Yönetmen Zoltan Fabri Yapım Yılı: 1961
Oyuncular: Imre Sinkovits, Dezsö Garas, László Márkus, Tibor Molnár, János Koltai
Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altındaki Macaristan’dayız çalışma kampındaki Yahudi ve Komünist esirler futbola meraklıdır. Naziler, eski bir olimpiyat sporcusu olan Onodi’den esirlerden oluşan bir futbol takımı kurmasını ve antrenörü olmasını ister. Onodi öncülüğünde antremanlara başlayan esirler bir yandan da savaşın sonunu ve özgür olacakları günlerin hayalini kurmaktadır. Esir kampından kaçma girişimleri başarısızlıkla sonuçlanır. Yönetmen Zoltan Fabri, Macar toplumunun bir özeti olan karakterleri filme özenle yerleştirmiştir. Zor şartlar altında devam eden antremanlar esirleri fizik olarak zorlamaya başlar. Bilerek az verilen besin maddeleri bir yandan çalışan bir yandan da antremanlara devam eden esirler arasında kavgaların çıkmasına neden olur.
Filmin dramatik çatışmasını hayatta kalmak için verilen mücadele oluştururken diğer yanda futboldan anlamadığı halde Nazi subayının “kim futbol oynamayı biliyor ?” sorusuna verdiği “ben biliyorum” cevabıyla esir Steiner verir. Steiner’in bu tutumu filme damgasını vuran ana esprinin ta kendisidir. Steiner’in ilk antremanda futboldan hiç anlamadığı ortaya çıkınca takım kaptanı Onodi’nin “Bana yalan söyledin” çıkışmasına verdiği “ evet yalan söyledim , çünkü bu kadar erken ölmek istemiyorum, bay Onodi. Eğer bir yolu varsa eve gitmek istiyorum” cevabı insanın yaşama arzusunun en köt ü koşullarda bile devam ettiğinin ispatı gibidir. Antrenmanlar hem kamptaki ağır iş ortamından kaçmanın, hem de kamptan bir kaç saatliğine de olsa uzaklaşarak kaçma planları yapmanın fırsatını sunar . Onodi ve arkadaşları kamptan kaçmayı başarsalar da özgürlükleri sadece bir gün sürer ve yakalanarak kampa geri götürülürler. Çıkarıldıkları askeri mahkemede maçtan sonra kurşuna dizileceklerini öğrenen esirlerin tamamı moral bozukluğuyla maça çıkmak istemese de kaptan Onodi’nin konuşmasıyla bu kararlarından vazgeçerler.
Nihayet Hitler’in doğum gününde maç oynanacaktır. Esirlere ve Macar toplumuna köle olmaları bir kerede sahada hatırlatılacaktır birçoğunun yürümeye mecali olmayan oyuncular ile antremanlı ve iyi beslenmiş Alman futbol takımının oynayacağı maçın sonucu belli gibidir. Maç, Almanların golleriyle başlar ve ilk yarı Almanların 3-1 üstünlüğüyle sona erer. Maçı çoktan bırakmış Macar esirlere kenardaki arkadaşlarından giden bir mesaj, maçın seyrini değiştirir, Esirler ve kaptan Onodi oyuna asılır ve art arda gelen gollerle hayatlarının en önemli maçını 4-3 kazanırlar ! Hayatları pahasına oynanan maç sonrası gelen galibiyeti kutlayan Macar esirlerin sevinçleri görülmeye değerdir. Bu duruma sinirlenen Alman albayın yanındaki rütbelisine oyuna müdahale etmesi gerektiğini söylemesi üzerine aldığı “bu sadece bir oyun” sözüne verdiği “bu bir isyan” cevabı gerilimi doruğa çıkarır. Filmin bu bölümünde futbol sahası çevresinde dizili askerleri gösteren yönetmen Zoltan Fabri, biraz sonra olacakların haberini verir gibidir.
Futbol bazen bir ulusun faşizme karşı direnişinin ta kendisi haline gelebilir. Sahaya çıkan 11 adam bunu ispatlayabilir. Ancak yenilgiyi hazmedemeyen faşistler önce sevinen en yetersiz Steiner’i sonra takım arkadaşlarını makineli tüfeklerle sahanın ortasında katlederler. Filmin en hazin sahnelerinden biri de bu sahnedir. Yönetmen Zoltan Fabri, yakın plan kamera hareketiyle ölü esirlerle seyirciye özdeşim kurmamızı ve faşist cellatların katlettiği futbol emekçilerine yakından bakmamızı ister gibidir. Fonda çalan zafer marşı sekansı tamamlar.
Cehennemde İki Devre, anti-faşist bir film olması, sıradan insanların da birer direnişçi olma potansiyeli taşıdıklarını göstermesiyle önemli bir filmdir. Sinema tarihinin ve hâkim sinema anlayışının unutturmaya çalıştığı bir başyapıttır. Bir takım teknik eksikliklerine rağmen Macar sinemasının yüz akı yapıtlarından biri olan Cehennemde İki Devre’nin 1980’lerde Victory adında sulandırılmış bir versiyonu çekilmiştir (Victory’de esirlerin hepsi müttefik kapitalist orduların askerleridir ve film mutlu sonla yani esirlerin firarıyla biter.
Ümit ÖZDEMİR