BÜYÜK ROMULUS: BİR ÇÖKÜŞTEN İRONİK MANZARALAR

 

Ümit ÖZDEMİR / 06.10.2025

Gülünç olan ancak gülünç olarak ele alındığında ciddiye alınmış olur”-Karl Marx / Scorpion ve Felix

@masumlevrek

İsviçreli anarşist yazar Friedrich Dürenmatt’ın oyunu Büyük Romulus, Roma İmparatorluğu’nunçöküşüne sürüklenmesinin öyküsü. Otoriterizmden öğrenenlerin özgürlük bedeliyle öğrendiği Roma İmperium’u çökerken yaratacağı büyük boşluk, elbette Orta Çağ’ı hazırlayan koşulları olgunlaştırdı. Roma İmparatorluğu da çöken her imparatorluk gibi, halkına yabancı yönetici elitin elinde mahvolduğundan, adalet ve kanun ile devletin yurttaşlar arasında kurduğu hukuk rejimi yıkıldığında ortaya çıkan traji komik ironi, oyunun dramatik aksına dönüşüyor. Bütün bu olumsuzlukların kaynağındaki hukuk güvencesinin ortadan kaldırılmasıyla ortaya çıkan yağma, “barbar” ilan edilen başka kavimlerin zayıflayan Roma imparatorluğu’na yönelen hücumuyla yepyeni bir boyut kazanırken, vergi ve soygun düzeni inşa edilmesine hiçbir şekilde müdahale etmeyen Büyük Romulus sarayının masraflarını karşılayabilmek adına müflis bir tüccar gibi saraydaki heykelleri ve kıymetli eşyaları satışa çıkarıyor. Bütün bu olaylar, Büyük Romulus’un neden halkına bu kadar yabancı bir imparatora dönüştüğünü açıklıyor. Oyunda İmparator Romulus tarafından beslenen tavukların Roma sarayındaki görgü şahitliği ve her birinin çöküşün sebepleri üzerine dile getirdiği repliklere eşlik eden müzikli partisyonlar, oyunun dinamik temposunu belirliyor.

Halkına yabancı imparatora yardım eli, Büyük Germen İmparatoru’nun kibirli pantolon tüccarından geliyor. Tüccarın ve fırsatçıların yağmalamaya çalıştığı imparatorluk sarayındaki dolantı, karşılıklı diyalog sahnelerindeki ince esprilerle çürüme ve yozlaşmanın mekanı olan saray rejimin içyüzünü yer yer satirik repliklerle gözler önüne seriyor. Geleceğin kıyafeti olan pantolonun tüccarının İmparatorun kızı Rea ile evlenme ve bunun karşılığında İmparatorluğun çöküşünü durdurabileceği iddiası, oyundaki dramatik çatışmayı derinleştiriyor. Rea’nın Achilles’e aşkı ile ülkesinin geleceği arasında yaşadığı ikilem, Rea’yı soylu insan duygusu sevgisi ile ülkesi adına yapmak zorunda kaldığı fedakarlık arasında salınmasıyla sonuçlanıyor. Büyük Germen İmparatorluğu’nun Roma kapılarına dayanmasıyla yoğunlaşan çelişkiler, Romulus’un bütün yetkeyi elinde toplamasıyla tamamen sorumsuzlaşması, sahneye fırlayan anlatıcıların ve tavukların feryatları ve müzikli partisyonlarıyla Romulus’u öldürme planlarıyla kuvvetlenen dramatik olaylar zinciri, Dürenmatt’ın bir imparatorluk çökerken karşımıza çıkması muhtemel ne varsa hepsini art arda sıralamasıyla trajik bir ironi döngüsünü gözler önüne seriyor.

Fedakarlıkla riya, yağma ile bağlılık, taht ve makam elde etmek için yapılan soylu evliliği ile aşkın saf hali her şey bu çöküş esnasında karşı karşıya geliyor. Dürenmatt’ın anlatı stillini belirleyen ikili karşıtlıklar ve ikili karşıtlıkların dramatik dengesi, finalde bir deli olduğunu öğrendiğimiz Büyük Romulus’un unutulmaz cümlelerinden biriyle tamamlanıyor: “Bir devlet cinayet işlemeye hazırlanırken kendine daima vatan adını takar.” Gerçeğin bu acı itirafına eşlik eden imparatorlukların soygun ve yağmanın devamı adına savaşlar, düşmanlıklar ve husumetler icat etmek zorunda olması, trajik çöküşü hızlandırarak imparatorluk maliyesini iflasa sürükler. Denetimsiz bir güç haline gelen imparatorluk, kendi kendini yok etmeye başlarken sorulan soru ibretliktir: Roma artık cevaplanmamış bir sorudur !

Büyük Romulus’un evrensel iletisi, gücün ve saltanatın esasen sömürü düzeninin bir parçası olduğunun altını çizmesi.. Elbette hiçbir sömürü, sömürüye onay veren, rıza gösteren geniş yığınların sessiz onayı olmadan kurulamaz. Oyunda tavuk rollerini üstlenen oyuncuların, zaman zaman attığı tiradlarla bu gerçeği her partisyonda dile getirmesi, oyunun politik yönünü kuvvetlendiren bir başka motif. Her sömürü düzeninde olduğu üzere, bu olgu yani gücün tek elde toplanmasıyla Roma Cumhuriyeti’nin aristokratların desteğiyle bir imperium’a dönüşmesi, halkla yönetici sınıflar arasında derin bir uçurum ve yabancılaşmayı doğururken, bozulan vergi düzeni yok edilen kanun güvenceleri ekseninde Büyük Romulus adalet, sadakat, çürüme, yozlaşma gibi kavramları tartıştıran metniyle bambaşka politik bir derinliğe kavuşuyor. Dürenmatt ve oyunları ne yazık ki Türkiye’de yeterince bilinmiyor. Eldeki birkaç oyun kitabı çevirisi hariç, kısıtlı kaynakların varlığı politik tiyatronun bu önemli yazarının eserleri üzerine yorum yapılmasını sınırlandıran bir faktör. Roma İmparatorluğu’nun sonunu hazırlayan güç ve iktidar çürümesinin temel belirleyenlerini yer yer klasik Yunan tragedyalarından esinlenen bir içerikte seyirciyle buluşturan oyunda, başta Romulus rolündeki performansıyla Erşan Utku Ölmez olmak üzere Büyük Romulus’un bütün oyuncuları, rollerine bürünmedeki başarılarıyla göz dolduruyor. Bütün bunlara eşlik eden başarılı dekor-kostüm yönetimi  ve rejisi ile Büyük Romulus’un estetik açıdan başarılı bir oyun olduğunu rahatlıkla söylenebilir. Büyük Romulus finalinde, trajedinin komediye dönüştüren sahnelerle diyalektik bir bütünlüğe ulaşıyor. Güç ve iktidarı elde tutanın eninde sonunda bunu kaybetmemek için beklenmedik ortaklıklara girişebileceği mesajıyla sonlanan oyun, düşmanları dost haline getiren politik ayak oyunlarını ileten mesajıyla da politik tiyatronun önemli eserlerinden biri olarak karşımızda duruyor.

Diğer Yazılar

BİR İSTİBDATIN GÜNBATIMI: KIBRIS HEZİMETİ VE TELE 1 BASKINI

Ümit ÖZDEMİR / 25.10.2025 Sahne, gazeteci KutluAdalı’nın katliyle açıldı. Sedat Peker’in daha sonra yaptığı itiraflardan …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir