ESARETİN BEDELİ: ÇÜNKÜ UMUT KAÇINILMAZ GELECEKTİR.

Ümit ÖZDEMİR / 03.03.2025

@masumlevrek

Andy Dufense, işlemediği cinayet suçunun kurbanı.. Shawshank hapishanesinde hayatın hiç tanımadığı tarafıyla yüzleşiyor: Esirlik ! Eşini ve sevgilisini öldürmekten hüküm giyen Andy, hapishaneye her şeyi sokabilmekte mahir Red ile dostluk geliştiriyor. Andy’nin hayata tutunma çabası, oyunun dramatik olay örgüsünün akış yönünü gösteriyor. Cinsel şiddet de dahil her melanetle karşılaşan Andy, bir cezalandırma ve ıslah etme mekanı olan Shawshank hapishanesinde mahkumlardan, gardiyanlardan eziyet görüyor ve ayakta kalıyor. Düşenler kalkar, yoluna devam eder, yeter ki bir el uzansın.

Andy’nin kültürlü bir orta sınıf mensubu olarak kurulması için çabaladığı kütüphane ve mahkumlarla kitaplar üzerinden kurduğu anlamlı ilişki başta garipsense de, bu garipsenme ve dışlama, yerini yavaş yavaş ön yargıların dağıldığı anlayışa bırakır. Andy’nin şehir konseyine yazdığı mektuplarla kütüphaneyi büyütmek için ısrarla bütçe istemesi, mahkumlar ve hapishane yönetimi tarafından alaycılıkla karşılanır. Alaycılık kasvetli hapishane koşulları dışında da bir hayat olduğunun görüldüğü dışarıda çalışma anlarında, o hayatla kurulan anlamlı ilişkiyle mahkumları kısacık bir anda bile olsa özgürleştirdiği görüldüğünde yerini, ciddiyete ve dayanışmaya bırakır. Andy’nin hapishane müdürünün dışarıda aldığı işlerden elde edilen gelirlerin muhasebecisi olmasıyla elde ettiği küçük ayrıcalık, kütüphanede de çalışmasıyla mahkumların gözünde saygın bir yere yükselmesine neden olur. Andy, hapishane müdürüyle centilmenlik anlaşmasıyla geçici bir koruma elde eder, ancak bu “koruma” hapishane müdürünün bireysel yolsuzluklarının gizlenmesine bağlıdır. Yolsuzluk ve şiddet, bunları hapishanede sembolize eden gardiyanlar ve müdürün varlığıyla şekillenir. 

Dramatik olay örgüsünde hızlanma ve çözülme Tommy Williams’ın Andy Dufense’in masum olduğu, eşi ve sevgilisini öldüren kişinin başka bir hapishanede tutuklu olduğu haberiyle gerçekleşir. Tommy, Andy’nin yardımlarıyla kazandığı sınavla bir meslek sahibi olmasıyla Andy’ye sevgi besleyen biridir. Tommy’nin hapishaneden ayrılmadan önce bildiği her şeyi anlatacağını müdüre söylemesi gardiyan tarafından öldürülmesine neden olur. Hapishane düzeni, kendi içinde suç üreten ancak bu suçu da örtbas edebilecek mekanizmalara sahiptir. “Düzeni” bozanın cezalandırıldığı, bozulması imkansız olan suç ortaklığının kadim bir ortaklık olduğu, Andy’ye hapishane yönetimi tarafından sertçe bildirilir.

Andy’nin sabırla ördüğü ilişkiler ağı ve Red’den aldığı küçük yardımlarla kazdığı tünel ile kaçışı, özgürlüğün bir bedeli olduğunu hatırlatıyor seyirciye. Andy kaçarken, hapishane müdürünün para kayıtları bilgisiyle yeni bir hayata başlamak için maddi gelire de konuyor. Mahkumları sömürerek, acımasız ve gaddar bir baskıyla yaratılan değer, Andy’nin eline geçiyor. Dramatik olay örgüsünün finalinde bireyci bir mesajı olsa da Esaretin Bedeli, adaletin yok edildiği her yerde karşımıza çıkabilecek bir sorunu tarifliyor: Masumiyet ve ispatı için verilen mücadele. Suçsuzluk-kefaret-özgürlük denklemine kurduğu dramatik yapısıyla Esaretin Bedeli, evrensel mesajını iletiyor: Korku sizi tutsak eder, Umut ise özgür bırakır.

(Sinemaya da uyarlanan Esaretin Bedeli’nin bir sahnesinde Tim Robbins ve Morgan Freeman)

Esaretin Bedeli’nin tiyatro uyarlamasının ilgi görmesinin nedeni aynı, suçsuzluğun ispatı için baş karakterin verdiği mücadele. Dramatik olay örgüsü, Andy Dufense’in adaletin gerçekleşmesi için verdiği mücadeleyle biçimlenirken, kahramanın çıktığı yolculukta karşısına çıkan engelleri bir biçimde aşması oyunun dramatik yapısını derinleştiriyor. Baş karakter Andy’nin düştüğü kötü durumlardan kurtulmak için azminin ve kararlılığının yarattığı geniş sempati, Esaretin Bedeli’nin herhalde tüm zamanların en çok izlenen eserler arasına girmesinin baş sebebi. Esaretin Bedeli’nde suçsuzluğun ispatı teması, her dönemde insanlığın ortak ve kadim duygusu adalet zedelendiğinde ortaya çıkacak olası sonuçları tartışmaya açıyor. Tiyatro bizim birbirimize anlattığımız insan öykülerinin yarattığı idrak ve sempatiyse, Esaretin Bedeli’nin öyküsü de bu derin sempatiden besleniyor. Mermeri delen suyun şiddeti değil, damlaların sürekliliğiyse, Andy Dufense’in insana moral veren sabrı, iradesi ve özgürleşmek için verdiği mücadele, en zor anlarda bile ayakta kalmaya çabalayanlara ilham vermeye devam ediyor. Ankara Devlet Tiyatrosu’nun bu turne oyunu, başarılı dekor uygulaması, bunu bütünleyen dramaturjisi ve oyuncuların rollerini benimsemesiyle, kolektif bir sanat olan tiyatronun her bir unsurunun önemini bir kez daha gösteriyor.

Diğer Yazılar

EFLATUN: BÜYÜLENSE YENİDEN DÜNYA

Ümit ÖZDEMİR / 11.04.2025 Türk sinemasında engelli bireylerin sunumu bugüne kadar oldukça ağır ve melodramatik …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir