Taner Renda / 04.06.2022

Wikipedi ansiklopedisi sözlüğüne göre: “Sürtük, genellikle cinsel ahlak açısından gevşek davrandığı düşünülen kadınlar için kullanılan bir ifadedir. Erkekler içinse erkek orospusu ifadesi kullanılır. İfadede aşağılama ve cinsel tahkir içerir ve ifadenin kullanımı çoğunlukla slut-shaming (bir kişinin cinsel açıdan öne çıkarıcı davranışlar sergilemesinin, cinselliği çağrıştıracak durumlarda veya isteklerde bulunmasının önüne geçilmeye çalışılması, bu kişilerin toplumda suçlu veya aşağı hissettirilmesi eylemi. Dini kurallara, geleneksel beklentilere aykırı olduğu gerekçesiyle özellikle kadınlara yaygın olarak uygulanan bir baskı türüdür. Kişinin kendini kötü hissetmesi, suçluluk duyması sağlanır) amacıyla yapılır.”.
Erdoğan, bu konuşması ile artık anlıyoruz ki; kendisinin gerileyebileceği en son sınır olan % 30’lardan daha da aşağı inmesinin önüne geçmeye karar vermiş. Aslında Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması da bu düşüncenin ürünüydü. Ama üst üste gaddarca yapılan içki ve sigara zamları, Gezi davasında beraat etmiş kişilerin yeniden yargılanmasına karar verilip; hiçbir delile dayanmayan hapis kararları, Kaftancıoğlu için uydurulan hapisten çok, siyasi yasaklı hale getirilmesi, İmamoğlu için de aynı gerekçelerle uydurulan ama mahkemenin şimdilik görülmemesi (aday olmaması için Demoklesin kılıcı halinde tutulması) hepsi de kendi doğal tabanı olduğunu düşündüğü muhafazakar ve dindar kişilerin oylarını konsolide etmek için yaptığı bir dizi önlemdi.
Haziran ayında meclisten canlı olarak yaptığı konuşmada, sürtük kelimesini yanlışlıkla veya ağzından kaçan bir hakaret olarak algılamamalıyız. Konuşma metnine özenle konulmuş. Özellikle kadınların şiddetle itiraz edeceği bir kelime olduğunu yazan ve okuyan kişilerin bildiği çok aşikar. Kendi tabanının çok beğeneceğini daha yazarken biliyorlardı (bu durum aslında olayın ne kadar vahim bir hal olmasının yanında, toplumun %30’luk bir kesiminin, Geziye katılanlar için dilinin ucundaki benzetme olması ise daha beter bir durum. Ayrıca Gezi, Erdoğan için de sonunun başlangıç noktası olması nedeniyle de, kin duyduğu bir milat.).
(Karikatür-Sefer Selvi)
Ve Erdoğan, artık sığınacak yeni yalanlar bulamıyor. Hala “Camide bira içtiler” ve “Kabataş’ta üstü çıplak ve deri pantolonlu erkeklerin hamile bir kadının üstüne işemelere” sarılmak zorunda kalıyor. Sanırım toplumun hafızasının ne kadar zayıf olduğu konusunda net bilgilere sahip. Haklı da olabilir, ne var ki günün sonunda veya seçim günü bu sonbaharda gelip çattığında; toplumun büyük çoğunluğu camide bira içildi yalanı ile avunamayacak kadar aç ve öfkeli olacaklar.
Ee bu iş bu kadar basit mi hallolacak? Yani halk çok ezildiği, aç kaldığı ve kendisine yalanlar söylendiği için Erdoğan ve AKP’den kolayca vaz mı geçecek? Altılı masa muhalefetine koşa koşa oylarını verip; onları iktidar mı yapacak?
Pollyanna bile bu kadar iyimser olamıyor artık. Evet, birbirine pek benzemez altı parti yan yana gelme becerisini gösterdiler. Parlamenter demokrasiye dönüş sözünü de verdiler. Devletin bazı kurumlarından içeri giremeseler bile kapılarına da dayandılar (tabi burada vatandaşın, daha içeriye bile giremeyenler; bizi nasıl kurtaracaklar diye de düşündüklerini de yabana atmamalıyız.).
Özellikle AKP seçmenleri yirmi yıldan sonra muhalefete oy vermeleri için, son derece somut ve elle tutulur sözler bekliyorlar. YÖK’ün yanı sıra, kaldırılacak veya demokratikleştirilecek kurumları söylemeleri ve bu işleri de nasıl yapacaklarını açık açık anlatmalılar. Sadece bunlar da yetmez. İnsanları inandırmalılar da. Peki, nasıl inandırıcı olacaklar? Yemin billah mı edecekler?
Öncelikle, seçmenlerin gözünde iktidarı alacak oy oranına ulaşacaklarına ikna edecekler. Bunun için de Altılı Muhalefet’in ayrı ayrı programlara sahip ama ülke düzlüğe çıkana kadar aynı yöne gideceklerine inandırmaları gerekir. İnanın Altılı Muhalefet, olası bir hükümet kurma aşamasına gelindiğinde; her biri başbakan, bakan ve bilmem ne uzmanı kesilecek ve kırmızı plaka isteyecekler. Çünkü bunca yıldır iktidar yüzü görmeyen her parti, kadrolarını memnun etmek için ellerinde listelerle bakanlık koridorlarında dolaşmaktan, halkın işlerini ve beklentilerini unutacaklar.
Ve tüm bu Altılı Muhalefet, şu ya da bu nedenle istese de istemese de Kürt oylarını almadan o oy oranına asla ulaşamaz. Siz, HDP üzerinde uygulanan baskı ve yıldırma politikalarına bir iki göstermelik beylik laflar dışında yürekten ve demokrasi adına karşı çıkan parti gördünüz mü?
Bu çok akıllı muhalefetimiz, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, karşılarına çıkacak her kimse, onu yenmiş olmakla, işleri düzeltemezler. Eğer parlamentoda da çoğunluğa ulaşamazlarsa ki bu kafa ile ulaşmaları bir hayli zor, işte o zaman İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki “topal ördek” durumundan daha vahimi bir duruma düşerler. O zaman vatandaş: ah yeteri kadar destek vermedik; o nedenle bu iyi niyetli insanlar bize vaat ettiklerini yapamıyor demezler. Tam tersine: beceriksizler, bunlardan hiçbir şey olmaz. Biz yine iyisi mi, bildiğimiz AKP’ye oy verelim derler.
Ha bu arada, Erdoğan’ın eli armut toplamayacak. Her türden kışkırtma, manipülasyon, siyasi yasaklamalar, muhalefetin sözünü kısmak/yayınlatmamak ve banknot makinasının da yardımıyla, piyasaya bolca para sürmesi de cabası. Seçim gecesi sandıkları ve oyları korumak dışında pek planları olmayan Altılı Muhalefet’in beklemediği yerden: yani sandığa o seçim günü girenlerin korunması ve sayılması dışında, önceden blok oyların girmesinin nasıl önleneceği hakkında çalışmaları yok. Pek çok sığınmacıya vatandaşlık verilmesi, söylendiği kadar yüz binlerle değil, milyonlarla ifade edilecek. İçişleri Bakanlığı, bu konuda harıl harıl çalışıyor.
Ayrıca, yeni bir demokrasi vaat ediliyorsa; Kürt sorununun nasıl çözüleceğine ilişkin açık ve net yol haritası çıkarılmadan; bu ülkenin demokrasi ile birlikte adı asla anılmayacak. Siyasi nedenlerle keyfi bir biçimde haklarında dava açılan/ceza alanlar ve tutuklu olarak yıllarca içeride yatanlara af çıkarılmadan da bu ülkeye huzur gelmeyecek. Bu konuda HDP dışında hiçbir partiden tık yok. Kürtlerin oylarına talipseniz; onların sorunlarına da talip olup; çözüm önerilerinizi bu ülkeye anlatmalısınız. Öyle yarım ağız hepimiz Türk vatandaşıyız, bu ülke hepimizin, aynı gemideyiz laflarına bilesiniz ki; karınları yeterince tok. Yani velhasıl, Erdoğan’a karşıyız, verin bize oyları ve güvenin ile sonuç yine “Atı alan Üsküdar’ı geçti ye” veya “Adam kazandı ya” çıkar.
Yazarımızın daha önce yayınladığımız yazıları
HALK KUMAR OYNAR MI ? /29.05.2022
SİZLERİ TANIMIYORUZ/22.05.2022
SARI İNEKTEN SONRA SIRADA BİZ VARIZA GELDİK/12.05.2022
GENÇLİK, ANILAR VE GELECEĞİMİZ ÜZERİNE BİRKAÇ NOT/02.05.2022
YİNE AYNI SENARYO VE YİNE AYNI SONUÇ MU ? / 22.04.2022
ÇÖZÜM İÇİN FARKLI BAKIŞ AÇILARI GEREK /20.04.2022
AVRASYACILIK ÖLDÜ, YAŞASIN NATO /31.03.2022
ERKEN VEYA GEÇ YAPILACAK SEÇİMDEKİ OLASILIKLAR/22.03.2022
1915 Çanakkale Köprüsü Yapıldı Yepyeni Bir Kazığımız Daha Oldu/19.03.2022
Sesiniz Sokakta Daha Gür Çıkar /13.03.2022
Sado Mazoşizm mi ? Stockholm Sendromu* mu ? /08.03.2022
Ukrayna’ya Çok Üzülen Bizleri Seviyorum 03.03.2022
“Vatana Hizmet Ediyorum Sandım” 18.02.2022
ARTIK YOLA ÇIKTILAR… /07.02.2022
BU KÜRTLERİ VE HDP’Yİ NE YAPACAĞIZ? /05.02.2022
TARİH YİNE TEKERRÜR EDİYOR /01.02.2022
DEVLET’DE “NÖBET DEĞİŞİMİ” BAŞLIYOR MU? / 28.01.2022
YAŞATILAN TÜRK SOLUNUN, KÜRTLERLE İMTİHANI MI?/ 23 Ocak 2022
BÖLÜNÜYORUZ O HALDE FAŞİZMLE YÖNETİLECEĞİZ / 17.01.2022
ARINMA GECELERİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ / 14.01.2022
KAZAKİSTAN’DA HALKIN DEMOKRASİ DERSLERİ VE TÜRKİYE İLE İLİŞKİSİ NEDİR? / 10.01.2022
2022, RİSKİN TOPLUMSALLAŞTIRILDIĞI BİR YIL OLACAK / 01.01.2022
20-21 ARALIK, KERİZ SİLKELEME OPERASYONU VE BASKIN SEÇİM / 24.12.2021
GELECEĞİMİZİ BELİRLEYECEK OLAN, SOL’UN HDP İLE OLAN İŞBİRLİĞİNİN NİTELİĞİ OLACAKTIR / 17.12.2021
ÖLÜ SEVİCİLİĞİ Mİ, YENİ BİR YAŞAM MI? / 15.12.2021
İKTİDARI VE MUHALEFETİYLE 2021’İ BİTİRİRKEN /05.12.2021
HDP VE ESAS OLANI BAŞA KOYMAK MESELESİ / 27.11.2021
MELEKLERİN CİNSİYETİNDEN, NASIL YAPMALIYA GELDİK./ 23.11.2021
ABANIN ALTINDAKİ SOPAYI ÇIKARIYORLAR /09.11.2021
TARİH, YENİ BİR HİKAYE YAZANLARI HEP SEVMİŞTİR/07.11.2021
SAVAŞA KARŞI CHP’NİN DÖNÜŞÜMÜ VEYA BİRLİKTE YAŞAYABİLMENİN İLK IŞIĞI /27.10.2021
ELİNDE ÇEKİÇLE BANKAMATİKLERE SALDIRILIYORSA; KAÇMA VAKTİNİZ GELDİ DEMEKTİR / 27.10.2021
GELİYOR GELMEKTE OLAN AMA MUHALEFETİN HALİ İÇLER ACISI / 23.10.2021
SADAT, SEDAT, DARBE VEYA SOKAĞIN ORTAK SESİ OLMAK/16.10.2021
GODOT’YU BEKLEMEYE GEREK YOK, YOLA ÇIKMAK İÇİN / 11.10.2021
HER EVE BİR PARA SAYMA MAKİNASI KONACAK KADAR PARAMIZ OLACAK /11.08.2021
ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR DİYE DÜŞÜNENLERE: ÇANLAR HEPİMİZ İÇİN ÇALIYOR ARTIK/05.08.2021
TÜRKİYE’DE İÇ SAVAŞ ÇIKARILMAYA MI ÇALIŞILIYOR ?/22.07.2021
DERE GEÇİLİRKEN; BAHÇELİ AT MI DEĞİŞTİRİYOR?/17.07.2021
Kürtleri o kadar çok seviyoruz ki yok edilmelerine hiç ses çıkarmıyoruz /14.07.2021
HDP’siz çözüm olmaz olsa da ona da zaten faşizm denir / 08.07.2021
UMUT/UMUTSUZLUK, KORKU/CESARET, YILGINLIK/DİRENİŞ /30.06.2021
“O PARALARI SİZDEN SÖKE SÖKE ALIRLAR” / 27.06.2021
ERDOĞAN VE MHP + MAFYANIN BİLEK GÜREŞİ 22.06.2021
HAMDOLSUN, ERDOĞAN EV ÖDEVİNİN NE OLDUĞUNU ANLADI / 17.06.2021
Peker, Erdoğan abisi ile helalleşmeyi niye erteledi ? / 02.06.2021
Tek bir kural var kuralsızlık / 26.05.2021
SEDAT PEKER’İN GÖMLEĞİNİN RENGİ, BEYAZDAN SİYAHA DÖNDÜ / 23.05.2021
“BİZ HEPİMİZ AİLEYİZ VE HER SUÇTA BERABERİZ” / 07.06.2021
Devletin mafyası mı yoksa mafyanın devleti mi? / 2 / 21.05.2021
Kanserin üçüncü evresinden, dördüncü evresine geçen ülkemiz /14.05.2021
Birlikte olursak; her şeyi değiştirebiliriz / 04.05.2021
Ne yapmalı, nasıl yapmalı ve kiminle yapmalı? / 30.04.2021
Devlet mi mafyalaştı, yoksa mafya mı devletleşti? / 22.04.2021
Katastrof / Büyük yıkım kapımızda / 24.04.2021
Canı sıkkın hava ve rüzgar / 18.04.2021
Ülkemizin ahvali: Sadece parasız, işsiz ve aşısız değiliz. Geleceğimizi de kaybediyoruz / 11.04.2021
Ülkeyi Nasıl Yönettilerse Pandemiyi de öyle yönetti AKP 09.04.2021
Ülke soyulurken değil, soğan soyulurken ağlayan ulusalcılar / 05.04.2021
Ben Erdoğan’ın yerinde olsaydım / 30.04.2021
Polis, ülkede toplumsal düzeni korur ve huzuru sağlar, gerçekten öyle mi? / 03.04.2021
BEN ERDOĞAN’IN YERİNDE OLSAYDIM / 30.03.2021