YENİ CUMHURBAŞKANIMIZI ERDOĞAN SEÇTİ: EKREM İMAMOĞLU

15/12/2022 870 Görüntülenme

İlişkili içerikler

Taner Renda / 15.12.2022

Ülkemizin mahkemelerinin ne kadar iktidar yanlısı olduğunu, verdikleri, kararlarla defalarca gördük. Bırakın birkaç veya birkaç sene öncesini, hemen bu hafta ortaya çıkan altı yaşındaki bir kız çocuğunun ailesi ve İsmail ağa Cemaati eliyle nasıl bir peşkeş çekildiğinin ortaya çıkarılmasından sonra bile faillerin altmış yılı geçen cezalarla yargılanmak istenmesine karşın, hiçbir tutuklama olmadan günlük hayatlarına devam ettiklerini gördüğümüz bugünlerde artık bizi hiçbir haksızlık, vicdansızlık, kötülük şaşırtamaz hale getirdi. Bu nedenle İmamoğlu’na karşı açılan bu davada yaşanan aculluklara ve alenen yaşatılan hukuksuzluklara da artık şaşırmıyoruz.

Ama bu yazının asıl konusu olan ve başlıktaki iddiamın nedenlerini tartışacağım konuya gelirsek: uzunca bir süredir yazdıklarımı okuyanlar sanırım hatırlayacaktır. Yapılacak yeni bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın aday olmayacağını söyleye geldim. Amerika Birleşik Devletinde yapılan son Başkanlık seçimini Demokrat aday Joe Biden’ın kazanması ile kendisinden yana esen rüzgarların yön değiştirmesi ile artık oturduğu koltuktan kalkma zamanının geldiğini özellikle uluslararası politika yapıcıları net bir biçimde kendisine hatırlatmıştı. Fransa’da yapılan son NATO toplantısında, Biden ile Erdoğan baş başa bir görüşme gerçekleştirmişti. Her iki Lider, yanlarına sadece güvendikleri iki tercüman ile bu görüşmeyi yapmışlardı. İşte o görüşmede elbette ben yoktum ama birazcık politikayı doğru okuyanların da bileceği üzere, o toplantıda Erdoğan’ın artık “usulet ve suhulet” ile çekilmesi gerektiği aksi taktirde başına nelerin gelebileceği kendisine tane tane anlatıldı.

Lafı uzatmaya gerek yok. Erdoğan, aksi, kavgacı ve kolay kolay elde ettiklerinden vazgeçen biri değildir. Ama bu kez karşısında Bay Kemal yoktur. Ya elinde bırakılacaklarla yaşayacak ya da Kaddafi/Saddam örneğindeki sonlarla karşı karşıya kalacaktı. Her zorba gibi Erdoğan da kendinden daha büyük güç karşısında aptal değildir; gereğini yapar ve de geri çekilir. İyi de NATO toplantısından beri bir hayli zaman geçti ve Erdoğan daha da hırçın, daha da kavgacı, daha da sert bir biçimde iktidarda kalmak istediğini gösteren pek çok örnek sergiledi. Elbette öyle olacak. Düşünsenize; bu tıynette ki bir kişi aniden tam tersi bir tavır sergilerse anlamlı olur mu? Hani işler “usulet ve suhuletle” halledilecekti? Buna karşın analı ve danalı muhalefetin temsilcileri artık birbirine uzak durmaktan vazgeçip (kulaklarına kar suyu mu kaçtı acaba) yan yana gelmeye karar vermeleri sizce anlamlı değil mi? Halim selim Kılıçdaroğlu, birden bire aslanlar gibi kükremeye başlaması ve Devlet’in kapılarının açılması için huruç harekatı düzenlemesi size de Andropozu mu hatırlattı, yoksa işaret fişeğinin ışığını mı gördüğünü?

Evet, işler Erdoğan’ın bile denetleyemeyeceği noktaya gelmeye başladı (İstiklal saldırısını hatırlayalım). Ve Altılı Masa’da Kılıçdaroğlu geleceğin cumhurbaşkanı adayı olmaya doğru adım adım yaklaşırken; duruşma öncesi Amerika ilk hamlesini yaptı: Büyükelçilikte Ekrem İmamoğlu ve elçinin eşinin birlikte Amerikan ve Türk bayrakları önünde resmini servis ettiler. Ve ilk defa Kılıçdaroğlu evet ben aday olmak istiyorum dedi ve ardından da Almanya’ya gitti. Hem de İmamoğlu’nun karar duruşmasında. Tüm bunlar elbette ilgili ve unutkan olmayanlara Erdoğan’ın başımıza musallat edilişin aynı senaryo ile başladığını hatırlatmıştır. “iti öldürene ölüsünü sürüklettirirler” diye bir atasözümüz var, hah tam da Erdoğan’ın böyle davranmasını istediler. Yoksa Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’nun böylesine pespaye bir mahkeme duruşması ile mezara gömülemeyeceğini bilecek kadar deneyimli bir tilkidir. Kendi mezarını kazmak demek olacak bu kararın çıkmasını istiyorsa; bir bildiği veya istese de istemese de yapması gerekenin bu olduğudur.

Evet, ülkem yeni cumhurbaşkanımız Ekrem İmamoğlu, memleketimize hayırlı olsun. Bu sürece giden yolda elbette pek çok inişli çıkışlı sokaklar olacaktır. Ama gidişatın yönü pek değişmeyecek ve sonunda İmamoğlu, birilerinin kızmasına, istememesine ve de kabul etmemesine karşın seçilecektir.

Hamiş: Erdoğan’dan sonra İmamoğlu’nun gelmesi kimseyi ferahlatıp, rahat bir nefes almasını sağlamasın. Ülke, ikinci bir Erdoğan vakasına karşı hazır olsun. Dilerim, Erdoğan’ı aramayız. Hele hele Akşener’in bu kadar cansiperane Kılıçdaroğlu’na karşı İmamoğlu’nu tutması!!??