BARIŞ VE DEMOKRASİ !

Mert Yıldırım / 20.02.2025

Türkiye toplumu milliyetçilik ve militarizm ile zehirlenerek dumura uğramıştır.
Bunun sonucu Türkiye toplumu içinde bulunduğu hoşnutsuzluğa denk düşen fiili tepkiyi gösterememektedir.

Çünkü Milliyetçilik ve militarizm hak arama ve yurttaşlık bilincini dumura uğratır.

Türkiye’de gelişen milliyetçiliğin ve militarizmin temel nedeni Kürt fobisidir.

Kürt fobisi, Kürt sonunun bir sonucudur. Bu nedenle Kürt sorunu sadece Kürtlerin değil, esas olarak Türkiye toplumunun sorunu haline gelmiştir.

Türkiye toplumu ülke bölünecek diye sofrasında eksilen ekmeğe ses çıkarmamaktadır.

Muhalefet de bu durumdan azade değildir. Bu nedenle çoğu zaman iktidarın politikalarına hizmet etmektedir. Türkiye’de muhalefet etmenin ve demokrasi mücadelesinin turnusol kağıdı Kürt meselesidir. İktidarın ne yaptığını, ne yapmak istediğinden bağımsız olarak bu alana ilişkin tutumu olmayan muhalefet peltek kalmaya mahkumdur. Kimi sol çevrelerde buna dahildir.

Türkiye solunun kimi çevreleri Kürt sorunun demokrasi mücadelesinin başlıca konusu olduğu gerçeğini atlamaktadır. Kürtlerle yan yana gelmeyerek milliyetçilik kuşatmasını kıracağını sananlar yanılıyor. Bunun için “emek eksenli mücadele” ve “anti emperyalizm” vb. beylik söylemlerin arkasına sığınıyor. Ve yine bu sol çevreler büyük ulus kompleksi ile “nereden çıktı bu köylüler ” edası içinde davranmaktadır.

Bir kısmı ise iyi niyetli olmasına karşı Kürt hareketi ile yan yana bulunmanın ağır bedelleri olduğunu görerek mesafeli davranmaktadır. Türkiye’de demokrasi mücadelesinin en önemli sorunu Kürt meselesidir. Bunu kabul etmeden, bunun çözümüne dair önermeler ileri sürmeden demokrasi mücadelesinde yol alınamaz.

Bugünlerde aktüel olan barış talebi sadece Kürt halkının ulusal demokratik haklarının savunulmasıyla sınırlı değildir. Kürtlerin haklarının tanınması temelinde gelişecek barış talebi anti milliyetçi ve anti militarist bir duruştur.

Kürtlerin barış mücadelesi aynı zamanda kimlik ve özgürlük mücadelesidir. Bunun için her müzakere de onurlu barıştan söz edilmektedir. Onurlu barış belli hakların elde edilmesi demektir. Hangi iktidar olursa olsun Kürtlerin sınırlı olsa belli haklarının kabul edilmesi demek mevcut statükodan bir gedik açılması demektir.

Kürt meselesinde sınırlı adımların atılması, inkar ve imhaya son verilmesi Türkiye’nin iklimini değiştirir. Tansiyonu düşürür ve kutuplaştırmayı zayıflatır.

Tansiyonun düşmesi ve kutuplaşmanın zayıflaması toplumun gündemini değiştirir. Toplum kendisinin asıl gündemi olan iş ekmek özgürlük gündemine yoğunlaşır.

Sonuç olarak; Sol ve demokrasi güçlerin görevi iktidarın Bahçeli eliyle sürdürdüğü sürecin samimiyetini sorgulamak değil, Kürt hareketinin muhatap kabul edildiği ve Kürt ulusal demokratik hakların tanınması için barış mücadelesini vermektir.

Bu anlamda barış mücadelesi aynı zamanda demokratik bir mücadeledir.

Diğer Yazılar

EFLATUN: BÜYÜLENSE YENİDEN DÜNYA

Ümit ÖZDEMİR / 11.04.2025 Türk sinemasında engelli bireylerin sunumu bugüne kadar oldukça ağır ve melodramatik …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir