EĞER ERDOĞAN ÖYLE VEYA BÖYLE KAZANIRSA

Salih Zeki Tombak / 24.05.2023

@tombak_salih

29 Mayıs’tan itibaren zam ve vergi yağmaya başlayacak. Ekonomik kriz, ekonomik çöküşe dönüşecek. İktidar yoksullardan alıp en zenginlere vermeye ve cebine indirmeye devam edecek. Türkiye’yi sömürgeleri görüyorlar, görecekler.

Devletin hazinesini sonuna kadar soydular, yağmaladılar. Merkez bankası, 78 milyar dolar ekside. İktidar dışarıdan %10 ve üzerinde tefeci faiziyle borçlanabiliyor. O da borç bulabilirse. Çünkü Türkiye’nin risk primini 700’lere çıkardılar. Kısa vadeli borcumuz 200 milyar dolar. Bütün bunlara ilaveten KKM adlı nam-ı diğer “Türk doları” ödenecek 200 milyar lira bir başka finansal yük oluştururken, KKM ile zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapacak bir faiz yükü birincilerin lehine; ikincilerin yani yoksulların aleyhine ikincilerin sırtına yüklendi.

Kuru baskılamak için damat Berat döneminde arka kapıdan satılan 128 milyar dolar, o günden bugüne 300 milyar doları geçti. Kasada para kalmadı. Doların ve Euronun önünde artık bariyer yok. Seçimden hemen sonra 30 liraları göreceğiz.

Dış ticaret açığı her ay yaklaşık 10 milyar dolar. Sanayi üretiminde ithal girdilerin payı %80’lere çıktı. Fasoncu olduk. Başta ilaç olmak üzere sağlık alanında pek çok ürün döviz yokluğundan ithal edilemiyor. Enerjide Rusya’ya ödenmesi gereken 20 milyar dolar Putin’in Erdoğan’a sunduğu destek nedeniyle 2024’e erteleyerek ithalat yapılabildi.

Enflasyon yeniden %100’ün üstünde ve hızla yükselecek. Fiyatlar patlayacak. Buğday’dan ayçiçek yağına pek çok tarım ürününü dışarıdan alıyoruz. Döviz yokluğundan ithal edilemeyen kalemler çoğalacak, fakirliğe yokluk da eklenecek. Raflar boşalacak.

Erdoğan ve iktidarının krizden çıkma, Türkiye’nin ekonomik kapasitesini harekete geçirme yeteneği, bu yönde bir niyeti ve liyakatli kadrosu yok. Hep günübirlik ve iktidarımızı nasıl koruruz derdindeler. Bunun için ülkeyi parsel parsel, kaynak kaynak sattılar, satacaklar.

Ekonomik çöküşten kurtulmak, yokluk ve yoksulluk sarmalının sürüp gitmesini durdurmak, çoluk çocuğumuzun geleceğini bir avuç hırsız ve yağmacının elinden kurtarmak istiyorsak, armudun sapı, üzümün çöpü demeden sandığa gideceğiz ve oyumuzu Kılıçdaroğlu’na vereceğiz.

Eğer Erdoğan Öyle veya Böyle Kazanırsa

Demokrasinin son unsurunu, SEÇİM’i, seçme ve seçilme hakkını da Türkiye toplumunun elinden alacak. Zaten bu hakka uzun zamandır saldırıyor. Halk seçiyor, bunlar halkın iradesini gasp ediyor. 31 Mart 2019 seçimlerinde İstanbul’un iradesini YSK’ya aldırdıkları şaibeli bir kararla iptal ettiler. Valiyi İstanbul’a kayyım atadılar. HDP’nin kazandığı bütün belediyelere, Erdoğan’ın isteği, S.Soylu’nun kararıyla KAYYUM tayin ettiler. Başkanları hapse attılar. Seçilmiş muhalif MV’lerinin dokunulmazlığını kaldırdılar, vekilliklerini düşürdüler, hapse attılar.
Önünü kesmek istedikleri siyasetçileri, S. Demirtaş, C. Kaftancıoğlu ve E. İmamoğlu’na yaptıkları gibi bağımlı yargı yoluyla siyasi yasaklı hale getiriyorlar, özgürlüklerini AİHM ve AYM kararına rağmen ellerinden alıyorlar.


Buna karşılık iktidar devletin imkanlarini sonuna kadar kullanarak kampanya yürütürken, seçim dönemi boyunca HDP üye ve yöneticilerine operasyon üstüne operasyon yapılıyor. %90’ı yandaş hale getirilmiş medya iktidarın yalan ve iftiralarını 7/24 tekrarlıyor.

AKP genel merkezi eliyle basılıp AKP örgütlerine dağıtılan sahte afiş ve broşürler asılıyor, dağıtılıyor. Sahte afişlerin indirilmesini valilikler polis marifetiyle engelliyor. Bizzat Erdoğan montajla üretilmiş sahte videolarla miting yapıyor.

14 Mayıs öncesinde Erdoğan’a Soylu’ya, Meclis başkanından bir çok vaize, sayısız iktidar mensubu seçimi darbe olarak nitelendirdi, “seçilseniz bile iktidarı vermeyiz” denildi ve iç savaş tehditleri yapıldı. Sahte seçmenleri ve seçim hırsızlıklarını hatırlayalım.

Eğer Erdoğan öyle, böyle yeniden seçilmeyi başarırsa, seçim mekanizmasını bugünkünden çok daha fazla göstermelik hale getirecek ve toplumun elinden seçme ve seçilme hakkını adım adım tamamen alacaktır. 28 Mayıs’ta SEÇME VE SEÇİLME HAKKINI KORUMAK İÇİN sandığa gidip oyunu kullan!

Diğer Yazılar

Yoksulluk

EKONOMİYİ BÜYÜTME KONUSUNDA İKİ FARKLI YOL

  Mustafa Durmuş / 9 Eylül 2024 Geçen hafta açıklanan büyüme verilerini analiz ederek başlayalım: …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir