SALİH ZEKİ TOMBAK: ‘AMİRALLETİN BİLDİRİSİ ORDUDA YENİ BİR CADI AVI BAŞLATACAK’

103 Amiral bildirisi üzerine Yazarımız Salih Zeki Tombak’ın Ahval.com’dan Sakıp Yaşar’ın röportajını yayınlıyoruz.

@tombak_salih

Cumartesi gecesi VeryansınTv.com adresinde yayımlanan “103 amiralden Montrö ve Atatürk bildirisi” başlıklı bir metin Türkiye gündeminin merkezine oturdu. 

Aynı gece iktidar kanadından bildiriye ilk tepkiyi Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun verdi. Bildiriyi darbe çağrısı olarak okuyan  Altun emekli amirallere, “Haddinizi bilin! Siz kimsiniz?” dedi.

Devamla İçişleri Bakanı ve diğer tüm AKP kurmayları bu bağlamda mesajlar paylaştı.

İktidar ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise bildiriye çok sert bir tepki vererek, “Bildiride imzası bulunan amirallerin rütbeleri sökülmelidir. Emeklilik hakları kaldırılmalı, emekli maaşları kesilmelidir” dedi. 

Bildiri sonrası Jandarma Genel Komutanlığı resmi Instagram hesabından bir açıklama paylaşarak şu ifadelere yer verdi:

“Biz burdayız! Devletimize, Milletimize, demokrasiye ve hükümetimize sonuna kadar sadık ve bağlıyız, yaptıkları edepsizliktir.”

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, hemen harekete geçti ve söz konusu bildiri ile ilgili soruşturma başlattığını duyurdu.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise “Bu sahte gündemler tutmaz, halkımızın tek gerçek gündemi sofrasıdır” açıklamasında bulunurken İYİ Parti Lideri Meral Akşener bildiriyi yayınlayan amiraller için “Bu bir zevzekliktir” dedi.  

Bildiride imzası bulunan Emekli Tuğamiral Türker Ertürk ise iktidar kanadından gelen açıklamalara aynı sertlikle karşılık vererek, “Bu olayın darbeyle falan ilgisi yok, esas darbeci iktidar. FETÖ darbecileri ile iş birliği yaptı ve Türkiye’yi 15 Temmuz’a taşıdı” ifadelerini kullandı. 

Bildiriyi ve bildiri sonrasında gelişen tartışmaları gazeteci Sakıp Yaşar Ahval yorumcusu Salih Zeki Tombak ile konuştu.

Tombak, bildiriyi şu sözlerle yorumladı: 

Bildiri gayet yumuşak bir dille yazılmış, Montrö konusunda hükümeti ve toplumu uyarmışlar… 

Şimdi en sert en açıklamayı yapan Devlet Bahçeli. Bahçeli’nin bu tavrına bakılacak olunursa kendisi darbeye karşı ve  kendisi milli iradeden, yasadan ve anayasadan yana biri. Halbuki  birkaç gün önce Anayasa Mahkemesi’ni kapatmaktan bahsediyordu. Eğer gerçekten darbeye karşı ise  27 Mayıs darbesinin icracılarından biri olan,  Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurucusu

Alparslan Türkeş’i kurucu genel başkanlıktan çıkarsınlar, rütbelerini geri alsınlar… Milli iradeye saygı çok önemli ise Ömer Faruk Gergerlioğlu milli irade ile seçilmiş bir milletvekilidir, hem Meclis’ten hem kendi evinden işkencici bir polisin tartaklamasına da maruz kalarak, apar topar alınarak hapishaneye kaçırıldı. Milli iradeye çok saygılılar ama TBMM’de reddedilmiş bir yasa teklifi üzerinden bir yıl geçmeden tekrar gündeme alınmaz ama bunu da yaptılar. TBMM’yi notere dönüştürdüler. Eğer milli iradeye saygılı iseler HDP’nin kazandığı belediyelere neden kayyım atadılar? Var mı burada milli iradeye saygı? 

Darbeye çok karşılar ama Sudan Darbecisi Beşir Türkiye’den çıkmıyordu. Mali’de yeni darbe yapıldı orayı ilk ziyaret eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu. Sisi darbeciydi, “Sisi’yle arayı nasıl düzeltebiliriz” diyerek araya elçi sokuyorlar.  Yani önce tutarlı olmak lazım, bu iktidarın ve ortaklarının milli irade ile darbe karşıtlığı ile bir alakası yoktur. 

Diyorlar ki “bu bildirinin zamanlaması manidar.” Neden? Bildiri durduk yere ortaya atılmadı. Montrö Sözleşmesi üzerine üst üste çok yetkili insanlar açıklamalar yaptığı için amiraller bu açıklamayı yapmaya ihtiyaç duydular. Hükümetin buna ihtiyacı var. Ekonomi çökmüş, salgını yönetemiyorlar, telefon bekliyorlar Amerika’dan telefon gelmiyor. Geri adım attılar petrol ve doğalgaz gemilerini limanlara çektiler. Kısaca tutunacak dala ihtiyaçları var böyle bir şamata konusu buldular, şamata yapıyorlar. 

