Mert Yıldırım / 24.07.2022
Yaklaşık 6 yıldır Edirne F tipi hapishanesinde tutsak olan Demirtaş, hapishane ve mahkemelerdeki dik duruşu ile başta Kürtler olmak üzere demokratik kamuoyunun takdirini kazandı. Daha sonra öykü ve roman denemeleri ile bir başka özelliğini daha ortaya koyan Demirtaş, şimdilerde ise günlük siyasette yönelik eleştiri ve önerileri yaparak gündem belirlemeye başladı. Öyle ki artık demokratik kamuoyu “Demirtaş ne diyor” diye günlük takip ediyor.
Demirtaş sadece eleştirmiyor, aynı zamanda politik çıkış ve dönüşüm biçimleri üzerine kafa yoruyor ve önerileri de bulunuyor. Demokratik siyasetin disiplinine uygun olarak izlenmesi gereken taktiklerin çerçevesini çiziyor.
Mevcut demokratik siyasetin esas olarak devrimci sahanın ürünü olduğunu ve tabi bunun kaçınılmaz olarak bir hegemonyaya yol açtığını bilen Demirtaş, nazik bir üslupla öneri ve eleştiriler yapıyor. Sözkonusu her bir sahanın diğer saha üzerinde etkisi ve nüfusu olabileceğini ama bunun otomatik değil, kendi iç evrimi ile dolaylı olması gerektiğini belirtiyor. Her bir sahanın kendisine göre dili ve tarzı olduğunu ve birbirine ikame edilmemesi gerektiğini altını çizen Demirtaş, eski alışkanlıklarla yeni dönemin demokratik siyaset biçiminin iç içe olamayacağını pratik sürecin kanıtladığını ifade ediyor. İkameci ilişkilerde ısrar etmenin tıkanmaya ve kendisini tekrar etmeye başladığını belirtiyor.
Demirtaş, kendisinin bulunduğu alanın ve üstlendiği misyonun bir gereği olarak ihtilalci ve volontarist (iradeci) yöntemlere tamamen son vermeyi salık verirken, bunun tek taraflı çok zor olacağını vurguluyor. En büyük şiddet aygıtı olan devletin operasyonları ve baskıları son bulmadıkça karşı şiddetin tek taraflı son bulmasının zor olacağını belirtiyor. Böylece bir yerleri hiçleştirmeye çalışmadığı gibi, yapmaya çalışanları da irrasyonel buluyor.
Demirtaş, son günlerde yaptığı röportajlarda ve yazdığı makalelerde iktidarın bir süredir yapmaya çalıştığı kişileri ve alanları karşı karşıya getirme planlarını da boşa çıkardı. İmralı ile Edirneyi karşı karşıya getirme girişimlerinin beyhude olduğunu ortaya koydu. Böylece hem sarayın oyunlarını bozdu hemde bu oyuna meyilli olan muhalefete ayar çekti.
Demirtaş, T24’te Murat Sabuncu ile yaptığı son röportajda içe dönük eleştiriler yaparak çıtayı yükseltti. HDP’nin programının verili koşullara denk düştüğünü ancak kullanılan dil, iç işleyiş ve ilişkilerin buna uygun olmadığını dile getirdi. İç demokrasinin içselleştirilmesinin elzem olduğunu söyleyerek bir başka güncel sorunu gündeme getirdi.
(Demirtaş üniversite yıllarında ütü yaparken fotoğraf nadir tarihi fotoğraflar twitter hesabından)
Sonuç olarak; Siyasal mücadele sürecinde bazı kişilikler öne çıkar.Toplumların takdirini kazanır. Bu doğal bir sonuçtur.
Demirtaş’ın öne çıkmasında HDP programının büyük rolü bulunuyor. Ancak HDP programının dolaşımı sokulmasında ve geniş kitleler tarafında bilinmesin de kendisinin önemli etkisi olduğunu teslim edilmesi gerekiyor.
Ve öyle anlaşılıyor ki Demirtaş gündem olmaya ve gündem yaratmaya devam edecek.