Sunuş:
Ne Yapmalı? Kitap dizisinin üçüncü kitabıyla okurlarımızla buluştuk. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu kitap dizisi bir tartışma platformudur. Bu niteliği de dizinin her yeni kitabında daha da belirgin gözükmektedir.
Dizinin bu kitabının çıkmış olması Ne Yapmalı? dizisinin sorumluluğunu alanlar açısından sürekliliğe dair bir veri olmakla birlikte gerileyen bir niteliği değil ilerleyen bir niteliği de barındırmaktadır. Daha yeni bir yayın olmasına rağmen içeriği zenginleşmiş, ilk sayıdan itibaren sayfalarımızda yazıları yer alanlar katkılarını sunmaya bu sayıda da devam etmiştir. Aynı zamanda önceki kitaplar eline ulaşanlar dizinin bu yeni kitabına katkı sunmaktan geri durmamıştır; yani Ne Yapmalı? sorusunu samimi bir şekilde soranlar bizden ibaret olmadığı gibi sorumluluk almaktan da geri durmadıklarını göstermiş oldular.
İşin özü bu kitap ile çalışmamız daha güçlenmiştir. Bu doğru yolda yürüdüğümüzün göstergesidir. Bu gelişmeler aynı zamanda yol açmak isteyenlerin buluşmaktan, tartışmaktan imtina etmediklerinin, etmeyeceklerinin de göstergesidir.
Seçimler sonrası sol içerisinde önemli tartışmalar ve ayrışmalar baş gösterdi. Binilen geminin limana gitmeyeceği, gidemeyeceği anlaşıldı. Bu durum başarısızlık sonrası gelişmiş olsa da aynı zamanda Türkiye’de devrimciliğin teslim alınmadığının ve de bu toprakların devrimci damarının yok edilemediğini de göstermektedir. Bu diziye konu ettiğimiz 12 Eylül saldırıları, 12 Eylül’ün başaramadığını yapmak üzere kolları sıvayan tasfiyecilerin faaliyetleri de bu damarı yok etmeye yetmemiştir. Bununla birlikte bu ayrışmaların bir çıkmazı olduğu da gerçek. Bu çıkmaz da önceki yanlışların tekrarlanma olasılığının yüksek olmasıdır. Oysa aynı yanlışı yaparak doğru sonuç almak mümkün değildir. Öyleyse bir çıkış yolu arayan devrimcilerin kendileri gibi arayış içinde olanlarla veya yol önerisi olanlarla buluşup tartışması önemli bir adım olacaktır. Ne Yapmalı? kitap dizisi böyle bir misyona katkı sunmayı amaçlıyor.
Dizinin bu kitabında 12 Eylül Darbesi, Lozan, ne yapmalı? konularını ele alan yazılar yayınlamayı uygun gördük. Bütün bu yazılar ideolojik ve politik anlamda Türkiye solunun değerlendirmesini de içermektedir. Kürdistan ve Kıbrıs bağlamında ezilen ulus devrimcilerinin ulusal soruna dair yazıları olduğu gibi ezen ulus devrimcilerinin ulusal soruna dair politik tutumunun ne olması gerektiğine dair yazılar ve polemikler yer almaktadır. Aynı zaman da Ortadoğu ve Türkiye konulu içerikler de mevcut.
Öte yandan 12 Eylül rejimi altında katledilen tüm devrimcileri anmanın mümkün olmadığı apaçık olduğu için bu kitabın arka kapağında cuntanın gelir gelmez ve apar topar idam sehpasına çıkardığı Kurtuluş militanı Necdet Adalıyı, yaşı büyültülerek idam sehpasına çıkartılan Yurtsever Devrimci Gençlik militanı Erdal Eren’i ve idam sehpasına en son çıkartılıp T.C. Tarihinin infaz edilen son idam mahkumu olarak Devrimci Yol militanı Hıdır Aslanı koymayı uygun gördük. Bu üçünün hepsini temsil edebileceğini düşündük. Ayrıca Dersimli Hıdır aynı zamanda T.C. tarihinin idamlarına son nokta oldu. Onun ardından AB uyum tedbirleri doğrultusunda idam cezası büsbütün kalktı.
Bu üç devrimciyi öne çıkarırken elbette idam edilen TKEP’li üç Tariş işçisi komünist militan olan İbrahim Ethem Coşkun, Necati Vardar, Seyit Konuk’u , THKP/C-Üçüncü Yol militanları Erdoğan Yazgan, Ömer Yazgan, Mehmet Kanbur, Ramazan Yukarıgöz’ü ve onların ardından idam edilen diğer devrimcilerle yargısız infaz edilen nicelerini de unutmadık. Yaşasın devrim ve sosyalizm diye haykırarak aramızdan ayrılan bu üç devrimcinin hepsini hatırlatacağını biliyoruz.
Ne var ki 12 Eylül cuntasının aldığı bu canları hala bir bir hatırlıyor olsak da hala sürmekte olan 12 Eylül rejimi altında katledilen, dövüşerek aramızdan ayrılan zindanlarda katledilen, gönüllü olarak ölüme yatan nice devrimcinin artık adlarını hatırlamak hatta saymak bile güç. O nedenle bunlar arasından seçtiğimiz üç devrimcinin hepsini temsil ettiğini düşünmeye hakkımız var.
12 Mart’ta idam edilenleri çatışarak aramızdan ayrılanların isimlerini eksiksiz sayabiliyorduk.
12 Eylül’de sadece idam edilenlerin isimleri bile zar zor hatırlanabiliyor.
Sadece bu bile 12 Eylül’ün cuntanın sahneyi terk etmesiyle sona ermediğini göstermek için yetiyor. Ama mücadelenin büyüyerek sürdüğünü de anlatıyor. Çünkü o gün bugündür aramızdan ayrılanların bırakalım adlarını hatırlamayı sayısını hesap etmek bile artık mümkün değil.
12 Eylül rejiminin Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimcilere diz çöktüremediğini, legalist tasfiyecilik dalgalarına rağmen teslim alamadığını görmek için bu bile yeterli kanıttır.
Onların hepsine olan borcumuz da uğruna hayatlarını verdikleri davanın zaferi için olmazsa olmaz koşul olan devrimci komünist önderliği yaratmak için komünistlerin parti birliğini sağlamak olmalı.
Bu üçüncü kitapla birlikte üzerinde durmamız gereken bir mesele daha var. Bu da Ne Yapmalı? dizisinin bir perspektif sunup sunamayacağı üzerine. Elbette bu kitap dizisinin sorumluluğunu alanların belirli bir perspektif önerileri vardır. Sorumluluğunu alanların sayısı da her kitapta artmakta olsa da benzer perspektiflere sahip oldukları anlamına gelmez. Bu kitap dizisini çıkaranların muradı Ne Yapmalı? sorusunu soranların buluşması ve tartışmasıdır.
Haliyle Ne Yapmalı? dizisini çıkarmanın sorumluluğunu alanlar her şeyde anlaşmak zorunda değillerdir.
Ne Yapmalı? dizisinin beklentisi farklı perspektiflere yer vermektir. Elbette benzer perspektife sahip olanlar bizim vasıtamızla veya bizden bağımsız olarak buluşup anlaştıklarında biz bu görüşlere sayfalarımızda yer vereceğiz.
Dizinin bu kitabında da Ne Yapmalı? Sorusuna farklı kalemlerden farklı cevaplar bulmaktasınız. Bu cevaplar tartışmaya açıktır ve yenilerine de açığız. Önümüzdeki kitaplarda bu soruya cevap vermek isteyenlerin yazılarını bize iletmesi yeterlidir. Ama Ne Yapmalı? kitaplarını okuyanların okudukları hakkında kısa mesajlarını ve yorumlarını da bekliyoruz.
Dizimizin dördüncü kitabıyla buluşmak üzere;
İyi okumalar…
Temin etmek için aşağıdaki adres, telefon ve mail bilgileri ile irtibat kurabilirsiniz.
Tel: 0542 118 57 70
referansyay@protonmail.com
Rasimpaşa Mahallesi, Misak-ı Milli Sokak, No: 17 Toptaş İşhanı Kat 1, D: 5, 34716 Kadıköy/İstanbul