MÜLTECİ KİMDİR?

Mülteci Hakları

Hatice Kavran / 19.09.2021

@haticekavranhdp

Mülteci hakları , uluslararası hukuk tarafından tanımlanır ve korunur. Mülteci; eziyet, çatışma, saldırı veya toplum huzurunu ciddi şekilde bozan durumlarda, geldikleri ülkelerin dışında başka bir ülkede ‘uluslararası koruma’ talebinde bulunan kişilerdir. İçinde bulundukları durumlar, çoğunlukla o kadar tehlikeli ve dayanılmazdır ki, yakın bölgelerde olan ülkelerde ve ya daha huzurlu yaşayabilecekleri ülkelerde güvenlik arama amacıyla ülkelerinin milli sınırları dışına çıkarlar. Bu nedenle de devletlerin, BMMYK ve ilgili kuruluşların desteğini kazanarak uluslararası ‘mülteci’ statüsüne girerler ve korunurlar. Bu koruma, mültecilerin insan olarak onurlu bir yaşam sürme temelinde insan haklarından kaynaklanır.


Bu insanların geldikleri ülkelere geri gönderilmeleri son derece tehlikeli durumların olması ve can güvenliklerinin olmaması nedeni ile de başka yere sığınmak zorundadırlar. Bu kişilerin, sığınma taleplerinin reddedilmesi halinde, büyük ihtimalle ölümcül sonuçlara maruz kalacaklar.
Peki bu insanlar yollara keyiflerinden mi düşüyorlar? Neyi, neye feda ederek çıkıyorlar? Geride bıraktıkları hiçbir şey yok mu? Bu onların seçimi mi? Ya gittikleri ülkelerde başlarına gelenler? Yerlerinden yurtlarından çıkarılanlar, çıkarıldıkları için çok mu mutludurlar?


Mülteci Olmak Ne Demek?


Siz hiç mülteci oldunuz mu? Siz hiç seslenme mesafesindeki bir ülkeye; yaşayabilmek için, gittiniz mi? Siz hiç başınıza ne geleceğini düşünmeden yollara düşmek zorunda kaldınız mı? Bu keyfi çıkılan bir yol hikayesi değildir. Bu bir tatil planı değildir. Gidip bir daha canın istediğinde geri dönebileceğin bir evin, bir geçmişin, bir hayatının olmayacağını bilerek gitmek zorunda kaldığın bir yoldur. Bu senin seçimin değil; sana dayatılan iki be insaf seçenekten biridir. Ya yaşamın karşılığında gitmeyip köle olarak kalırsın, büyük ihtimalle yine de canından olursun, ya bir başkasının hayatına mal olur gitmeyişin, ya da bir özgürlük savaşçısı gibi canından olmayı, ruhunun bedeli yaparak yollara düşersin.

Siyasilerin çıkardıkları savaşlarda ölen, öldüren halklara dayatılan yaşamdır mülteci olmak. Bir devletin, bir iktidarın ister kendi halkına, ister bir başka ülkenin halklarının haklarına tecavüzü, gaspı ve işgalinin sonucudur mülteci olmak. Kapitalizmin ve faşizmin iktidarlarını ve açgözlülüklerini doyurma uğraşıdır mülteci olmak, bu insanlara reva görülen insanlık dışı muameledir mülteci olmak. Vicdansızca emeklerine, namuslarına göz dikilen insanlardır mülteci.
Kendi ülkelerinde yaşamı kendilerine zehir ettiğiniz bu insanlar, yaşamak için ne yapsınlar? Sizden tek beklentileri var. Altına imza attığınız metinlere anlaşmalara uymanız. Yani iltica ettikleri ülkelerde ilticalarının kabul edilmesidir. Dayatılan zulüm ve ölüme geri gönderilmemeleridir. Dünyanın gözü önünde mülteci dostu görünüp; gizli kapılar ardında para karşılığında sınır kapılarını kapatıp ölüm dahi olsa sonucu; kesinlikle resmi bir işlem görmeden deport edilmelerini isteme iki yüzlülüğü bitsin artık.


Sözüm, tuzu kuru olanlara!


Benim ülkemde ne işi var? Kendi ülkelerinde kalıp savaşsalar ya! diyeceğine; kimsenin keyfinden yollara çıkmadığını anlamaya çalışsan! Daha güçlü ülkelerden para alıp; onları kazanç kapısı yapan ve onların emeklerinin sömürülmesine göz yumman iktidarlarınıza; insan kaçakçılığı yapanlara ses çıkarırsanız daha insani davranmış olursunuz? O insanların çıkarmadıkları bir savaşın mücadelesini vermelerini istiyorsunuz ya; onların yurtlarını başlarına yıkan, hayatlarını zehir edenlere hesap sorsaydınız eğer, onlar da sizde rahat uyurdunuz. Birkaç ırkçı slogana insanları kurban etmek insanlık değildir. Erkeklerini köle gibi çalıştırıp kadınlarına göz dikmekte insanlık değildir. Sözüm ona ensarız diyor yöneticileriniz.


Kapattığınız kapılar sınır kapıları değil; vicdanlarınızın kapılarıdır.


Diğerlerini bilmem ama Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmek isteyen ya da Türkiye’de kalmak zorunda kalan, bu insanların başlarına gelenleri hiç merak ettiniz mi? Etmediyseniz empati kuramazsınız. Vicdanınız sızlamaz. Gitsinler demekten başka bir sözünüz olmayacaktır. Hani Aylan Kürdi vardı ya; bütün dünya basınında haber konusu olan; o, sadece onlardan bir tanesidir. Yüz binlerce insan yaşayabilmek için bu yollara başvuruyor. Van-İran sınırında karlar eridiğinde cesetleri ortaya çıkan mı? kıyılara vuran cesetler mi? Van gölüne gömülenler mi? Kamyon kasalarında havasızlıktan ölenler mi? İtalya kıyılarında denize dökülenler mi? Hele bir de Meriç’in öte yakasını bir görün. İnsan kaçakçılarının soydukları yetmiyormuş gibi yakalanıp çırılçıplak soyularak bütün eşyalarına el konulduktan sonra Meriç’e atılanlar. Merak edenler Yunanistan tarafından sınırı bir gezsinler. Soydukları insanların işlerine yaramayan eşyalarından kuleler! Hele bir de Sırbistan, Romanya ve Bosna… gibi ülkelerde yakalananlar! Ağız burun yer değiştirecek kadar dayak ve işkencelerden geçiriliyor. Hani mülteciler, Göçmenler, uluslararası insan hakları hukuku.


Mültecilere duyulan kin ve nefret onların suç olan davranışlarda bulunmalarının ileri geldiği düşüncesidir. Suç işleyen kim olursa olsun cezasını çekmelidir. Ancak suç şahsi bir eylemdir ve bütün mültecilere mal edilmemelidir. Ki kendi vatandaşına uyguladığın hukuk ne ise mülteci hukuku da öyle olmalıdır.

Söz ve Müzik: Memo Hussain Hajj’ye ailt olan Mülteci Makamı’nın seslendirdiği Orta(k) Doğu

Diğer Yazılar

DİJİTAL TEKNO-NEOLİBERALİZM YAPAY ZEKANIN EKONOMİ-POLİTİĞİ.

Ümit ÖZDEMİR / 09.02.2025 Düşünebilen makineler fikri yeni bir fikir değil, ortaya çıktığı ilk haliyle …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir