Mustafa Durmuş / 25 Kasım 2022
Küresel ekonomi, özellikle de Rusya-Ukrayna savaşından bu yana giderek yavaşlıyor. Nitekim OECD, dünyanın 1970’lerden bu yana yaşadığı en derin enerji krizi nedeniyle, bu yıl küresel ekonominin yüzde 3,1 ve gelecek yıl ise sadece yüzde 2,2 büyümesini öngörüyor. (1)
Dünyada ve Türkiye’de ekonomik durgunluk belirtileri
Büyük uluslararası finans kurumları tarafından finanse edilen bir araştırma kuruluşu olan Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) ise (aşağıdaki tablodan da görülebileceği gibi) çok daha ciddi bir yavaşlama öngörerek, gelecek yıl küresel ekonominin sadece yüzde 1,3 büyüyebileceğini, Türkiye ekonomisinin ise bu yıl yüzde 3,9 büyürken, 2023’te yüzde 0,9 küçüleceğini ileri sürüyor. (2)
İhracat yavaşladı, navlun geriledi
Dünyadaki bu gelişmelere paralel olarak, bu öngörüleri de destekler biçimde, Türkiye’de ekonomik büyümenin motorlarından birisi olan ihracatın yavaşladığı görülüyor.
Öyle ki sektörden gelen bilgilere göre, ihracatta uluslararası taşımalardaki düşüş hızlandı, bazı yük bağlantıları ötelendi, bazılarında ise iptaller başladı, konteyner yüklemelerindeki daralmaya bağlı olarak navlunda da gerileme devam ediyor ve sınırdan geçen TIR sayısında azalma görülüyor. (3)
Kapasite kullanım oranları düştü
Kasım ayındaki imalat sanayi kapasite kullanım oranlarındaki (KKO) bir önceki aya göre yüzde 1’lik bir düşüş ise (4) sanayi üretimindeki yavaşlamanın ve üretimdeki düşüşün bir diğer göstergesi.
Çeyrekten çeyreğe negatif büyüme
Bu çerçevede son çeyrekteki (Ekim-Kasım-Aralık) ekonomik büyümenin beklenenin altında çıkması olasılığı bir hayli yüksek.
Nitekim BETAM, bu yılın üçüncü çeyreğinde (mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış) elektrik tüketiminde yüzde 2, imalat sanayi üretim endeksinde ise yüzde 4’lük bir azalış gözlemlendiğini, geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında hizmet sektörüne olan talebin durgunlaştığını, kesinleşen Temmuz, Ağustos ve kısmen açıklanan Eylül ayı GSYH öncü göstergeleri ile yapılan hesaplamalara göre ekonominin bu yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla sadece yüzde 4,3 oranında büyümesini, ancak (mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle yapılan hesaplamalara göre), bu yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla GSYH’nin yüzde 0,3 azalmasını öngörüyor. (5)
(Kapitalizmin çöküş evresinde liberallerin dolaşıma sunduğu “yoksullaştıran büyüme” kavramı, özünde çöküşün ana kaynaklarına yönelik itiraz ve eleştirilerin önünün kesilmesi içindi. Türkiye’de 24 Ocak Kararları ile kurulan dahilde işleme rejimi ve “ihracat odaklı büyüme” stratejisi neoliberal çağda borç bataklığında debelenen Türkiye’yi yarı sömürge haline getirdi-editör)
Kısaca, ikinci çeyrekte yüzde 7,6 gibi yüksek hızda büyüyen Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte (Temmuz-Ağustos-Eylül) ciddi biçimde yavaşladığı ve içinde bulunduğumuz son çeyrekte bu yavaşlamanın artarak devam edeceği anlaşılıyor.
‘Ekonomik büyüme’ için ‘makroekonomik istikrar’ feda ediliyor!
Gerçek bir iktisadi rasyonalite olmaksızın dahi rahatça faiz indirebilen iktidarın, bu olumsuz gelişmeler karşısında, politika faizini 150 baz puan daha indirerek yüzde 10,5’ten yüzde 9’a düşürmesi (6) zaten bekleniyordu.
Bu indirimin nedeni belli: Seçim yaklaşıyor, her türden iktisadi göstergenin kötü olduğu, ekonomik sıkıntıların zirve yaptığı, toplumsal muhalefetin yükselişte olduğu böyle bir dönemde bir de iktisadi büyüme yavaşlarsa, iktidarın, sanal da olsa, iktisadi olarak arkasına sığınacağı başka bir şey kalmaz. Bu yüzden de iktisadi büyüme için makroekonomik istikrar bir kez daha feda edildi.
