
Katastrof / Büyük yıkım kapımızda / 24.04.2021
Canı sıkkın hava ve rüzgar / 18.04.2021
Ülkemizin ahvali: Sadece parasız, işsiz ve aşısız değiliz. Geleceğimizi de kaybediyoruz / 11.04.2021
Ülkeyi Nasıl Yönettilerse Pandemiyi de öyle yönetti AKP 09.04.2021
Ülke soyulurken değil, soğan soyulurken ağlayan ulusalcılar / 05.04.2021
Ben Erdoğan’ın yerinde olsaydım / 30.04.2021
Polis, ülkede toplumsal düzeni korur ve huzuru sağlar, gerçekten öyle mi? / 03.04.2021
BEN ERDOĞAN’IN YERİNDE OLSAYDIM / 30.03.2021