(Editörden: Bugün hayatını kaybeden fiziki varlığı sona eren TİP’li Tarık Ziya Ekinci’nin bu radyo konuşması, eşitsiz ve birleşik gelişme yasasının zembereğindeki Türkiye’nin Kürt sorununa TİP’in çözüm önerilerini dile getiriyor. Toprak reformunu bir türlü yapmak istemeyen tarım ve ticaret burjuvazisine bu meydan okuyuş, TİP’in tezlerinin geniş köylü yığınları arasında tartışılmasına ve zamanla TİP’in fikirlerinin hegemonya kurmasına neden oldu.)
Doğulu Kardeşlerim, 1946’dan bu yana miting meydanlarının en hararetli hatipleri sizleri Doğu kalkınması edebiyatıyla avutmaya çalıştılar. Doğuda bankaların dağıttığı zirai krediler ve devlet eliyle yapılan sulama tesisleri sizin kalkınmanız için yapılmış hizmetler olarak gösterildi. Aslında bu hizmetler başınızda bulunan ağalara yapıldı ve onların ekonomik ve siyasal yönlerden güçlenmelerine yaradı.
Doğulu köylü kardeş, sense hayatın boyunca yoksulluk ve açlıkla boğuşmaya mahkûm kaldın. Mağara misali barınaklarda hayatın çilesini doldurarak, yiyeceğin ekmeğin miktarından, gelinlik kızının evlenmesine ve oy vereceğin partinin tayinine kadar her şeyinle, daima tabii olduğun ağanın iradesine bağlı kaldın. Doğu kalkınması denemeleri ağam daha çok zenginleştirirken sen daha çok sefalete ve daha çok bağımlı duruma düştün.
Bağlı olduğun ağanın emri veya seni geçindiremeyen bir karış toprak için fakir komşunun canına kıyarak onu ebediyete gönderirken sen hapishaneye düştün veya dağa çıktın. Dağda, ağanın emri altında, onun nüfuz ve hâkimiyetine hizmet ederken, maceraların büyük tirajlı gazeteler için sansasyonel başlıklar sağladı. Tuzağına düştüğün ağaların işlediği suçların faili olarak gösterildin.
Senin dertlerini görmek istemeyen bugünkü politikacılar, sömürücü ağaları kendi saflarına almak ve onları en yüksek mevkilere getirmek için birbirleriyle yarışa girdiler. Bu ağalar Doğuyu kalkındırma edebiyatının en 20 Türkiye İşçi Partisi ve Kürtler veciz örnekleriyle senin sözde koruyucun kesilirken, gerçekte kendi kamplarını güçlendirmekten ve seni daha çok ezmekten başka hiçbir müspet icraat yapmadılar.
Doğulu kardeş, Doğu ancak derebeylik düzenini simgeleyen ağalık müessesesinin baskısından kurtularak, Doğulu kardeşlerimizin ekonomik ve siyasal bakımdan tam bir hürriyete kavuşmaları ile kalkınma yoluna girebilir. Bu da ancak, bütün vatandaşların her bakımdan kalkınıp yükselmesini amaç edinen, insan emeğini toplumun en yüce değeri sayan Türkiye İşçi Partisinin iktidara gelmesiyle gerçekleşebilir.
Büyük Atatürk ‘köylü efendimizdir’ demişti. Topraksız köylüyü toprak sahibi yapmak istemişti. Fakat ağalar bırakmadılar. Hele Ata’nın ölümünden sonra iktidara sokularak iyi vurgun vurdular. Tarım kredilerini, traktörleri, biçer-döverleri, tohumlukları aralarında bölüşüp topraklarına toprak, servetlerine servet kattılar. Sen ise traktörün girdiği yerden kovuldun. Otlağından yoksun kaldın. Kendini ya gecekondularda ya da çorak yamaçlarda buldun. Ağalar barları kapatırken, sen karnı aç, yalın ayak ve yorgan sırtında başka diyarlarda rızkını aramaya başladın. İşte buna tarım reformu diyorlar.
(Topraksız köylülük için TİP’in başlattığı mücadele, zamanla resim sanatında da yansımasını buldu. Ressam Neşet Günal’ın “Duvardibi” adlı resmi, yoksulluğun toplumsal gerçekçi estetikle buluştuğu seçkin bir eseriydi.)
Halbuki Türkiye İşçi Partisi, Ata’nın istediği şekilde ve 2 7 Mayıs’ta kazandığımız Anayasamızın emrettiği gibi, köylüyü toprak sahibi yapmak için köklü bir toprak reformunu savunuyor. Toprak reformu demek sömürücü toprak ağalığı mülkiyetinin sınırlandırılması ve kamulaştırılan toprakların, üzerinde fiilen yaşayan topraksız ya da az topraklı çiftçiye dağıtılması demektir. Böylece büyük köylü kitleleri kendi işledikleri topraklara sahip olacaklar ve yüzyıllardan beri emirleri altında ezildikleri sömürücü toprak ağalarının ekonomik, siyasal ve kültürel baskılarından kurtulacaklardır. Hür ve demokratik bir düzen içinde, işledikleri topraklardan faydalanacak ve istedikleri siyasi partiyi destekleyeceklerdir.
Topraksız köylüler,
Toprağı yetmeyen köylüler,
Kiracılar, Ortakçılar, Marabalar, Tarım işçileri, Azaplar, Irgatlar!
Ormanlık ve sarp dağlarda yaşayan köylü kardeşlerim!
