Ümit ÖZDEMİR /08.01.2025
Gaziantep’te bir pavyon, Ferah Saz heyeti.. sahneye çıkan Seniha çok üzgündür. O’nu bu hayatta ayakta tutan, hayata bağlayan Ali’sinin öldürüldüğü haberiyle kederlidir. Komünist Ali’nin öldürüldüğü haberiyle 12 Eylül’den bir gece önce memleketteki iç savaş atmosferinin haberi verilir. Seniha, aşk acısıyla karışık kederine rağmen, sahnede yerini alır ve şarkısını söyler. Şarkı söylemek ve işini yapmak zorundadır. Çünkü işi gereği ne kadar kederli olsa da eğlence dünyası keder falan dinlemez. Seniha’nın monologlarıyla verdiği haber, oyunun dramatik olay akışının gideceği yönün bildirisidir aslında… Cemile’nin Fitnat’a içini döktüğü sahneyle Ali’ye aşık olan tek kadının Seniha olmadığını öğreniriz. Cemile de Ali’nin insanlara olumlu yaklaşımından etkilenmiştir. Bu hayatta insanı birbirine bağlayan en derin hisleri yaşamayı isteyen her kadın gibi Fitnat’da sinema işletmecisi Osman Ağa’ta aşıktır. Dost hayatı yaşayan ikilinin engeli, Osman’ın evli ve çocuklu olmasıdır. Osman ne serden ne yardan geçen bir küçük burjuva olarak dengelere oynar. Fitnat onun için bir kaçamak, hayatının tatlı anlarının yoldaşıdır.
Mübeccel ve Ali’nin pavyona gelmesiyle hızlanan dramatik olay akışı, sunucunun esprili anonslarıyla ve Ferah Saz heyetinin birbirinden güzel şarkılarıyla devam eden oyun, rejisinde bir dekorunda neşe ve zevkin, öbür dekorunda tartışma ve gerilimin yer aldığı akışıyla seyircinin ilgisini üzerine topluyor. Ali’nin kaçmak zorunda olduğunu bildirdiği diyaloglarıyla yaklaşmakta olan büyük karanlığın haberini alırız. Ali ile ilerici tartışmaya giren Feyruz acı alaycılığına eşlik eden söylemiyle pavyon kadınlarının engellerle biçimlenmiş dünyasını dile getirir…Ferah Saz fasıl heyeti, şarkılarını icra ederken Mübeccel, babası Osman’ın aşk yaşadığı Fitnat ile yüzleşir ve ondan babasından uzak durmasını ister. Ali’nin kaçmak zorunda olmasıyla Mübeccel’in Fitnat ile yüzleşmesi, dramatik olay örgüsünün düğümlenmesine neden olur. Tıpkı memlekette yaşanan politik atmosfer gibi Ali, Mübeccel’in yerini ihbarlayacağı korkusuyla onun elini, kolunu ve ağzını bağlayarak komi Asım’dan kendisi oradan ayrıldıktan sonra bırakmasını ister. Komi Asım’ın telefonla evini aradığı sahne ile askeri darbenin gerçekleştiğinin haberini alırız. Asım henüz askeri darbenin gerçekleştiğinin farkında değildir. Hamdi bey ile diyaloğunda askeri darbeyi hazırlayan Maraş katliamı gibi bir şeyin gerçekleştiği tartışmasına girerler. Hamdi Bey böyle bir şeyin bir daha yaşanmayacağını söyler, ikilinin içlerine düşen kurt, gecenin sabaha doğru ilerlediği bir zaman diliminde dramatik olay örgüsünün finalini haber verir. Demokrasi cunta ile bir kere daha yok edilirken, Ferah Saz heyetinin şarkıcıları ve pavyonun sahibi olan bitenin henüz ayrımında değildir… Ali’nin ölmediğini öğrenen Seniha Ali’yle kuliste buluşur. O’ndan kendisini terk etmemesini ister ancak Ali, örgütü ve yoldaşlarının aldığı kararla kaçmak zorundadır. Dramatik olay örgüsüne yeni bir düğüm daha atan bu sahneler, oyunun finaline doğru gideceği yönün haberini verir. Cemile’nin Ali’nin yaşadığını öğrenmesiyle ona karşı duyduğu karşılıksız aşkı arasında yaşadığı ikilem, ikileminin sonunda hırsı ve kibrine yenik düşerek Ali’yi ihbarlaması finalde Ali’nin pavyonu terk etmesi ve öldürüldüğünü haber veren silah sesleriyle, saz faslı biter… Derin bir hüzün kaybın yarattığı travma ve yüzleşme sahne alır..
Sonbahara Son Güller ile Özen Yula, bir askeri darbe öncesi yaşananlara bir pavyondan ışık tutuyor. Pavyon hayatının renkli, neşeli atmosferi ve insanlarının öyküleriyle harmanlanan oyununda Özen Yula, bütün oyun karakterlerinin aslında hepimiz gibi zaafları, umutları, kederleri ve beklentileri olduğunu gerçekçi bir dille yansıtıyor. Diyalog yazmadaki ustalığını ve dramatik olay örgüsünün düğümlerini ilmek ilmek ören oyunuyla Yula’nın eseri Sonbahara Son Güller, politik Türk tiyatrosunun nadide eserlerinden biri. Seyircinin sahneye ilgisini arttıran pavyon dekorları, müzikler ve oyuncuların role bürünme arzusu ile harmanlanan oyun, tiyatronun harekete geçmiş toplum düşüncesinden başka bir şey olmadığını bir kere daha ispatlıyor. Özen Yula başımıza gelen darbe felaketini, finalde MGK bildirisi ve cunta başı Kenan Evren’in darbeyi meşru göstermek için kaleme aldığı bildiriyi dış sesle duyururken, finalde oyuncuların tamamının söylediği Kimseye Etmem Şikayet şarkısıyla da trajik sonu bütünleyen bir hüznü bütün salona yayıyor. Sonbahara Son Güller, başımıza ne geldiğini Ferah Saz pavyonunda birbirini takip eden olayların izinden sürerken, dramatik olay örgüsünde dengeyi doğru bir yere oturtuyor. Geleceği sembolize eden Mübeccel’in elinin kolunun ve dilinin bağlanmasıyla, gitmesine izin verilmemesi, izin verildiğinde ise askeri darbenin gerçekleşmesi oyuna ironik bir tat verirken; demokrasiye, aşığına, arzusuna ve daha iyi bir yaşama kavuşamamanın kederi de izleyenlerin içine ince bir sızı olarak işliyor. Sonbahara Son Güller, geçmişin aslında bugün olduğunu gösteren dramaturjik yapısıyla o buruk sızının kökenlerini anlamaya imkan veren bir oyun ve sanırım bu yüzden büyük bir ilgiyle karşılandı..