KRİZİ FIRSATA ÇEVİREBİLECEK MİYİZ?

Kasım 8, 2022 517 Görüntülenme

İlişkili içerikler

Taner Renda / 08.11.2022

Bütün bir ülke olarak çok yorulduk. Ardı arkası kesilmeyen zamlardan, ülkenin gerim gerim gerilen politik atmosferinden, iktidarın artık şapkasından çıkaracak yeni bir tavşan kalmadığı için, ölü tavşanları çıkarıp; canlı ve taze diye yutturmaya çalışmasından bıkıp usandık. Geniş halk kesimlerinin yararına tek bir adım dahi atılmazken; özellikle rantiyeci sermayeye kıyak üstüne kıyak yapılmasına duyduğumuz öfke artık taşma noktasına gelmişti ki; 2023 yılına ait Devlet’in harcama kalemlerinin açıklanması ile nasıl bir felakete doğru ülke insanlarının sürüklendiğini gördük.

2023 de insanlar çok daha fazla açlık ve yoksullukla mücadele edecekler. Büyüme, yine yüzde bilmem kaç olarak kitlelerin burunlarına kadar yakınlaştırılıp; belki de sokacaklar. Yeni yıl da mutlaka kendilerince kallavi bir maaş artışları yapılacak. Ama geniş halk kesimleri her şeye karşın yine ve hatta daha fazla yoksullaşacak, geleceğe dair umutlarının son kırıntıları da yok edilecek. Ülke nüfusunun yüzde otuzuna denk gelen bir kesimine padişah ulufesi gibi birkaç lokma atılıp; kendileri iktidarda kalmadığında; bunu bile bulamayacakları kırk kere hatırlatılacak.

AKP+MHP iktidarının uyguladığı ekonomi politikalarını bazıları hayret ve dehşet karışımı duygularla “akıl almazlıkla” suçlamalarını ise ben anlayamıyorum. Kendine ısrarla “ben ekonomistim” diyen cumhurbaşkanını şaşkınlıkla, ekonomiyi bilmezlikle ve Saray’da oturduğu için ülke gerçeklerini bilmemekle suçlayanlara ben cevap vereyim: hiç de sizin dediğiniz gibi değil bu durum. İşler gayet bilinçli, isteyerek ve bir plan dâhilinde yapılıyor. Söylenen her söz tam da içeriği ve anlamına göre kullanılıyor. Merkez Bankası’nın Politika Faizi bilerek düşük tutuluyor (bankalara sağladıkları bu kıyak sonucunda, kendilerinin çok yüksek faizle bile dışarıdan alamadıkları dövizi, bankaların ellerindeki dolarları borç olarak alabiliyorlar).

Ha bu arada özellikle en yoksul kesimden aldıkları dolaylı ve dolaysız vergilerle de, gelir dağılımındaki adaletsizliği de bu kesimler üzerindeki hakimiyetlerini sürdürmek için kullanabilmenin en güzel yolunu İslamcılık olarak sunuyorlar. Bana oy ver; ben de sana sosyal yardım adı altında, verdiğin vergilerden bir kısmını vereyim. Bana oy ver; ben de sana başörtüsü takabilme özgürlüğü vereyim. Bana oy ver: ben de senin ailenden birini işe alayım. Bana oy ver: ben de seni iç (Kürtler) ve dış (ABD ve Batı) düşmanlardan koruyayım. Kısacası: Yoksulluğu yok etmek değil, yoksulluğu sürdürebilir/bağımlı halde tutmak istiyorlar.

Ama bu arada iktidar, bilmeden de olsa olumlu bir adımın atılmasına öncülük edecek bir girişimde bulundu: Başörtüsü için HDP ile bir araya geldi. Ve MHP/Bahçeli gıkını bile çıkarmadı. Pekiii Makbul Altılı Muhalefet şimdi HDP ile arasına mesafe koymaya devam edecek mi? Yoksa dertleri iktidarın salvoları değil de, genlerindeki faşizan tutum olduğunu gizlemek miydi? Yoksa yoksa, kendilerinin belirleyeceği cumhurbaşkanı adayının seçilmesini yine “bedavaya” getirmek mi? Evet başta İstanbul, Ankara ve diğer Büyükşehir başkanlıklarının alınması çok önemliydi. Ve şimdi de cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP+MHP iktidarını alaşağı etmek de çok önemli. Lakin şimdiki seçim hayati önemde. Ülkenin uçurumun kıyısından dönüp, dönemeyeceğini belirleyecek nitelikte. Burada namuslu herkese sorumluluk düşüyor. Sadece HDP’nin yine fedakarlık etmesini istemek; adilane değil. Üstüne üstlük HDP’nin “teröristliğinden” de vazgeçmiyorsunuz.

Gerçekten namuslu, aklı başında olan ve ülkeyi AKP+MHP diktatörlüğünden kurtarmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, öncelikle dilinde ve aklındaki faşizan düşüncelerden bir an önce kurtulmalı. HDP’nin ve Kürtlerin, bu ülkenin düşmanları olmadığını, ülkenin bölünerek asla çoğalıp, zenginleşmeyeceğini kabul etmeliler. Adaletin önce bu ülkenin dışlananlara ve görmezden gelinenlere uygulanmasıyla sağlanabileceğini bilmeleriyle başlayacağını düşünmeleri gerekiyor. Sadece kendine istediğin adaletin, ülkenin tamamına yaymadan sağlanamayacağını bilmekle başlayacağına hepimizin inanması gerekiyor. Yoksulluğu ortadan kaldırmadan; adaletin de sağlanamayacağını artık hep birlikte anlamalıyız. Eğer iktidarlar huzur istiyorlarsa; sadece kendileri için huzur olmayacağı artık anlamalılar.

Yazarımızın daha önce yayınladığımız yazıları

KILIÇDAROĞLU’NUN UYUŞTURUCU VE KARA PARA ÇIKIŞI BİZE NE ANLATIYOR?/02.11.2022

MUHALEFETİN TUTUMU ERDOĞAN’I ZORLA BAŞKAN YAPTIRACAK/26.10.2022

CHP Bir Milli Güvenlik Sorunu mudur ? /22.10.2022

7-8 EKİM GECESİ/05.10.2022

ÜLKE İÇ SAVAŞIN EŞİĞİNDEN ŞİMDİLİK DÖNDÜ/01.10.2022

SEÇİME BEŞ KALA SİYASETİMİZİN AHVALİ/01.10.2022

YİNE Mİ ŞAH VE MAT’A GELİNİYOR? /23.09.2022

SAĞ’A KARŞI SAĞ’I DEĞİL, SOL’U OLUŞTURMALIYIZ/17.09.2022

YENİ DÖNEMDE HDP’YE BAKANLIK VERİLİR Mİ?/05.09.2022

SEDAT PEKER, SPK BAŞKANI VE KIZ KARDEŞİ VE DE GÜLŞEN/28.08.2022

AMİP DEĞİL BİLİNÇLİ İNSANIZ /22.08.2022