31 MART SEÇİMLERİNİN POLİTİK SONUÇLARI!

Mert Yıldırım / 10.05.2024

31 Mart yerel seçim sonuçlarının yankısı devam ediyor. 31 Mart yerel seçiminin hem kazananı hem de kaybedeni oldu.

31 Mart seçimlerinin en büyük kaybedeni iktidar partisi AKP oldu. İlk defa yenilen AKP, ikinci parti durumuna düştü. Bu aynı zamanda AKP-MHP bloğunun gerilemesi anlamına geliyor. İkinci kaybeden ise 2023 Mayıs genel seçimlerinden beri iktidarın koltuk değneği olan İyi Parti oldu. AKP’den kopan Deva ve Gelecek partisi de toplumda teveccüh görmedi. Buna karşılık Yeniden Refah Partisi dikkat çeken parti haline geldi.

İlgiyle izlenen ve merak edilen partiler başında Dem Parti geliyordu. Dem Parti bölgede daha önce kayyum atanan tüm belediyeleri aldı ve üstüne yeni belediyeler kazandı. Kars, Bitlis ve Şırnak başta olmak üzere bir çok il ve ilçe belediyeleri tipik sömürgeci siyasetle, taşıma oylarla gasp edildi.

Dem Parti tüm dezavantajlı şartlara rağmen pozisyonunu korumaya devam ediyor. Kürt halkı bir kez daha tercihini Özgürlük hareketinden yana koydu. Eleştiri ve kırgınlıkları olmasına karşın desteğini sürdürmeye devam ediyor.

Van’da yapılmak istenen kayyum provasına karşı yaşanan direniş Batı’da Gezi, Bölgede Serhildan/Kobani dinamiklerini açığa çıkardı. Direniş kitlesel olmasa da yaygın ve birleşik bir muhteva içeriyordu. Gezi-Kobani direnişi diyalektiği karşısında Saray iktidarı geri adım atmak zorunda kaldı. Van direnişi seçim sonuçlarına ek bir moral üstünlük kazandırdı.

Seçimin en büyük galibi hiç şüphe yok ki CHP’dir. CHP, Genel Başkan değişikliği ile başlattığı rüzgarla yerellerde iktidar olmanın önünü açtı.

Saray iktidarının uzun bir süredir sürdürdüğü gergin ve kamplaştırıcı dil kendisine bugüne kadar kazandırdı. Güvenlikçi ve ötekileştirici dil milliyetçiliği ve dolayısıyla toplumsal gericiliği besledi. 31 Mart seçimlerine kadar CHP dahil tüm muhalefet Saray ile aynı dili kullanıyordu. Saray iktidarının istediği minderde muhalefet yapıyordu. Bu da Saray iktidarına yarıyordu.

Özgür Özel ve İmamoğlu kişiselleştirme dilinden uzak durarak kampanya yürüttüler. Polemiklerden kaçarak, yığınların önceliği olan ekonomik sorunlara ve hizmete vurgu yaparak iktidarın ezberini bozdular.

Halihazırda diyalog ve müzakereye devam eden CHP, iktidar partisi olmanın hamlelerini yapıyor. Bunun için hem İstanbul sermayesinin hem de Batı Avrupa ve ABD sermayesinin desteğini almış görünüyor. Ancak CHP, iktidar partisi olmak için sosyal politikalara ağırlık verecek mi? Başta Kürt realitesi olmak üzere diyaloğu ve müzakereyi mi esas alacak mı? Yoksa neoliberal ve güvenlikçi siyasette devam mı edecek? Bu henüz anlaşılmış değil.

Saray bloğunun kaybetmesinin ve CHP’nin kazanmasının temel nedenlerinin başında ekonomik kriz geliyor. Ekonomik krizin temel nedeni ise izlenen sömürgeci ve güvenlikçi siyasettir. Sömürgeci ve güvenlikçi siyaset terk edilmedikçe, Kürt realitesi tanınmadıkça, asgari hukuksal normlar uygulamadıkça ekonomik krizden çıkış kolay görünmüyor.

× × ×

Saray bloğu yerel iktidarı kaybetti, fakat bu onun yenildiği anlamına gelmiyor. Çünkü halen hükümet ve en önemlisi de devleti büyük ölçüde kontrol etmeye devam ediyor. Ama artık sınırına dayanmış durumda.

Milliyetçi ve militarist bir koalisyon olan Saray iktidarı yayılmacı ve güvenlikçi siyaseti terk etmesi için mevcut iktidar kombinasiyonunu terk edip yeni bir iktidar kombinasiyonunu kurması gerekiyor. Fakat bu da kolay görünmüyor.

Saray başının son zamanlarda başlattığı “yumuşama” ilişkileri kuruluş kodlarına dönüş mü, yoksa zaman kazanmak mıdır? Bunun çelişki ve tartışmaları devam ediyor.

Bir yandan 1 Mayıs ve Taksim örneği, bir yandan Kürt coğrafyasında sürdürülen operasyonlar, öte yandan CHP ile yürütülen diyalog ilişkileri ikili stratejinin iç içe yürütüleceğini gösteriyor. Güvenlikçi siyaseti Kürt coğrafyası ve Kürt hareketi ile sınırlı tutarak, bunun için Osman Kavala dosyasını ve Gezi davasını düşürerek hem Kürt demokratik siyaseti ile Batı’daki muhalefeti bölmeyi ve yan yana gelmesini engellemeyi hem de milliyetçiliği diri tutarak Ergenekon’un Avrasyacı kanadını yan yanalığını sürdürmeyi hedefleyebilir. Ancak bunun ne kadar sürdürülebilir olduğu ise kocaman bir sorudur.

Ekonomik kriz, bölgesel ve uluslararası ilişkilerin daralması, yerel iktidarın kaybedilmesi Saray rejimini yeni arayışlara sürüklemiştir.

Avrasyacı kanat her ne kadar iktidar bloğu içinde olsa da rota yeniden NATO’cu yörüngeye girmiştir. Saray iktidarı ya bu yörüngenin gereklerini yerine getirecek yada tasfiye olacaktır.


× × ×

31 Mart seçimlerinde ortaya çıkan iklimde Kürt hareketinin büyük bir payı bulunmaktadır.

Kürt demokratik siyaseti, 31 Mart yerel seçimlerinde 2019 yerel ve 2023 mayıs seçimlerinden farklı bir taktik sergilemiştir. Daha önce “bölgede kazanma Batı’da kaybettirme” taktiği yerine bu defa ‘kazan, kazan’ siyasetini izleyerek birden çok hedefi gerçekleştirmiştir.

Bilindiği üzere 14-28 Mayıs seçimlerinde ortaya çıkan tablo beraberinde bir yığın tartışmayı gündeme getirmişti.

Birincisi, kaybettirme siyasetinin Saray bloğunu geriletmediğini, aksine Kürt demokratik siyasetinin ve Türkiye devrimci-demokratik mücadelesinin gerilediğine dair saptamalar yapılmıştı. İkincisi, Kürt mahallelerinde bir bütün olarak Türkiye’nin demokratikleşmesi fikrine karşı inançsızlık tohumları boy vermiş ve bu temelde yaygın bir algı oluşmuştu. Bu algıları bizzat Saray bloğu tarafından beslenip dolaşıma sokulmuştu. Bu algılar iki ana cephede beslenmişti. Birincisi, KDP üzerinden geliştirilen milliyetçilik; ikincisi ise Hüda Par üzerinden geliştiren din bezirgancılığıydı. Bu anlamda Kürt demokratik siyaseti hem Saray bloğunun politik ve örgütsel kuşatması hem de KDP ve Hüda Par üzerinden beslenen milli ve mütedeyyin değerlerin kuşatması altındaydı.

Bu nedenle Kürt demokratik siyaseti çoklu taktikler geliştirerek hem iktidar bloğunda yarık açmak hem ilkel Kürt milliyetçi ve mütedeyyin kuşatmayı kırmak hem de muhalefetin hareket alanını genişletmek istedi. Bunun için birbiriyle çelişkili gibi görünen aktörleri aynı zamanda sahaya sürmüştü. Bu durum görece olarak bir kafa karışıklığı yarattı ise de Kürt halkı son tahlilde bunu “siyasetin inceliği” olarak okuyup 31 Mart günü tavrını ortaya koydu.

Kürt demokratik siyaseti izlediği çoklu taktik ile bir yandan Saray bloğunu kontrpiyede bırakırken, öte yandan “kent uzlaşısı” taktiği ile Batı’da da mevziler kazanmaya çalıştı. Bütün bu hamleler için bir yandan kendi adaylarını çıkarırken bir yandan da “stratejik oy kullanmayı” en üst düzeyde organize etmeyi başardı. Böylece hem kaybettirdi hem de kazandı.

Yeni Dönem Yeni Fırsatlar!

31 Mart’tan sonra yeni bir iklim oluştu. Bu iklim kendi içinde hem fırsatları hem de riskleri barındırıyor.

Demokratik kamuoyunda oluşan ‘Kaybettirdik ve kazanabiliriz’ duygu ve düşünceleri yeniden toparlanma ve ayağa kalkmak için bir fırsattır. Bunun için 2023 Mayıs seçimlerinden sonra başlayan ancak tam olarak tamamlanmayan yapısal sorunların yeniden masaya yatırılması gerekiyor. En başta Kürt demokratik siyaseti ile Türkiye sol-sosyalist hareketinin ilişki ve ittifak biçiminin, örgütlenme ve çalışma tarzının, kadro ve kitle politikasının yeniden tarifine ihtiyaç bulunuyor. Bunlar yapılmadığı vakit risk olasılıkları artacak ve yığınların tepkileri CHP aracılığıyla nötralize edilecektir. Nitekim bu yönde yoğun işaretler bulunuyor.

Yeni dönem, demokrasi güçleri için birlikte hareket etme, mücadele etme ve kazanma dönemidir. Ancak, bu birlik ve mücadele, sorunların yanı sıra fırsatları da değerlendirecek bir zihniyet ve strateji gerektirmektedir.

Bu nedenle, demokrasi güçleri, 31 Mart seçimlerinin politik sonuçlarından ders çıkararak, birlikte hareket ederek, demokratikleşme, barış, adalet ve eşitlik mücadelesine odaklanmalıdır. Bu yeni dönem, yeni fırsatların ve risklerin olduğu bir dönemdir. Ancak, demokrasi güçleri, birlikte çalışarak ve mücadele ederek, riskleri minimize edip fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilirler.

 

Diğer Yazılar

12 EYLÜL DARBESİNDEN SİYASAL İSLAMCI REJİME DOĞRU 44 YIL

Mustafa Durmuş /12 Eylül 2024 Geçen yüzyılı belirleyen olgulardan birisinin askeri darbeler ya da darbe …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir