Sevgili Faika Teyze’yi kaybettik.
Faika (Sanul) Artan, İzmir’in köklü ailelerinden gelen bir doktordu. 80’lerde tanıma ve konuşma şansı
bulduğum, ateşli bir Jöntürk ve tam bir Jakoben olan babası Ali Rıza Bey, ve annesi Cazibe Hanım
Selanik kökenliydi. Ona refahı garanti eden maddi ve toplumsal konumuna rağmen Faika Hanım
sosyalizmi seçti. Solcuların bir avuç olduğu, solcu olmanın hapis ve işkenceden başka bir anlama
gelmediği o karanlık 50’li yıllarda Türkiye Komünist Partisi’ne girdi. Gençlik çalışmasında görev aldı,
tutuklandı, hapis yattı.
Onu ve değerli eşi, yoldaşı Hilmi Amca’yı 75 sonrasında tanıdım. Hem 80 öncesinde, hem de 12
Eylül’ün o karanlık günlerinde evlerini bizlere tereddütsüz açtılar. Evlerinde toplantı yaptık, günlerce
yattık, yemek yedik, belli günlerde kutlama yaptık, kitaplarını ödünç aldık, plaklarını dinledik. Faika
Teyze o her zaman ciddi ama şefkat dolu yüzüyle bizlere destek oldu, dinledi, deneylerini ve anılarını
aktardı. Eski komünistlerin, geçmişin o sert koşullarda oluşan sağlam kişiliklerini ve dünyaya
bakışlarını, belgesel kitaplar basılmazdan çok önce ilk defa onlardan öğrendik.
Başta (neredeyse aile dostu gibi yakın oldukları) Behice Boran ve Nihat Sargın olmak üzere, tüm
eski kuşak sosyalistler arasında tanınan ve sevilen insanlardı. Faika Teyze benim de ilk çocuğumun
doktoru, aynı zamanda bizlere kendisini tanıma şansı veren iki tane pırıl pırıl genç arkadaşımızın, Şirin
ve Şahin’in de annesiydi. Geçtiğimiz yıllarda eşi sevgili Hilmi Amca’yı kaybettikten sonra kendisini
ziyaret ettiğimizde, bir kanadı kırılmış gibiydi.
Öldüğünde 94 yaşındaydı. Bir asra yakın ömründe 2.Dünya Savaşı’nı, dünyada sosyalizmin
yükselişini, 60 sonrasını, TİP’i, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü, SSCB’nin çöküşünü, hepsini yaşadı; ama bunların
hiçbiri onun inançlarını, gerek baskıya ve sömürüye olan nefretini, gerek insanlığın mutlu geleceğine
olan umudunu sarsmadı.
Güle güle Faika Teyze…Seni tanımaktan gurur duyan gençlerin sevgisi hep seninle olacak.
Yıldızlar yoldaşın olsun..
Hamza Tiglay