Bu çerçevede seçime kadar, faiz indirimi ile özel tüketim harcamalarını körükleyip, ekonomiyi tüketim yönlü büyütme çabası sürecek yani bir tür “derin yarayı yara bandı ile kapatma politikası” devam edecek gibi görünüyor.
Ancak aşırı miktarda ve sıklıkta kullanılan bir ağrı kesicinin etkisinin artık yok olması ya da her seferinde daha fazla doz gerektirmesi gibi, yeni faiz indirimlerinin ekonomiye gerçek anlamda bir faydasının olmayacağı da çok açık.
Kaldı ki ‘ekonomik büyüme’ ile ‘makroekonomik istikrar sağlama’ birbirinin ikamesi değil, birbirinin tamamlayıcısı iki önemli ekonomik hedeftir. Biri diğeri için kurban edilmemelidir. İdeal olan ise makroekonomik istikrar altında (fiyat istikrarı) kalıcı bir ekonomik büyümenin sağlanmasıdır.
Spekülatif kârlara dayalı bir büyüme sürdürülmek isteniyor
Ayrıca, ekonomiyi özellikle de toplum ve doğa dostu, istihdam yaratan yatırımlarla büyütmek gerekiyor. Ancak iktidarın izlediği kredi ve düşük faiz politikası bir süredir bu tür yatırımları teşvik edici olmaktan çoktan çıkmış durumda. Ucuz ve bol para reel yatırımlardan ziyade, artık Kur Korumalı Mevduat (KKM), borsa, Hazine kağıdı, mevduat, döviz, konut gibi spekülatif alanlara yöneliyor.
Görünen o ki faiz indirimleri ile reel yatırımlar arasındaki ilişki, duyarlılık ortadan kalkmış, yani para/faiz politikasının ekonomiyi yatırımlar üzerinden büyütme etkisi iyice azalmış. Özellikle de giderek belirginleşen bir ‘mali baskınlık’ yani büyük çaptaki bütçe açığı ve kamu borcu altında bu politika daha da etkisiz olacaktır.
Kısaca, tüketim harcamaları ve spekülatif kârlar üzerinden gerçekleşecek bir iktisadi büyüme refahı adil dağıtan, işsizliği azaltan, yeni istihdam yaratan, kısaca emekten yana, adil bölüşüm sağlayan, doğa ile uyumlu bir büyüme olmayacaktır. Bu bağlamda son faiz indirimi de bu amaçlara hizmet etmeyeceği gibi, ekonominin bütünü açısından da fayda sağlamayacaktır.
Faiz indirimi gelir eşitsizliklerini daha da artıracak
Diğer yandan faiz indiriminin gelir bölüşümü başta olmak üzere bölüşüm adaletsizliklerini daha da artıracağı kesin.
Nitekim politika faizinin indirilmesiyle bankaların Merkez Bankası’ndan daha ucuza borçlanabildiği ve çok daha yüksek kredi faizleriyle bu parayı piyasada sattıkları biliniyor.
Örneğin politika faizinin yüzde 9’a indirildiği gün Merkez Bankası’nın sitesinde TL cinsinden ihtiyaç kredi faizinin yüzde 30,7; tüketici kredisi faizinin yüzde 29,7; taşıt kredisi faizinin yüzde 25,1; konut kredisi faizinin yüzde 21,5; ticari kredi faizinin yüzde 16,4 olduğu bilgisine yer veriliyor. (7) Piyasadaki faiz oranlarının bunun çok üzerinde olduğu da bir gerçek.
Keza, kredi kartlarına uygulanan aylık faiz oranının (maksimum) yüzde 1,5 (yıllık yüzde 18,0) ve aylık gecikme faizi oranının yüzde 1,8 (yıllık yüzde 21,6) olduğu dikkate alındığında bankaların faiz gelirlerinin ve kârlarının da ne denli yüksek olacağı anlaşılıyor.