Bildiri esas olarak Montrö Sözleşmesinin ne kadar önemli olduğunu söylüyor, çünkü Meclis Başkanı ve o düzeyde birçok yetkili Montrö’ den de çıkabilir demişti. Montrö, Lozan Antlaşması ile Türkiye’nin kurucu antlaşmasının tamamlayıcılarından biridir. Karadeniz’de kıyısı olan ülkelerin dışındaki ülkeler boğazlardan geçerek Karadeniz’e savaş gemisi getirilmesini tonaj olarak sınırlandırıyor. Orada kalma süresini sınırlandırıyor. Bu Rusya’nın çok ihtiyaç duyduğu bir şey, Japonya, Napolyon ve Hitler’den saldırı aldı. Bunların tamamı karadan gelen saldırılar. Denizden açık taraf da Karadeniz’dir. O yüzden Rusya Karadeniz’de yabancı gemilerin dolaşmasını istemez. Biz de istemeyiz. Yakın zamanda Montrö sayesinde kurtulduğumuz riskli bir durum var. Gürcistan’da savaş çıktığında iki ABD gemisi girdi üçüncüsü girmek istediğinde “Montrö dolayısıyla sizi alamayız” dendi. Yani Karadeniz’e NATO donanması ABD donanması girseydi belki orada ABD ile Rusya arasında çıkabilecek bir tartışmada biz de taraf olacaktık. 

Son zamanlarda çok büyük bir gerilim var. Yaklaşık 2 aydır NATO Karadeniz’de çok büyük bir tatbikat yapıyor. Bu hafta İspanyol gemileri vardı.  Bizim Kemal Reis gemimiz de oradaydı. Şimdi B 52 ağır bombardıman uçakları geldi. Onları havadan yakıt desteğini bizim tanker uçaklarımız yaptı. Orada Türkiye sürekli olarak NATO tatbikatlarının bir parçası ama burada fazladan bir işgüzarlık var. Diyorsun ki; “Montrö’den çıkalım Karadeniz’de kıyısı olmayan ülkeler istediği kadar güç yığsın.” Bunu ABD memnuniyetle not almıştır. Rusya da not almıştır. Çünkü bu Rusya’ya karşı açık bir düşmanlık.

Bütün soğuk savaş döneminde bir tane Sovyet uçağı, bir tane batı ülkesi tarafından düşürülmedi. Bizim AKP iktidarı kısacık döneminde  bir Rus uçağını düşürme gibi bir basiretsizliğini yaptı. Şimdi de Ukrayna ile Rusya arasında bir gerilim var. Türkiye’de Ukrayna’ya çok sayıda İHA-SİHA sattı. Karşılıklı anlaşmalar yapılıyor. Çok sıcak bir gelirim var her an bir çatışma çıkabilir. Bu durumda iktidar Montrö’yü gündeme getirerek Türkiye’nin Rusya başta olmak üzere bölge ülkeleri ile ilişkilerini sonsuza kadar etkileyecek bir iş yapıyor. Şimdi Rusya bunları not ettiği zaman bir yerden çıkartır. Yarın öbür gün ağır bedeller ödemek zorunda kalırsınız, askerlerinizin cenazeleri sırtınızda kalır. Bildiride de bu söyleniyor. 

Buna karşı “Vay siz darbe mi…” ne alakası var bunun darbeyle. Ben okudum metni son derece yumuşak son derece beyefendi bir metin. Bu iyi yetişmiş amirallerden faydalanmak yerine bir grup cahil adam onları darbeci ilan etti. Eylül ayında ABD’de seçim oldu Biden’ı 200’den fazla emekli subay bir bildiri yayınlayarak destekledi Trump veya ABD basınından hiç kimse onlara “darbeci” demedi. Bizimkiler söylüyorlar. 

ABD’den bir telefon gelsin diye, belki borçları ertelemek için, kredi bulmak için Türkiye’nin temellerine yönelmiş bir saldırıdır bu. Bir gece kalkarız ve anlaşmadan çekilinir ama bu neye yarar? Yeniden böyle bir anlaşma yapabilir miyiz bugünün koşullarında? “Hayır yapamayız” 1936’da bu anlaşma yapılırken Türkiye çok saygın ve itibarlı bir ülkeydi şimdi itibarımız yok, zayıfız, herkesle kavgalıyız. Bu şartlarda uluslararası bir anlaşma yapsak Türkiye kaybeden durumda olur. 

Bu soruşturmada önemli bir ibare var ”emekli amiraller kimlerle irtibatlı ve iltisaklı”… Buradan şunu çıkarabiliriz, ordu içerisinde yeni bir cadı avı başlatılacak ve tasfiye süreci açılacak.”

Diğer Yazılar

HAFIZA-İ BEŞER BAHÇELİEVLER KATLİAMI VE BİR FİLMİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ.

Ümit ÖZDEMİR / 23.10.2024 1978 MHP içinde küçük, dar bir suikast timinin oluşturularak özellikle başkent …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir