“SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN TALİMATI İLE YANGINA MÜDAHALE EDİLDİ”

08/08/2022 816 Görüntülenme

İlişkili içerikler

Taner Renda / 08.08.2022

İstanbul’da Balıklı Rum Hastanesinde yangın çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü açıklama yapıyor: Sayın cumhurbaşkanımızın talimatı ile yangına müdahale edildi diye. Tek bir cümle ile bu ucube yönetim sistemimizi açıkla deseler; bundan daha iyi özetleyen net bir açıklama yapılamazdı. Yaşlıların yoğunlukta olduğu bir hastane, hem de İstanbul gibi dünyanın sayılı metropolünde yangına müdahale edilmesi için Cumhurbaşkanının emirleri bekleniyor. Düşünsenize, İstanbul Belediyesine bağlı itfaiye birimleri su hortumlarını yangına doğrultmuş, kulakları Beştepe’deki Saray’dan gelecek Yangını Söndürebilirsiniz talimatını beklemeye koyulmuşlar. Erdoğan o an beşli müteahhit ile mühim bir toplantıda olsa ya da öğlen şekerlemesinde bulunuyor olsa ya da ne bileyim dünya liderlerinden bir ile sık sık yaptığı gibi telefonda dünya meselelerini görüşüyor olsa; 102 yaşlı hasta cayır cayır yanıp gitmişti. Neyse ki dünya lideri olan Cumhurbaşkanımız o sırada meşguliyetlerine ara vermiş bir durumdaymış.

(İstanbul’lulara 18. yüzyıldan beri hizmet veren ve özellikle alkol ve madde bağımlılığı tedavilerinde uzmanlık birikimine sahip, tarihi Balıklı Rum Hastanesi yangından sonra uzun süre hizmet veremeyecek-editör)

İşin şakası gibi görünse de, her şeyin hızlı karar alınması için verilen sonsuz yetki: belki bu olayda aksamadı. Ama Cumhurbaşkanlığı Sözcüsünün gururla yazdığı o cümle; aslında içine düştüğümüz açmazı, ataleti, aczi yeti çok net anlatıyor. Yangına müdahale için bile Cumhurbaşkanı Erdoğan bekleniyor. Oysa telefon ile o anların kameraya çekildiği görüntülere baktığımızda; bir görevli canhıraş bir şekilde yangından kendilerini kurtaramayacak hastaların olduğunu ve acil yardım edilmesini etrafına anlatmaya çalışıyordu. Sözcüye kızmayalım: HER SİYASETÇİ, KİTLESİNİN ZEKASI ÖLÇÜSÜNDE SİYASET YAPAR sözü tam da bu vahim yangından kar sağlamaya çalışanların olaylara ve insanlara bakışını yansıtıyor.

“İletişim Başkanlığı bünyesinde kurulan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin başına getirilen İdris Kardaş’ın sosyal medyada teyitsiz yanlış bilgi paylaştığı ortaya çıktı. Kardaş’ın ‘İskilipli Atıf Hoca’olarak paylaştığı görselin idam edilen başka bir kişiye ait olduğu belirlendi. Dezenformasyonla mücadele görevi verilen Kardaş’ın 2014 yılındaki bir paylaşımının sa gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. 5 Mayıs 2014’te sosyal medya hesabından bir idam fotoğrafı paylaşan Kardaş, bu paylaşıma“Cumhuriyet’in bir diğer gözü yaşlı çocuğu. İskilipli Atıf Hoca’nin idamı”notunu düşmüş (Kardaş’ın İskilipli Atıf diye paylaştığı fotoğrafın, Atatürk’e suikast girişiminde bulunan Hacı Sami çetesinin 18 Ocak 1928’de Eminönü’nde idam edilen üç üyesinden birinindi).”

Hani derler ya “Tut kelin perçeminden” diye. Ülkemize karşı kimler dezenformasyon haber yapıyorsa; onlarla mücadele edecek bir birim kuruyorlar. Ve başına da bu işten çok iyi anlayan bir şahsı oturtuyorlar. Bunda şaşılacak bir şey var mı? Bence yok. Osmanlıda da mahallenin hırsızını yakalayıp; gece bekçisi yaparlarmış. Devlette devamlılık şarttır değil mi? AKP’nin ilk kurduğu hükümette uzun yıllar maliye bakanlığı yapan Kemal Unakıtan da, Unkapanı’nda VERGİ İADECİ diye bilinirdi. Onun zamanında çıkartılan yasalar, o kadar nokta atışı ile çıkarılmıştı ki; artık hiç kimse vergi kaçıramıyor, hatta Mali Yıl olan Mart ayında vergi verme işini, taksit taksit önceden alma formülünü bizzat kendisi yaşama geçirmişti. Ee işin içinden gelmenin yararlarıydı bunlar.

“TÜBİTAK’ta geliştirdiğimiz batarya teknolojilerini, Türk otomobilinde kullanacağız. Bu araç 2 liralık şarj maliyetiyle büyük şehir trafiğinde 100 kilometre yol yapabilecek” demişti kurumun yetkilisi 2016’da. Aradan 6 sene geçti ve bu kurumun yetkilisine hiç kimse çıkıp da: ülkemizi dış borçtan kurtaracak bu hamlenin son durumu nedir diye sormadılar mı? Yerli ve de Milli arabamız olan TOGG da bu batarya mı kullanılacak diye de hiç kimse merak etmez mi? Yahu hiçbir mühendis de çıkıp bu lafın içeriğinin düşük zekalılara uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını da mı merak etmedi? Yoksa AKP’nin kitlesinin zekasının düşüklüğü ile orantılı olarak söylendiğini mi biliyorlardı? Ha bu arada resimdeki arabadaki motor içten yanmalı ama haber elektrikli araç üstüne. Nasılsa yerler anlayışının özensizliği ile TÜBİTAK müjde vermiş aziz Türk Milletine.

Ah benim insanlarım ah. Bugün sizin ve dolayısıyla da bizim de yaşadığımız her türden zorluğun altında, sizin bu atılan her şeyi yiyebilme kapasitenizin ölçüsüzlüğü yatıyor. Ne olurdu biraz seçici olsaydınız? Siz atılan her poşet çayı kapışınızdaki atiklik, eve gönderilen her bir makarna paketlerine gösterdiğiniz “yiyicilik”, kömürün karasına sobada yakmadan önce ellerinize bulaşmasına gösterdiğiniz müsamaha; çocuklarınızın işsiz, aşsız ve yoksul kalmasına koyduğunuz birer tuğla oldu.

Yazarımızın daha önce yayınladığımız yazıları

MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI VE ÜLKENİN AHVALİ /04.08.2022

YA DEMOKRASİ YA FAŞİZM / 18.07.2022

ÇÖZÜM BİZİZ /04.07.2022

KÜRT BAŞKAN SELAHATTİN DEMİRTAŞ /26.06.2022

ERDOĞAN ADAYLIĞINI AÇIKLADI, HEM DE SEÇİMLER NORMAL ZAMANINDA YAPILACAKMIŞ/11.06.2022

SOLDAN BAKIŞLA YENİ BİR YEMEK YAPMAK GEREK/06.06.2022

ERDOĞAN NİYE SÜRTÜK DEDİ ?/ 04.06.2022

HALK KUMAR OYNAR MI ? /29.05.2022

SİZLERİ TANIMIYORUZ/22.05.2022

SARI İNEKTEN SONRA SIRADA BİZ VARIZA GELDİK/12.05.2022

GENÇLİK, ANILAR VE GELECEĞİMİZ ÜZERİNE BİRKAÇ NOT/02.05.2022