(Neoliberal ekonomi politiğin mantık sınırı bölüşüm şokuydu. Bölüşüm şokunun sınıfsal anlamı zenginlerin servetlerine servet katılması, emeğiyle geçinenlerin GSMH’dan daha az pay almasıdır-editör)
Bankaların net faiz gelirlerinde ve net kârlarında 15 kata yakın artış
Nitekim son faiz indirimi kararından önce dahi bankaların bu yılın ilk 9 ayındaki net faiz gelirleri 14,6 kat artırarak Ocak’ta 33,9 milyar TL’den Eylül’de 497,6 milyar TL’ye; dönem net kârları ise 14,2 kat artırarak Ocak’ta 20,1 milyar TL’den Eylül’de 286,2 milyar TL’ye yükseldi. (8)
Bu bankaların bu süreçte ödeyecekleri vergi ise 93,2 milyar TL. Bu rakam, 933,0 milyar TL toplam faiz (kâr payı) gelirine bölündüğünde efektif Kurumlar Vergisi yükünün sadece yüzde 10 olduğu görülüyor. Oysa bankalara uygulanan yasal vergi oranı bilindiği gibi yüzde 25.
Yani bankalar kendilerine sağlanan indirim, muafiyet ve istisna gibi teşviklerden faydalanarak yüzde 25 nominal vergi yerine efektif olarak yüzde 10 vergi ödüyorlar. Sadece düşük politika faizi ile değil, aynı zamanda düşük efektif vergi yükü ile de ödüllendiriliyorlar.
Sosyalistlerin liderliğindeki hükümetin farkı
Ülkede bunlar olurken, İspanya’da sosyalistlerin önderliğindeki hükümet, ülkedeki bankaların faiz ve komisyon gelirleri üzerinden yüzde 4,8’lik bir vergi alarak 2 yılda 3 milyar Euro, elektrik şirketlerinin satışlarından yüzde 1,2 vergi alarak 4 milyar Euro olmak üzere toplam 7 milyar Euro gelir elde etmeyi hedefliyor. (9)
(İspanya Sosyalist Partisi -PSOE lideri- Pedro Sanchez seçim zaferinden sonra halkı selamlıyor-editör)
Böylece hükümet, sektörden gelen tepkilere rağmen, uygulayacağı “aşırı kâr vergisi ile bu iki sektörü vergilendirerek kamu geliri yaratmak ve bunu halkın “yaşam maliyeti krizini” hafifletmede kullanmak istiyor.
Biz ise burada, son kararda olduğu gibi, politika faizini indirerek, bu süreçte kârları patlayan, efektif vergi yükü yarı yarıya düşen bankaları ve enerji sübvansiyonları vererek elektrik enerjisi dağıtımı yapan özel sermaye şirketlerini destekliyoruz.
Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse, İspanya Hükümeti en büyük bankalarından birisi olan BBVA’dan ‘aşırı kâr vergisi’ adı altında ilave vergi almayı planlarken, biz aynı bankayı (Türkiye’deki adı Garanti BBVA) faiz indirimi ve cömert vergi istisna, muafiyeti ve indirimi ile ödüllendiriyoruz.
Anahtar sözcükler: Banka kârları, BBVA, Durgunluk, Efektif vergi yükü, Ekonomik büyüme, Faiz indirimi.
Dip notlar:
- https://oecdecoscope.blog/confronting-the-crisis (22 November 2022).
- Michael Roberts blog, https://www.facebook.com (24 Kasım 2022).
- https://www.utikad.org.tr/Detay/Sektor-Haberleri/33300/ihracat-yukunde-oteleme-ve-iptaller-basladi (10 Kasım 2022).
- T. C. Merkez Bankası, İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (Kasım 2022), https://www.tcmb.gov.tr (24 Kasım 2022).
- Ozan Bakış, Uğurcan Acar, “Çeyrekten Çeyreğe Negatif Büyüme”, Ekonomik Büyüme ve Tahminler: Kasım 2022, BETAM Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (24 Kasım 2022).
- https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Duyurular/Basin/2022/DUY2022-47 (24 Kasım 2022).
- https://evds2.tcmb.gov.tr/index.php?/evds/portlet/K24NEG9DQ1s%3D/tr (25 Kasım 2022).
- https://www.bddk.org.tr//BultenAylik (25 Ocak 2022).
- “Spain to push ahead with windfall tax on banks and energy groups”, https://www.ft.com (24 November 2022).
Yazarımızın daha önce yayınladığımız makaleleri
HAZİNE’NİN EUROBOND BORÇLANMASI VE İÇİNE DÜŞTÜĞÜMÜZ BORÇ TUZAĞI/09.11.2022
KAR VE EKOLOJİK ZARAR EL ELE/08.11.2022
2023 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TEKLİFİ ÜZERİNE BAZI NOTLAR/22.10.2022
YÜKSEK ENFLASYON HALKI EZEN BİR VERGİYE DÖNÜŞTÜ/08.10.2022
“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ” ALTINDA AZALAN EKONOMİK REFAHIMIZ/26.09.2022
ENFLASYON VE YAŞAM MALİYETİNDEKİ ARTIŞLARLA MÜCADELE EMEKTEN YANA POLİTİKA ARAÇLARI/17.09.2022
EMEKÇİLERİN ENFLASYONLA MÜCADELEYE BAKIŞI VE PROGRAMI NASIL OLMALI ?/12.09.2022
SAVAŞLARIN VE EŞİTSİZLİKLERİN GÖLGESİNDE BİR “DÜNYA BARIŞ GÜNÜ”/01.09.2022
“KUR GARANTİLİ MİLLİ PARA” VE HAKİKAT ÖTESİ SİYASET/24.08.2022
ANKARA’DAN BİR HABER GELDİ, DEDİLER Kİ PARA POLİTİKASI ÖLDÜ/19.08.2022
ONUN ARABASI VAR GÜZEL Mİ GÜZEL/01.08.2022
TÜİK ENFLASYONU “BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK” / 06.08.2022
SERMAYE KONTROLLERİ (3): İKTİDAR VE MUHALEFET YAN YANA/24.07.2022
FAİZİ Mİ, ANAPARAYI MI SİLELİM, YOKSA EĞİTİMİ TÜMDEN ELDEN Mİ GEÇİRELİM?/23.07.2022
BİZ HARİÇ “TÜM DÜNYA YANLIŞ YAPIYOR” OLABİLİR Mİ ?/19.07.2022
İLK 20’YE TEKRAR GİRDİK (!) /14.07.2022
SERMAYE KONTROLLERİ İYİ Mİ KÖTÜ MÜ ?/11.07.2022
SRİ LANKA: İÇ SAVAŞIN PENÇESİNDEN IMF’NİN KAPISINA!/10.07.2022
NATO Zirvesi Toplanırken/30.06.2022
SEÇİM YOLUNDA UKRAYNA SAVAŞI BAHANE EK BÜTÇE ŞAHANE/24.06.2022
ENFLASYON DA BÜTÇE DE FEVKALADENİN FEVKİNDE /20.06.2022
ÖDEMELER DENGESİNE BAK DIŞ GÜÇLERİ GÖR/15.06.2022
EKONOMİK BÜYÜME (2) NEREYE KADAR ? (BÜYÜMENİN NİTELİKSEL SORGULAMASI)/12.06.2022
EKONOMİK BÜYÜME (1): NE PAHASINA ?/07 Haziran 2022
“FAKİRİN CUĞARASINA”, GARİBANIN BİRASINA DOKUNMAK !/30 Mayıs 2022
SEÇİM SATHI MAİLİNDE JEOPOLİTİK RİSKLER DE, KUR DA YÜKSELİŞE GEÇTİ/29.05.2022
KONUTTA ÜÇ MÜJDELİ HABER (2) ALTERNATİF BİR KONUT POLİTİKASI NASIL OLMALI ?/22.05.2022
KONUT FİYATLARI VE SURİYELİ SIĞINMACILAR /11.05.2022
EMEK, BARIŞ VE DEMOKRASİ MÜCADELESİ BİR BÜTÜNDÜR / 05.05.2022
UKRAYNA SAVAŞI, GIDA ENFLASYONU, ARTAN YAŞAM MALİYETLERİ VE KAPIDAKİ AÇLIK/17.04.2022
YENİ EKONOMİK MODEL BAŞLAMADAN BİTTİ / 12.04.2022
UKRAYNA SAVAŞI, DÜNYA EKONOMİSİ VE BARIŞ GÖRÜŞMELERİ /03.04.2022
BÜTÇEMİZ HAZİNEMİZ MÜSAİT AMA SİZİN İÇİN DEĞİL /23.03.2022
AYNI GEMİDE DEĞİLİZ / 14 Mart 2022
KAPİTALİZM BİRLEŞTİRİCİ DEĞİL PARÇALAYICIDIR, BÜTÜNLEYİCİ DEĞİL BÖLÜCÜDÜR !/6 Mart 2022
ANADİL, DOĞRUDAN DEMOKRASİ, EKOLOJİ VE EMEK MÜCADELESİ / 21.02.2022
Halkın Beslenme ve Isınma Arasındaki Zor Seçimi / 09.02.2022
TÜRKİYE EKONOMİSİ DÜNYANIN GERİ KALANINDAN NEGATİF AYRIŞMAYA DEVAM EDİYOR !/ 28.01.2022
ENFLASYON YERLİ Mİ GEÇİCİ Mİ YÖNETİM HATASI MI ? /24.01.2022
ENFLASYONU DÜŞÜREMEDİK YERİNE İHRACAT VERELİM/ 11.01.2022
2021’DE EKONOMİK TABLO /10.01.2022
TÜRKİYE EKONOMİSİ DÜNYADA İLK 10’A GİREBİLİR Mİ ?, GİRMELİ Mİ ? /03.01.2022
NASS, FED DERKEN ‘ÖRTÜLÜ’ FAİZ ARTTIRIMI GELDİ!/ 23.12.2021
KUR KORUMALI MEVDUAT VE ÖRTÜLÜ FAİZ ARTTIRIMI ÜZERİNE/ 22.12.2021
TÜRKİYE EKONOMİSİ FİNANSAL KRİZDEN ÖNCEKİ SON DURAKTA / 17.12.2021
HOŞ OLMAYAN İKTİDAR ARİTMETİĞİ HALK ENFLASYON VE KUR ALTINDA EZİLİRKEN EKONOMİYİ BÜYÜTMEK/ 04.12.2021
SON FAİZ İNDİRİMİNİN NEDENLERİ VE OLASI SONUÇLARI./ 21.11.2021
DEMOKRATİK KATILIMCI BİR HALK BÜTÇESİNE İHTİYACIMIZ VAR./15.12.2021
KÜRESEL İKLİM FİNANSMANI İKLİM YIKIMINI DURDURABİLİR Mİ ?/ 08.11.2021
PROF. DURMUŞ YENİ BİR SAVAŞA GİRMEK YANGINA KÖRÜKLE GİTMEKTİR/ 24.10.2021
DEVLET-SERMAYE SINIFI İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TÜSİAD’IN YAPTIĞI ÇIKIŞ /21.10.2021
VERGİDE EKLEKTİK POPÜLİZM (MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR)/ 17.10.2021
İKLİM GÖÇMENLERİ (İKLİM KRİZİ, GÖÇ VE SIĞINMACI İLİŞKİSİ-2)/10.10.2021
EMPERYALİZM VE EYLÜL ASKERİ DARBELERİ : 11 EYLÜL 1973 ŞİLİ VE 12 EYLÜL 1980 TÜRKİYE/11.09.2021
ORTA VADELİ PROGRAM: ORTAYA VASAT PROPAGANDA BELGESİ/ 09.09.2021
DÜNYA BARIŞ GÜNÜ’NDE YÜKSELEN MİLİTARİZM VE ASKERİ HARCAMALAR (İKLİM KRİZİ-MİLİTARİZM İLİŞKİSİ-1)-1) /01.09.2021
İKLİM KRİZİ GELİR EŞİTSİZLİĞİ İLİŞKİSİ /22.08.2021
İKLİM KRİZİ ARTIK BEKLENENDEN ÇOK DAHA YAKIN ! 15.08.2021
ACİLEN ÇÖZMEMİZ GEREKEN 5 TEMEL SORUN /08.08.2021
DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR”DA…/ 01.08.2021
AŞILAMADAKİ SORUN: HALK MI MESAFELİ, İKTİDAR MI YETERİNCE GAYRETLİ DEĞİL ? /30.07.2021
PARANIN İZİNİ SÜR, YOLSUZLUKLARI GÖR! / 19.07.2021
DEMOKRASİYİ SAVUNMAK, KAMUSAL HİZMETLERİ VE KESK’İ SAVUNMAKTIR./ 27.06.2021
KAMU MALİYESİ RAPORU VE BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ BÜTÇEDEKİ ADALETSİZLİKLERİ TESCİL EDİYOR!/23.06.2021
İLK GÜNAHI KİM İŞLEDİ ? / 13.06.2021
YOUTUBE YAYINI : KARANTİNA TV SALYADAN KURAKLIĞA İKLİM YIKIMI VE TÜRKİYE EKONOMİSİ/07.06.2021
BİRİ BÜYÜDÜ, BİRİ KÜÇÜLDÜ BİRİ YENİDEN BULUNDU./06.06.2021
KOLOMBİYA’DA VERGİ İSYANININ ORTAYA ÇIKARDIĞI GERÇEKLER./30.05.2021
YOUTUBE YAYINI: KARANTİNA TV MAFYANIN İKTİSADI, EKONOMİNİN MAFYASI
CARİ AÇIĞA DAYALI BÜYÜMEYE DEVAM / DIŞ BORÇ STOKU VE HEBA EDİLEN 18 YIL (3)/23.05.2021
ÖNCE SOSYAL ADALET /20.05.2021
CARİ AÇIĞA DAYALI BÜYÜMEYE DEVAM / PORTFÖY YATIRIMLARI PARADOKSU (2)/17.05.2021
YOUTUBE YAYINI: KARANTİNA TV: EKONOMİNİN VE YÖNETİMİN PERFORMANSI
CARİ AÇIĞA DAYALI BÜYÜMEYE DEVAM / DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI KURUDU (1)/09.05.2021
GAZETE DUVAR RÖPORTAJI PROF. DR. MUSTAFA DURMUŞ: “KAYNAK OLMADIĞINDAN DEĞİL NİYET OLMADIĞINDAN HALKA DESTEK VERİLMİYOR.”/02.05.2021
SALGINDA 1 MAYIS: RÜYAYI GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRMEK HALA MÜMKÜN !/02.05.2021
YOUTUBE YAYINI: KARANTİNA TV BİZ DURURSAK HAYAT DURUR !: SALGIN KOŞULLARINDA İŞÇİ SINIFI /26.04.2021
İNKAR KRİZ GERÇEĞİNİ ORTADAN KALDIRMAYA YETMİYOR/26.04.2021
GELİR DESTEKLİ BİR AYLIK TAM KAPANMA: HEM SAĞLIĞIMIZI, HEM DE EKONOMİYİ KORUMAK İÇİN/18.04.2021
YOUTUBE YAYINI: KARANTİNA TV “COVID SIRASINDA ve SONRASINDA EMEK DÜNYASI”/12.04.2021
DEVLET BÜYÜRKEN KAMUSALLIK HIZLA TASFİYE EDİLİYOR /11.04.2021
“GÜVEN”, “İSTİKRAR” VE “ŞAHLANAN” TÜRKİYE EKONOMİSİNİN TEKNOLOJİ VE SANAYİ TEMELİ/04.04.2021
SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI STRATEJİSİNE DEVAM /25.03.2021
İKTİDAR BLOĞUNUN STRATEJİSİ ÜZERİNE/24.03.2021
YOLSUZLUK ALGISI ENDEKSİNDE 15 PUANLIK KÖTÜLEŞME/22.03.2021
REFORM ALGISINA DEĞİL KÖKLÜ İLERİCİ BİR DEĞİŞİME İHTİYACIMIZ VAR/14.03.2021
COVİD 19 SALGINININ İKİNCİ YARISINDA TÜRKİYE EKONOMİSİ: GERÇEKLER VE ALGI YÖNETİMİ/07.03.2021
“TEMEL GELİR GÜVENCESİ” ZAMANI / 03.03.2021
COVİD-19 SALGINININ İKİNCİ YARISINDA DÜNYA: DÜNYA EKONOMİSİNE İLİŞKİN ÖNGÖRÜLER.
KAPİTALİZM VE SPEKÜLASYON: TESLA, ELON MUSK VE BİTCOİN
HALK VERGİ YÜKÜ ALTINDA EZİLİYOR, VERGİ REKORTMENLERİ İSİMLERİNİ GİZLİYOR!- SERVET VERGİSİ NEDEN VE NASIL ALINMALI ? (8)/07.02.2021
SERVETİ NASIL VE NEDEN VERGİLENDİRMELİYİZ ? (3.BÖLÜM) – EŞİTSİZLİKLER ARTIYOR VE MÜDAHALE GEREKİYOR/03.02.2021
SERVETİ NEDEN VE NASIL VERGİLENDİRMELİYİZ? (2.BÖLÜM): COVİD 19 VE KAMU GELİRİ İHTİYACI/01.02.2021
SERVETİ NASIL VE NEDEN VERGİLENDİRMELİYİZ ? BİRİNCİ BÖLÜM/03.01.2021