YazıPortal Resmi İnternet Sayfasıdır
İlişkili içerikler
Taner Renda / 01.02.2025
Erdoğan’ın kafasındaki plan düne kadar tıkır tıkır işliyordu. Barışa hasret Kürt halkı ve onun bugünkü siyasi temsilcisi DEM de, halkının bu hassasiyetine uygun adımlar atmaya çalışıyordu. Oysaki “dışarıdan” bakan bizler için yolun sonu İslami faşizme çıkacaktı. Erdoğan ve Devlet’in Bahçelisi için “İç cepheyi sağlam tutma” stratejisi ve/veya yumuşama adımlarının temel anlayışı: Havuç/Sopa stratejisi. Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü görevden alan da, İmralı heyetinin “Akil İnsanlarının” içine sokan da bu faşist iktidar. Şu ana kadar DEM’in 8, CHP’nin ise 2 belediyesine el koyulması bu havuç/sopa stratejisinin AKP+MHP için gayet makul bir zeminde ilerlediğinin göstergesidir. İktidarın temel planı: DEM ’in ve CHP’nin elinde olan belediyelerin büyükçe bir kısmına kayyum atamak. Ve bunların içinde de en önemlisi de: İstanbul. Ve dolayısıyla da İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinden önce devre dışında tutmak.
Erdoğan’ın tek bir rakibi var. Ve o da en az Erdoğan kadar karşısındaki rakiplerinin aklını okumayı biliyor. İkisi de aynı kumaştan kesilip; bize alternatif olarak sunuluyor. İmamoğlu, dün Çağlayan Adliyesine savcıya ifade vermek üzere “Davet” edildiğinde: karşısına ifade almak üzere çıkacak olan Başsavcı Akın Gürlek olacaktı. Sanırım, İmamoğlu ile karşılaştırmamak istendiği için bu kişi aniden izne çıkma gereksinimi duymuş ve ifadeyi “sıradan” bir savcı almış. Dün eğer CHP veya İmamoğlu’nun ekibi bu ifadeyi verip; işinin başına dönseydi; Erdoğan ve Devlet’in Bahçelisinin planları aksaksız işliyor olacaktı.
Dedim ya, Erdoğan’ın karşısında aynı kumaştan kesilmiş İmamoğlu var. Planın sonunu gördüğü için; tersine çevirmenin en iyi yolunun ciddi bir karşı hamle yapmakla sağlanacağını bilerek, kitleleri yığabildiği oranda Çağlayan Adliyesinin önüne yığdı. Ve ifadeyi vermeden önce moral toplayıp; çıkışta da otobüs üstünde zafer mitingi yaptı.
Mansur Yavaş da bu yarışta olmak istiyordu. Fakat ne Uluslararası Politika Yapıcıları ona rağbet etmişti, ne de İmamoğlu kadar liderlik özellikleri vardı. Çağlayan Adliyesi’nin önüne gitse bir türlü, gitmese bir türlüydü. Otobüsün üstüne çıktığında; İmamoğlu’na karşı hiçbir şansının kalmadığını belki de anladı.
Derdim İmamoğlu’nu övmek değil. Ama AKP+MHP İslami faşizme karşı şu andan itibaren en önemli dayanak noktası İmamoğlu olduğunun bilinci ile Sol, Sosyalist ve Devrimci Komünist güçler ve Kürt siyasi hareketi ortak bir planlama ile hareket ettiğinde; en azından demokratik bir ortama ulaşmanın olanağının yakalanabileceğini söyleyebiliriz.
Hamiş: İmamoğlu, “Kurtuluş yok tek başına: ya hepimiz ya da hiç birimiz” sloganı ile ilerlemek istemesi; Sol anlayışa yaklaşarak ve radikal bir çıkışı benimseyeceği/benimsemek zorunda kalacağının bilincinde olduğunu gösteriyor.