Senin toprak istemenden huzursuz olan ağalar, Türkiye İşçi Partisinin öngördüğü köklü toprak reformunun karşısına tarım reformu sloganıyla Türkiye İşçi Partisi ve Kürtler çıkıyorlar. Bunların tarım reformuyla istedikleri bugüne kadar olduğu gibi, ‘devlet ağalara kredi versin, traktör versin, ağaların topraklarını sulasın, onlara gübre ve tohum versin, ürünlerini yüksek fiyatla satın alsın…’ Yani ağalar devlet eliyle daha da zenginleşsinler. Bunlar, tarım reformu söylemiyle sana her türlü vaatte bulunuyorlar. Fakat vermekten dikkatle ve titizlikle kaçındıkları şey var, o da topraktır. İşte senin mülkün olarak işleyeceğin bu toprağı sana vermekten kaçınıyorlar. Çünkü ağalar toprağa sahip oldukça senin alın terini sömürebileceklerini ve ellerinden bu topraklar alınınca sömürmenin son bulacağım biliyorlar. Bundan dolayı, toprakları ellerinde tutmakta ve devlet kasasını soymak için her vasıtaya başvuruyorlar. İşte bunun için tarım reformunu savunuyorlar. Halbuki toprak reformu yapılınca ne ağa kalır, ne de sömürme.
Bunun için gözünü dört aç köylü kardeş! Aldanma yine bu sefer de. Oyunu vermeden sor: Topraklar kimin olacak, ağanın mı yoksa yoksul köylünün mü! İşte bu soru, senden oy isteyen siyasi kişinin ağadan yana mı, yoksa yoksul köylüden yana mı olduğunu ortaya koyacaktır. Oyunu senden yana olana, toprak reformunu isteyene, yani ‘topraklar yoksul köylünün olacaktır’ diyene vereceksin.
Türkiye İşçi Partisi, topraksız ya da az topraklı köylü ailelerinin hemen topraklandırılması için köklü bir toprak reformunu savunuyor. Yoksul köylülere, Anayasaya göre, ağanın toprağı verilsin, otlak verilsin ve köylü ormandan insanca istifade etsin diyor. Türkiye İşçi Partisi yoksul köylüye kredi verilsin, ürünü yüksek fiyatla satılsın, tefecilerin ve aracıların elinden kurtulsun diyor. Türkiye İşçi Partisi, devlet yoksul köylüye traktör ve biçer-döver yardımında bulunsun, toprağına su getirsin, tohum ve gübre versin, toprağı üzerinde tarımsal mücadele yapsın diyor. İşte toprak reformu budur. Halbuki ağalar ve onların sözcüleri toprak reformunu değil, ağız birliğiyle tarım reformunu savunuyorlar. Büyük mülklere dokunmayacağız. Köylüyü, yani ağaları, krediyle, traktörle, biçer-döverle donatacağız. Böylece üretim çoğalacak ve köylünün geliri artacak!. . diyorlar. Ama sen de iyi bilirsin ki, ağalar kendi kendilerinden söz ederken hiçbir zaman ‘ağa ’ demezler. Köylü derler. Ağalıklarını senin masum ‘köylü’ adı altında gizlerler. Gene iyi bilirsin ki, toprağa kim sahipse ürünü de o alır.
Şu halde üretim artarsa, toprağa sahip olanın yani ağanın geliri artar. Senin ise ekmekliğin gene az, çocukların gene aç, çorak toprağın gene bereketsiz kalacaktır. Gene iyi bilirsin ki, ağaların krediyle, traktörle, biçerdöverle donatılması demek senin toprağından kovulman, otlağından yoksun kalman demektir. Soluğu şehirlerin gecekondularında alman, yahut dağlara ya da ormanların çorak topraklarına sığınman demektir.
Türkiye İşçi Partisi bu nedenlerle toprak reformu yapacak, topraksız ve toprağı yetmeyen yoksul köylüyü topraklandıracaktır. Pamuk ağalığına, pirinç ağalığına, fındık ağalığına, portakal ağalığına, sürü ağalığına son verecektir. Tarım işçilerinin, sanayi işçilerinin hakları tanınacaktır. Aracıların, elçilerin, dayıların hâkimiyetine son verilecektir. Tarım işçilerinin ücretieri düzenlenecek ve tarlada çamurlu su içmeleri önlenecektir. Ormanlık ve sarp dağlarda yaşayan milyonlarca köylünün yoksulluğu son bulacaktır. Bu yoksul köylüler toprak reformundan yararlanacaklar ve üretimlerini arttırmaları için devletten yardım göreceklerdir. Yoksul köylünün yakıt ve konut ihtiyacı karşılanacaktır.
Topraksız köylüler,
Toprağı yetmeyen köylüler,
Kiracılar, ortakçılar, tarım işçileri, marabalar, ırgatlar, azaplar
Ormanlarda ve sarp dağlarda yaşayan köylü kardeşlerim,
Bütün bunları yapabilmek için Türkiye İşçi Partisi saflarında toplanalım. Türkiye İşçi Partisi muhalefette dahi senin istediklerini dile getirecek ve ağa partilerinin karşısına dikilecek senin yararına işler yapılmasını sağlayacak.
Doğulu, emekçi ve aydın kardeşim; Doğunun değişmez sandığın kaderinin değişmesi, her türlü maddi ve manevi sömürünün son bulması ve özlemini duyduğun Doğu kalkınmasının gerçekleşmesi için oyunu Türkiye İşçi Partisi’ne ver.