Ümit ÖZDEMİR / 31.08.2022
Sanatı hakkında çok şey söylenebilir. Ferhan Şensoy’u farklı ve özgün kılan taklidi imkansız bir emprovizasyonu yani doğaçlamayı sahnede, o anda içinden geldiği gibi bir gazete haberinden yola çıkarak sahnelemesiydi. Onun bu yeteneği kuşkusuz daha önce görülmemiş ve denenmemiş bir sanatsal yoruma ulaşma arzusundan kaynaklanıyordu. Şensoy tiyatro ile ilgili ilk ilgilerini Devekuşu Kabare ile yaşadı. Haldun Taner ekolünden beslenen Şensoy, bu pratiğin kendisine yetmeyeceğinden olsa gerek Fransa ve Kanada’da 3 yıl sürecek olan tiyatro eğitimine başladı. Gördügü bu eğitim ve aynı zamanda edebiyata olan ilgisi çok yönlü gelişiminin kökenleri hakkında bir fikir veriyor. Nitekim yazdığı Şu Gogol Delisi (Ce Fou de Gogol) oyunuyla 1975’te En İyi Yabancı yazar ödülünü alması, Şensoy’un tiyatroya sunacağı katkının derinliğini gösterir.
Şensoy ve Orta Oyuncuların espri stratejisi, Kabare kökeninden beslenmekle birlikte toplumsal meseleler üzerine kafa yoran kentli, aydın entelektüelleri izler kitle haline getirmesiyle biçimlenir. “Espriyi satmak” yani espriyi bütünleyen jest, mimik ve müziklerle seyirciyi güldürmeyi amaçlayan bu yöneliş, giderek genişleyen bir hayran kitlesinin oluşmasına neden oldu.
Şensoy ve arkadaşları sanat hayatıının en sıkıntılı dönemlerini 12 Eylül darbesinden sonra sahnelediği Şahları da Vururlar oyununda İran’da İslam Devrimi öncesi yozlaşmış Şahlık rejimini eleştirdiği oyunuyla yaşadı. Oyunun sahnelendiği Şan Tiyatrosu şüpheli bir yangınla küle dönüşürken, Ferhan Şensoy 21 gün hapis cezası alacaktı. Oyundan önce kimliği belirsiz kişilerce telefonla aranıp oyunu sahnelememesi yolunda tehditler alan Şensoy ve arkadaşları, oyunu sahneledikleri esnada gerici bir grup tarafından saldırıya maruz kalır. Şan tiyatrosunun yakıldığı gün görevli kolluk kuvvetleri yerine başka görevlilerin gelmesi, gelenlerin şüpheli davranışlar sergilemesi ve oyun bittikten sonra tiyatroda duyulan patlama sesleriyle çıkan yangında tiyatro küle döner. Tiyatronun bekçisi Niyazi Özlü’nün hayatını kaybettiği yangın, 1971 darbesi öncesi AKM’nin yakılması türünden kültür ve sanata düşmanlığın son evrelerinden biriydi. Çatlak ses istemeyen 12 Eylülcüler tiyatronun yanması dosyasını da sümen altı ettiler. Şensoy bu durumu “Çok faşist bir yağmur yağıyor, sanırım kocaman bir şemsiyenin altında toplanmanın zamanı” sözleriyle karşılar.
Ferhan Şensoy’un sanatının olgunluk evresinde bir biri ardına sahnelediği Parasız Yaşamak Pahalı, Kahraman Bakkal Süper Markete Karşı oyunlarıyla eleştirel düşüncenin tiyatroyla buluşmasında öncü bir rol oynadı. Tekelci kapitalizmin gelişmesiyle birlikte mevzi kaybeden küçük burjuva dükkan ekonomisinin hallerini yansıttığı Kahraman Bakkal Süper Markete Karşı oyunu, neoliberalizmin memleket ekonomisine, insan ilişkilerine verdiği ağır hasarın sanatsal bir analiziydi. İstanbul’u Satıyorum adlı oyununda Münir Özkul’un canlandırdığı Mimar Sinan’ın İstanbul’da ANAP’lı belediye başkanı Bedrettin Dalan döneminde hızlanan kent yağması karşısındaki şaşkınlığı, kentin hızla dejenere olan mimari kimliği karşısında büyük hayalkırıklığını ve köksüzleşmeyi dile getirdiği sahneler bugün de devam eden dejenerasyonun kökenlerini aydınlatır.
Ancak herhalde Karl Valentin’in hayatından esinlenerek kaleme aldığı İçinden Tramvay Geçen Şarkı, düşünsel veriminin en yüksek evrelerinden biriydi. Brechtyen etkinin en fazla hissedildiği oyun, Hümeyra’nın da şarkılarıyla ve bir izleyicisinin ekşisözlüğe yazdığı “dönemin karanlık apolitik ortamında içlerindeki durdurulamaz sorulara yanıt arayan, öğrenmeye, değişmeye çalışan biz gençleri fareli köyün kavalcısı gibi peşine takmıştı Ferhan Şensoy” sözleriyle andığı oyun Şahları da Vururlar oyunundan sonra politik tiyatronun en seçkin örnekleri arasında yer alır. İçinden Tramvay Geçen Şarkı oyunundan sonra Orta Oyuncuların Beyoğlu’na tiyatro kostümü olan Nazi kıyafetleriyle çıkmaları ve “kimlikler bitte” sorusuyla herkesi kimlik kontrolünden geçirmeleri ve yalnızca bir kişinin bu duruma itiraz etmesi, otoriterizm karşısında düştüğümüz gülünç durum değil miydi ?
Şensoy’un seyircisiyle bütünleşmesi yaşamından küçük bir anekdotla devam edelim. Yoğun kar yağışının olduğu bir kış gününde Ses sahnesinde sergileyeceği Ferhangi Şeyler oyununa seyircinin gelmesinin imkansız olduğunu düşünür. Biletler de satılmıştır ancak oyunun iptal edildiği duyurusuna rağmen, seyirci yoğun hava muhalefetini aşarak oyuna gelir ve onu yalnız bırakmaz.
Şensoy sinema da da eserler verir ne amaçla oynadığı belli olmayan başrollerini Sezen Aksu ile paylaştığı Büyük Yalnızlık hariç genelde nitelikli filmlerde rol aldı. Bir Küba güzellemesi Şans Kapıyı Kırınca ardından hukuk ve yargılama komedisi Pardon’u Son Ders Aşk ve Üniversite filminde canlandırdığı unutulmaz akademisyen Saffet Ercan karakteri takip eder. Muhalif Başkan ile siyasi rakiplerine karşı kasabasını ayakta tutmaya çalışan belediye başkanını canlandırır.
Ferhan Şensoy, tiyatro sanatını bir Don Kişotluk düzeyine yükselten az sayıda sanatçıdan biriydi. 44 oyun yazarak tiyatro sanatında literatüre eşsiz bir katkıda bulunmakla kalmadı, aynı zamanda kurucusu olduğu Ortaoyuncular sahnesi, oyuncu yetiştiren bir tür konservatuvar işlevi gördü. Gündelik hayatın ve siyasetin içinden süzdüğü espri, karşıtlıklardan ve absürtlükten beslenen anlatı tarzı, Türk tiyatrosunun ana kaynaklarından meddahlığın modern bir yorumunda buluştu. Bu verimli buluşma, tiyatronun güldüren ama aynı zamanda düşündürmeyi hedefleyen bir dramatizasyonla harmanlandı. Şensoy ve arkadaşları tiyatro ve sanat anlayışını, meddahlıktan kökenini alan ama aynı zamanda halk tiyatrosunun imkanları ve çağdaş drama ekollerinin anlatı tarzıyla birleştirmeyi bir anlamda sentezde buluşturmayı hedefledi.
Kendisiyle yapılan bir röportajda tiyatro seyircisinin de ciddi bir krizde olduğunu, tiyatronun sürekli seyirci kaybı yaşadığını ifade eden Şensoy, seyircinin azaldığı bir kültürel ortamda tiyatronun mali yüklerinin taşınmasının giderek zorlaştığını söyler. Ustası Münir Özkul’dan devraldığı kavuğu kime devredeceğini kara kara düşünen Şensoy, ister istemez hüzünlenirken de haklıydı. Vasatlığın hükümranlığını kurduğu bir çağda, her kötü şeyin tiyatroyla anıldığı bir evrede kavuk kime devredilebilirdi ki ? Şensoy’un eleştirel dilinden ve hicvinden nasibini almayan hiçbir toplum kesimi kalmadı. Bu eleştirel düşüncesi eleştirinin krizden doğduğunu ve yine krizi beslediğini öne süren Brecht’le de hemhal olmasını sağladı. Elbette bu yazı sanatçının biyografisini merak eden okuyucu için yeterli olmayabilir. Bu yüzden kendi hayatını kaleme aldığı otobiyografik iki kitabı Kalemimin Sapını Gülle Donattım ve Başkaldıran Kurşunkalem’i okumanızı tavsiye ederim.
Yaşamının son döneminde Beyoğlu’nda yaşanan dejenerasyona ve Kültür Bakanlığı’nın özel tiyatrolara kestiği desteğe rağmen Orta Oyuncuları ayakta tutmaya çalıştı. Vefatının ardından bir kısım kültür düşmanının cenazesine katılması da kendisinden hiç hoşlanmayanları bile bir araya gelebildiği enteresan bir buluşmaydı. Cenaze töreninin ardından Beyoğlu ve Cihangir sokaklarında dolaşırken barlarda ve cafelerde gördüğümüz Ferhan Şensoy afişleri de vefanın eski bir İstanbul semti olmadığının kanıtı gibiydi..
Yazarımızın daha önce yayımladığımız yazıları
NEO-OSMANLICILIĞIN AĞIR YENİLGİSİ: BİR FANTEZİNİN AĞIR BEDELİ ÜZERİNE ANALİZ DENEMESİ/15.08.2022
HAFIZA-İ BEŞER: FATSA VE BURJUVAZİNİN YOK EDİCİ MELEĞİ* 1/01.08.2022
NAİF, MİSTİK, ROMANTİK VE ŞAİR: İLHAN İREM/29.07.2022
25. SANAT YILINDA MOR VE ÖTESİ: ALTERNATİF ROCK’UN YÜZAKI GRUBU
12 MART: UYANIŞLARIN BÜYÜK ETKİSİ, UYANIŞ, DİRENİŞ VE DARBE./02.04.2022
Kitap Tanıtım: 1902 Doğumlular / 07.03.2022
Kitap Tanıtım: Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!/28.02.2022
Yeni başlayanlar için Kürt Meselesi: Büyük Adam Küçük Aşk /01.10.2021
Sinemada 12 Eylül: Tank Paletiyle Gelen Neoliberalizmin Beyazperdeye Yansıması / 12.09.2021
SOĞUK SAVAŞTA GERİCİ BİR POGROM: 6-7 EYLÜL
Kentin Hüzünlü Şairi: Turgut Berkes / 10.07.2021
Menekşe’den Önce Bir Kıyımın İzinde Kardeşinin İzini Aramak / 02.07.2021
Körlük: Hakikat Neye Yarar Göz Yalansa ? / 18.06.2021
Tozkoparan’da Kentsel Dönüşüm / Rantsal Bölüşüm ve Direniş / 25.06.2021
*Propontis’in ölümü: Elveda Güzel Marmara / 31.05.2021
Bir Avuç Cesur İnsan: Derelerin özgür akması için verilen mücadelenin öyküsü /08.05.2021
Kitap Kritiği : Alnında Mavi Kuşlar / Aysel Özakın / 01.05.2021
16 Mart Katliamı: Darbeye ayarlı bir faşist saldırı / 16.03.2021
Kitap Kritiği Zaniyeler / Selahattin Enis / 24.02.2021
Çin Sendromu: Neoliberal çağın ilk büyük çevre sorunu / 15.02.2021
Pasteur: “Uzun Yüzyılın” Dahisi / 14.02.2021
Futbol ve Sinema: Son anda harekete geçen vicdan duygusu: Kaledeki Yalnızlık. / 01.02.2021
Atları da Vururlar: Çılgın yarışa eşlik eden bir çöküşün tasviri / 31.01.2021
Mississippi Yanıyor, Soğuk Savaş’ın ortasında ırkçılığın can yakan atmosferi… / 31.01.2021
Müzik Kutusu: Geçmişin gölgeleri içinden yürüyen insanlık suçuna bakış. / 31.01.2021
Toz Bezi: Başkalarının kirinden güvencesizliğe bir bakış. / 31.01.2021
Babamın Kanatları ya da türkü söylenmeden inşa edilen yapıdan güvencesizlerin öyküsü / 31.01.2021
Hotel Ruanda ya da Irkçılığın Afrika’daki zehirli etkisi / 31.01.2021
Hypatia: Bilimin çağlar ötesinden parıldayan çılgın elması / 31.01.2021
Takva ya da bir örümcek ağının anatomisi / 31.01.2021
Gecelerin Ötesi ya da her mahallede bir milyoner yaratmanın hazin öyküsü. / 31.01.2021
Cenneti Beklerken ya da sanatçının hayatta kalmak derdindeki bir portresi. / 31.01.2021
Press ya da Özgür Gündem’in yaşadıkları: Kan var bütün kelimelerin altında ! / 31.01.2021
Futbol ve Sinema: Cehennemde İki Devre Faşizmle ölümüne bir maçın kahramanları.. / 31.01.2021
Özel Bir Gün : Faşizmin Gölgesinde İki İnsanın Öyküsü / 31.01.2021
Ahh Güzel İstanbul : Şöhret arzusunun peşinden modern zamanlara İstanbul’dan bir bakış. / 30.01.2021
Kitap Tanıtım: 1902 Doğumlular / 07.03.2022
Kitap Tanıtım: Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!/28.02.2022
Yeni başlayanlar için Kürt Meselesi: Büyük Adam Küçük Aşk /01.10.2021
Kentin Hüzünlü Şairi: Turgut Berkes / 10.07.2021
Menekşe’den Önce Bir Kıyımın İzinde Kardeşinin İzini Aramak / 02.07.2021
Körlük: Hakikat Neye Yarar Göz Yalansa ? / 18.06.2021
Tozkoparan’da Kentsel Dönüşüm / Rantsal Bölüşüm ve Direniş / 25.06.2021
*Propontis’in ölümü: Elveda Güzel Marmara / 31.05.2021
Bir Avuç Cesur İnsan: Derelerin özgür akması için verilen mücadelenin öyküsü /08.05.2021
Kitap Kritiği : Alnında Mavi Kuşlar / Aysel Özakın / 01.05.2021
Cinsiyet, savaş, milliyetçilik ve zehir: Yaşamak için çalışmak ve çalışırken ölmek: Bir Peri Masalı Radyum Kızları / 27.03.2021
16 Mart Katliamı: Darbeye ayarlı bir faşist saldırı / 16.03.2021
Kitap Kritiği Zaniyeler / Selahattin Enis / 24.02.2021
Çin Sendromu: Neoliberal çağın ilk büyük çevre sorunu / 15.02.2021
Pasteur: “Uzun Yüzyılın” Dahisi / 14.02.2021
Futbol ve Sinema: Son anda harekete geçen vicdan duygusu: Kaledeki Yalnızlık. / 01.02.2021
Atları da Vururlar: Çılgın yarışa eşlik eden bir çöküşün tasviri / 31.01.2021
Mississippi Yanıyor, Soğuk Savaş’ın ortasında ırkçılığın can yakan atmosferi… / 31.01.2021
Müzik Kutusu: Geçmişin gölgeleri içinden yürüyen insanlık suçuna bakış. / 31.01.2021
Toz Bezi: Başkalarının kirinden güvencesizliğe bir bakış. / 31.01.2021
Babamın Kanatları ya da türkü söylenmeden inşa edilen yapıdan güvencesizlerin öyküsü / 31.01.2021
Hotel Ruanda ya da Irkçılığın Afrika’daki zehirli etkisi / 31.01.2021
Hypatia: Bilimin çağlar ötesinden parıldayan çılgın elması / 31.01.2021
Takva ya da bir örümcek ağının anatomisi / 31.01.2021
Gecelerin Ötesi ya da her mahallede bir milyoner yaratmanın hazin öyküsü. / 31.01.2021
Cenneti Beklerken ya da sanatçının hayatta kalmak derdindeki bir portresi. / 31.01.2021
Press ya da Özgür Gündem’in yaşadıkları: Kan var bütün kelimelerin altında ! / 31.01.2021
Futbol ve Sinema: Cehennemde İki Devre Faşizmle ölümüne bir maçın kahramanları.. / 31.01.2021
Özel Bir Gün : Faşizmin Gölgesinde İki İnsanın Öyküsü / 31.01.2021
Ahh Güzel İstanbul : Şöhret arzusunun peşinden modern zamanlara İstanbul’dan bir bakış. / 30.01.2021