14 MAYIS SEÇİM GECESİ NE Mİ OLUR?

10/05/2023 668 Görüntülenme

İlişkili içerikler

Taner Renda / 10.05.2023

AKP+MHP iktidarı bu seferki seçimleri kaybedecekler. Ve ben bu durumdan kaygılanmaya başladım. O kadar rezilliklere imza attılar ki; pek çok cemaatin yurtlarında erkek çocuklar ağabeylerinden öldüresiye dayak mı yemediler, tecavüze mi uğramadılar. Tarikat Şeyhleri küçücük kızlarla evlendiler. Devletten hak etmedikleri ballı ihaleler aldılar, halkın devlete bağışladığı milyarlar bedelinde yardım paketlerinin hiç biri ihtiyaç sahipleri yerine dükkanlarda satıldı. İktidar milletvekillerinin ya kendileri ya da çocukları uyuşturuculu alemlerde genç kızları hunharca öldürdüler ve hiçbir yasal takibe uğramadan lüks hayatlarını arsızca yaşamaya devam ettiler. Kendi yakınlarını Devlet’in şirketlerinin başına geçirerek; milyonlarca maaş ve ikramiye alırken; halkın büyük çoğunluğunu asgari ücret mahkumu yaparak; insanlıklarından utanır hale getirdiler. Ve bundan hiçbiri utanma belirtisi bile göstermediler. Sarayda lüks içinde yaşayanlar, kendi yakınlarına her türden korumayı sağlayarak; milyarlarca Dolarlık servetler yaptılar. Devletin en temel kurumlarının kararlarına kendi çıkarlarına gelmiyorsa; asla uymayarak; halkın adalete olan güvenini paramparça ettiler. Ve ülkeyi Saray ve onun yardakçıları değilse; ne bugününden, ne de yarınından asla emin olamayan kişilerin aç bilaç süründükleri topluluk haline getirdiler.

Özellikle son yirmi bir yılın sonunda, bu güne kadar pek de yan yana gelmeyen/gelemeyen altı partiden oluşan bir koalisyonun ortak çıkışı ile bir nebze olsun biraz umutlanan halk: çektiği sıkıntılarından kurtulmak için gerek Millet İttifakına, gerekse de Emek ve Özgürlük İttifakı’nın etrafında sıkı sıkıya kenetlenmiş durumda. İyi de ne diye endişeleniyorsun be arkadaşım diye sorduğunuzu duyuyorum. Değişim başlamış ve birkaç gün sonra da sandığa giden halk, iktidara gereken cevabı verip; onu muhalefetle değiştirecek. Bu dediğimi ben de biliyorum ama bu değişim olağan bir durumda ve ortalama demokrasi ile yönetilen ülkelerde olur. Ülkemiz ise ne olağan durumda ne de demokrasi ile uzaktan yakından bir teması yok. Hal böyle olunca da; AKP+MHP iktidarı, ancak iktidarlarını devam ettiği sürece halkını soymaya ve Saraylarında ballı börekli yaşamlarına hem devam edebilirler. Eğer oturdukları iktidar koltuklarından bir gün bile inecek olsalar; bu güne kadar işledikleri suçlarının hesabını halkın ve ülkenin gerçek adaletinin önünde vereceklerini bilirler.

AKP+MHP iktidarı bugüne kadar şu ya da bu şekilde ya şapkalarından tavşan çıkardılar (yani içeride sermaye ile birlikte zenginleştiler) ya da heybelerinde turpun büyüğü var olmuştu (yani dışarıdaki işbirlikçilerini de zengin etmeye devam edebilmişlerdi). Kısacası gerek iç, gerekse de uluslar arası politika yapıcıları bir biçimde çıkarları örtüştüğü oranda birlikte ülke halkının sırtından zenginleştiği sürece AKP’ye ses çıkarmamayı yeğlemişti.

Peki, eski konjonktür hala Erdoğan’dan yana mı? Hiç sanmıyorum. Artık otokrat yönetimler, sermaye düzeni için gerekli olmaktan çıktı. Bundan sonrası baş ağrısına dönüştü. Ama, Erdoğan ve etrafındaki yardakçıları için iş bu kadar basit olamıyor. Elde ettikleri ganimetlerden vazgeçmek onlar için söylendiği kadar kolay değil. O kadar alıştılar ki keyfiliğe ve çalmaya; artık onlarsız yaşamaktan vazgeçmek için çok çok güçlü bir muhalefet, kararlı bir halk ve iç/dış politika yapıcılarının geri atmaya karşı net bir söylemi ve tavrı gerekir.

Yoksa 14 Mayıs gecesi sayım sırasında ve sonrasında yaşanacakları aklımız hayalimiz almayabilir. 15 Temmuz 2015’den beri Devlet’in “kayıp silahları” yüz binleri çoktan geçti. MİT’in hala nerede duracağının garantisini bilen var mı? Soylu’nun ve ekibinin o geceye ilişkin hangi planları var ve bunların ne kadarını Erdoğan’ın bildiği konusunu kim bilebilir? Erdoğan için işlerin sandıkta istediği gibi gitmediği zaman; sokaklarda, şehirlerde ve dahi ülkede aniden PKK kılığında provokatörlerin çıkmayacağını mı düşünelim? Yoksa Erdoğan’a karşı askeri veya sivil darbe yapıldığının ülke sathına yayılmasını önlemek için Silahlı Ak Kuvvetler’in sahaya sürülmeyeceğini mi düşünürüz? Yoksa YSK, seçim güvenliğinin kalmadığına kendi kendine hatta “kimseye danışmadan” karar verip; seçimleri belirsiz bir süre için iptal mi eder? Eh bu durumda da iş başındaki Devletimiz Olağanüstü Hal ilan etmez de ne yapar?

Şimdi anladınız mı AKP+MHP’nin seçimi kaybetmesinden neden kaygı duyduğumu? Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen gün neden “seçimi kazandığımızda” sokağa çıkmamamızı istediğini şimdi anladık mı? İyi de kazanan halk sokağa çıkmazsa; kazanılan demokrasiyi kim koruyacak? Tek başıma ben koruyamam. Tek başına Millet İttifakı da koruyamaz. Tek başına Emek ve Özgürlük İttifakı da koruyamaz. Ya hepimiz birlikte çıkarsak?

Yazarımızın daha önce yayınladığımız yazıları.

YİRMİ BİR YILLIK BİR DÖNEMİN SON HAFTASINDA NELER OLDU VE NİYE OLDU?/07.05.2023

SON ON GÜN PLANLARI VE OLAĞAN ŞÜPHELİLER/02.05.2023

SON DÜZLÜKTE İTTİFAKLAR VE ERDOĞAN’IN RAHATSIZLIĞI 28.04.2023

Beterin Beteri ya da Demokrasi/22.04.2023

NORMAL BİR SEÇİM YAŞAMAK İÇİN/13.04.2023

MHP’NİN SON DANSI, AKP’NİN SONUNU MU GETİRİYOR?/10.04.2023

MİLLETVEKİLİ Mİ YOKSA MİLLETİN VEKİLİNİ Mİ SEÇMELİYİZ?/06.04.2023

HDP’DEN YEŞİL SOL PARTİYE VE DEVLETİN DEĞİŞİMİ/26.03.2023

14 MAYIS SEÇİMLERİ VE YAŞAMSAL GÖREVLER/14.03.2023

AYM’NİN SON KARARI VE OLASILIKLAR/10.03.2023

ŞİMDİ BU TEZEĞİ NİYE YEDİLER?/08.03.2023