NEDEN SOKAK TARTIŞMASI ?

Mert Yıldırım / 18.01.2022

Sarayın başı her hafta yeni bir söylemle gündem yaratmaya çalışıyor.

En son gündeme getirdiği konulardan biri de sokak hareketi üzerine oldu.

Muhalefeti kast ederek “sokağa çıkarlarsa cumhur ittifakı olarak önümüze katar kovalarız”. Ve devamla daha da ileri giderek “15 Temmuz da ne yaptığımız biliniyor” diyerek açıktan tehdit etti. Ama muhalefet bu ne pervasız bir açıklama, bu bir skandaldır, sokağa çıkmak temel bir haktır demek yerine, “bizim sokak çağrımız yok”, “bizim kitabımızda sokak yok” diyerek güya oyun bozdu.

Böylece ortaya yanıt bekleyen bir yığın sorular çıktı.

1-Ortalıkta sokak hareketi yokken, birileri sokak çağrıları yapamazken, (en azından millet ittifakı tarafından) Sarayın başı bu konuyu niye gündeme getirdi?

2-Cumhur ittifakı olarak önümüze katar kovalarız ne demektir? Sokak yasak ise kolluk kuvvetleri yetmiyor mu?

3-15 Temmuzda ne oldu? Sözde darbe girişimine karşı “milletin” sokağa çıkıp tepkisini göstermedi mi? Yoksa bunun dışında başka şeyler mi oldu?

4-Saray rejimi, sokak hareketini mi  istiyor? İstiyorsa bunun için hangi hesapları yapıyor?

5-CHP ve İyi Parti’nin başını çektiği muhalefet hiç tartışmaya girmeden neden yemin billah ederek sokağa çıkmayacaklarını söylediler?

Birinci sorudan başlayalım.

Artan ekonomik krize karşı bireysel de olsa “biz açız” diyen insanlar var. Bunun yarın öbür gün kartopu gibi büyüyüp tüm sokakları ve meydanları doldurmayacağının garantisi yok. Ayrıca ortada Gezi diye bir deneyim var. Bunun saray rejimi için nasıl bir kabusa dönüştüğü biliniyor. Bu nedenle şimdiden tedbir alınmak isteniyor. Önden gözdağı veriliyor.

İkincisi, eğer birileri böyle bir şeye kalkışırsa hak-hukuk tanımam ezer geçerim. Bedeli ne olursa olsun İktidarımı hiç bir koşulda bırakmam demek isteniyor.

Üçüncüsü, 15 Temmuz da milletim yapması gerekeni yapmış ve hesap soran olmamıştır. Bundan sonrada bunu yaparız ve hesap vermeyiz demek isteniyor.

Dördüncüsü, belki garip gelecek ama sahiden sokak hareketini istiyor olabilir. Çünkü yığınların örgütlü olmadığını ve dolayısıyla rejim için tehlike arz etmeyeceğini düşünüyor. Ama kendisi bunu gerekçe yaparak olağanüstü hal ilan ederek seçim başta olmak üzere yasak ve baskılarla iktidarını güvence altına almayı hedefleyebilir.

Beşincisi, muhalefet altını çizdiğimiz dördüncü hesabı dikkate alarak sokağı bir provokasyon olarak okuyor olabilir. Nitekim bunu açıktan söylüyorlar. Ama bunun dışında başka kaygıları da kuvvetle muhtemeldir.

Bir önceki yazımızda tek adam rejiminin esas gereksinimi Rojava’da ortaya çıkan statü ve HDP öncülüğünde demokratik siyasetin  artan hegemonya olduğunu altını çizmiştik.

Çökertme planı adı verilen darbe ve açık faşizm programı, Kürt direnişini ve demokratik siyaseti belli noktalarda geriletti ise de teslim alamamıştır. Aksine bütün eksikliklerine karşın gündemi etkilemeye ve belirlemeye devam ediyor.

Hal bu iken millet ittifakı da sokak hareketini tercih etmez. Çünkü sokak hareketi dinamiktir ve her an kontrolden çıkabilir. Tarihte bunun sayısız örnekleri bulunmaktadır.

Sokak hareketi devrimci-demokratik kuvvetlerin önünü açabilir. Böylece bir alternatif olarak ortaya çıkabilir.

Millet ittifakının birçok hususta Saray sistemiyle anlaşmasının nedeni budur.

O halde mevcut  muhalefetten bir şey beklemek yerine asgari program etrafında, radikal demokratik siyaseti esas almak ve bu alanın kuvvetleri ile omuz omuza olmak dönemin gerektirdiği temel görevdir.

Diğer Yazılar

DARBELERİN DARBESİ, KRİZLERİN KRİZİ

Yazarımız Zeki Tombak’ın bu yazısı Ne Yapmalı dergisinin 3. sayısı için kaleme alındı. Sitemizde de …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir