Hakan Yurdanur / 23.11.2023
Sirkler “ eğitilmiş hayvanları ve cambazların gösteri yaptıkları kapalı alanlar” demek. Bu tanımı sorgulayarak başlıyalım. Eğitilmiş hayvan ; insan tarafından evcilleştirilerek belirli görevleri yerine getirmek üzere terbiye edilmiş hayvan demek. Terbiyenin hangi acımasız şartlarda yapıldığını biliyoruz ve az sonra değineceğiz. Gelelim gösteriye; bir topluluk ( seyirci ) önünde ilgi çeken becerilerin eğlence ile birlikte sunulması , sergilenmesi anlamına gelmekte. Parantez içinde belirttiğimiz seyirciler , olup biteni izleyen , destekleyen, her toplumsal olay da olduğu gibi istifini bozmayan “sayın “ seyircilerdir , ki bu durum ve tutum bir çok kötülüğün en büyük nedenidir ! Peki hayvanlar bu gösteriyi isteyerek mi yapıyor , bundan zevk mi alıyor ? Yoksa gösteri , insanın hayvanlara el koyması , onları metalaştırarak bir eşyaya dönüştürmesi ve bundan para kazanması sonucumu gerçekleşiyor ? Birinci durumun geçerli olduğunu yani hayvanların bu gösteriye isteyerek katıldıklarını savunanlara soralım : neden bu süreçte hayvanlar aç bırakılıyor , kırbaçlanıyor , elektrik veriliyor , ucu çivili sopalarla dövülüyor , nefes almasını engelleyen tasmalar takılıyor , dar kafeslere hapsediliyor ?
Sirkler ve benzeri mekanlar hayvanların emeğine el konulan , onları ağır şartlar altında çalıştıran , adeta proleterleştiren zindanlardır ve bu tanım yazımızın orjinini oluşturacaktır.
Hayvanların kendilerine ait olmayan fiziksel aktiviteleri sergilemeleri sanırım onlara rica edilmesi sonucu gerçekleşmiyor. Örneğin siz , doğa da iki ayak üstünde yürüyen fil , ateşten bir çemberin içinden atlayan kaplan yada burnunda top sektiren fog balığı göremezsiniz. O vakit bunların rıza ya dayalı olmayan zor ile yaptırıldığı ve bilet karşılığı satıldığı gerçeği ile karşı karşıyayız.
Bu gerçeğin daha derinlerinde ise para – eğlence – daha fazla para … döngüsünün yani kapitalizmin , para – meta – daha fazla para… yasasının yattığını söylemek mümkün. Eğlencenin metalaşması demek , eğlence nesnesi haline dönüştürülen hayvanların eşyalaşması demektir ! Bir noktayı belirterek devam edelim : biliyor ve ısrarla savunuyoruz ki , hayvanlar bir eğlence aracı değildir ! Hayvanları bir eğlence aracı olarak gören anlayış onlardan sürekli bunu bekler ve gerçekleşmediğinde onlara her tür eziyeti eder. Altında türcülüğü barındıran bu görüş sevmek ile hayvanların haklarını savunmayı birbirine karıştırır ve çoğu zaman bunu bilinçli olarak yapar. Bir hayvanı sevmek tartışılmaz değerdedir. Ama sevgiden önce onun yaşam , barınma , yemek vd. haklarının olduğunu bilmek ve savunmak gerekir. Hayvanlarla olan ilişkimizi sadece sevgi boyutuna indirgeyen ve haklar kısmını pas geçen iki yüzlü anlayışlar ile malesef karşı karşıyayız. Franz Kafka muhteşem kitabı “ Dönüşüm “ de , yalnızlaşan , dışlanan , yabancılaşan ve sadece bir bedene indirgenen insanı ve bunların getirdiği acıları anlatır. Sirklerde de hayvanlar benzer dönüşümleri yaşar. Doğadan , ailesinden , arkadaşlarından koparılan , yaşamdan dışlanan , kendisine yabancılaşan ve acı içinde yaşamını tamamlayan hayatlar.
Sirke hapsedilen ve dönüşüme uğrayan bir fil , artık bildiğimiz anlam da bir fil değildir. Süslü kıyafetler giydirilen , parlak ışıklar altında zor hareketleri ızdırap çekerek sergileyen , gözünden yaşlar gelen ama bunu belli edemeyen bir eşyadır artık ! Eşyaya dönüştürülen bir yunus balığı yunus parklarında ne saatte 40 km hızla yüzebilecek nede 350 m. derine dalabilecektir.
Para – eğlence – daha fazla para… döngüsüne hapsolan hayvanlar kapitalist sistemde iki kez ezilmekte ve çoklu sömürülere maruz kalmakta. Gösteri ve sergi için kullanılan hayvanlar tıpkı sanayide , tarımda , deneylerde kullanılan hayvanlar gibi bu adaletsiz bölüşümde hayatta kalma derdindedirler. Sirklere gitmek ,hayvanların çektiği acıya , gördüğü zulme , yaşadığı sömürüye , karşı koyamadığı işkenceye , terbiye adı altında aç bırakılmaya ortak olmaktır , onay vermektir ! Tüm bunları göz önünde bulundurarak yazımızın başlığını “ sirklere gitme – k “ olarak seçtik ve bu suça ortak olmayın dedik.
Başladığımız gibi bitirelim; sadece sirklere gitmemek yetmez , aynı zaman da gidilmesini de önlemek gerekir ! Bu önleme eylemi hayvan hakları ve özgürleşmesi mücadelesi için atılmış önemli bir adım olacaktır.